Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sınıfta tescilli markadan kaynaklı haklara, davalı yanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 29 ve madde 149/1 vd. uyarınca marka hakkına tecavüzünün ve Türk Ticaret Kanunu madde 55 ve madde 56 uyarınca Haksız Rekabet teşkil eden fiillerinin tespitini, önlenmesini ve durdurulmasını teşkil eden fiillerin oluştuğunu, tecavüzü oluşturan veya her türlü fikri ve sınai hakkı müvekkili firma'ya ait bulunan ve müvekkil firma ortağı olduğunu, giderleri müvekkili tarafından karşılandığını, tescil işlemlerinin yürütülmesi talimatı da müvekkili firma tarafından kendisine verildiğini, işlemleri muhatap ... tarafından yürütüldüğünü, bundan dolayı kötü niyetle kendi adına tescil edildiğini, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... domain adreslerinin, işlemlerin müvekkili firma nam ve hesabına yapıldığının tespitini, müvekkil firma adına devir ve kayıt edilmesini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu madde 149/l-g ve 149/1ll uyarınca hükmün masrafı davalıdan alınarak ilgililere tebliğ edilmesini,...

    Davalı vekili, davacının “kahve taneleri arasına oturtulmuş içinde kahve” tescilli markasını süresinde yenilemediğini, müvekkilinin usulüne uygun marka tescillerinden ve piyasada haklı bir üne kavuştuktan sonra eldeki davanın açıldığını, davacının kötüniyetli olduğunu, usul ve yasaya uygun olmayan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2005/8217 ve 2005/8218 nolu markaların “geçici barınma tedariki hizmetleri” dışındaki sınıf ve hizmetler için hükümsüzlüğüne, geçici barınma tedariki hizmetlerine ilişkin talep ve diğer taleplerin reddine, hüküm özetinin ilanına dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar dairemizce onanmıştır. Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

      Davalı tescilli markasının esas unsuru Sayın Mahkemenizin de takdir edeceği gibi ------ Bu nedenle de sadece destekleme unsuru olan diğer ibareler, davalı şirket marka tesciline ayırt edici özellik kazandırmadığını, Müvekkili şirkete---- markasının tanınmış marka olduğunu, Davalı tarafa ait,---sayı ile kayıtlı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı vekili 02/06/2021 tarihli dilekçesi ile, taraflar işbu davayı uzlaşma yolu ile sonlandırmak amacıyla karşılıklı olarak anlaşma sağladığını, uzlaşma kapsamında davalı şirket, adına tescilli dava konusu markadan feragat ettiğinin, bu sebeple, dosya kapsamında dava konusu ---numaralı markaya konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir....

        Ancak, taraflar iddia ve savunmalarında 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca tescilli markadan kaynaklanan öncelik ya da üstünlük haklarına dayanmamışlardır. Bu itibarla, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Davanın açıklanan bu haliyle ...’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak açılmış bulunmasına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemeleri değil genel mahkemeler görevlidir. Bu nedenle, mahkemece yargılamaya devam olunarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 2012/95705 tescil numaralı ve ibareli markasının davacı yan adına tescilli davaya mesnet marka ile görsel açıdan benzerlik teşkil etmemesine rağmen, işitsel ve kavramsal açıdan ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, markaların aynı mal veya hizmet sınıflarında tescilli olduğu ve hitap ettiği tüketici kitlesinin aynı olduğu, davacı tarafa ait markanın davalı tarafa ait markadan 3 yıl önce tescil edilmiş olduğu, davacının ticari ismini marka olarak tescil ettirdiği ve kullandığı ,ibareli 2012/95705 tescil numaralı markanın, davacının Bobix ibareli 2009/65693 nolu markası ile iltibas tehlikesi teşkil ettiği gerekçesiyle 556 sayılı KHK m. 4-2 gereği hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, fakat tescil süresince davalı markasının korunması nedeniyle marka hakkına tecavüze ilişkin davacı yan taleplerinin reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece, davacının 2011/104821 sayılı “...... ... şekil” markası ile 2011/19999 sayılı “...” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer oldukları, aynı ve benzer türden mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde markaların halk tarafından karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, davacının “...... ... şekil” şekil markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında ilgili sektörde tanınmış marka olmadığı, kaldı ki somut olayda bu maddenin uygulanmasına yer olmadığı, davacının dava dışı ...Holding adına tescilli iken feragat sonucu ortadan kalkan 2003 08499 sayılı markadan dolayı “müktesep hakkı” bulunmadığı, davacı adına tescilli ... ibareli diğer markaların ... ...markası bakımından müktesep hak oluşturmadığı kabul edilmiş, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

              Davalı- karşı davacı vekili, gördüğü bir zarar bulunmayan davacının işbu davayı açamayacağını, davacının müvekkilinin piyasada tanıttığı ticaret ünvanı ve markadan istifade etmek istediğini, dava konusu markayı tescil ettirmek istemesinin MK'nun 2'inci maddesine aykırılık taşıdığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davasında da müvekkilinin ticaret unvanı ve tescilli markasında yer alan "...." ibaresinin haksız ve kötüniyetle iltibasa da neden olacak şekilde davalı tarafından ticaret unvanına alındığını, ibare üzerindeki öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek karşı davalının ticaret unvanındaki "...." ve halen markasal olarak kullandığı "..." ibarelerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile men'ini, "..." ibaresinin davacı- karşı davalının ticaret unvanından terkinini, 30.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

                Davalı vekili, davacının marka üzerinde öncelik hakkının bulunmadığını, markanın tanınmış bir marka da olmadığını, “...” adının davacı tarafından değil, ihaleyi kazanan mimar tarafından kamuya duyurulduğunu, davacının markadan tescil tarihinden beridir haberdar olduğunu ve bu nedenle projenin adını “İSTANBULPORT” olarak değiştirerek anılan ibareyi marka olarak adına tescil ettirdiğini ayrıca, projenin adının “...” değil, “... LİMAN SAHASI” olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “...” ibaresini 2002 yılından itibaren kullandığı, markayı tescilsiz olarak ilk kullanan ve dolayısıyla ihdas edenin davacı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı adına tescilli 2010/... no'lu “...” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir....

                  nin bir yan kuruluşu olmakla "...." markasının sahibi olduğunu ve çok uzun yıllardan beri faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait 2008/02232 tescilli "...." koltuk takımını "..." ismi ile, 2011/01330 tescilli "...." koltuk takımını "..." ("....") ismi ile piyasaya süren davalının taklit ürünlerinin, davacının belirtilen tescilli ürünleri ile; biçim, çizgi, şekil, tasarım gibi ayırt edici özelliklerinin tamamen aynı ya da önemli derecede benzer olduğunu, ürünlerin hedef kitlelerinin aynı olması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, itibarının zedelendiğini ileri sürerek, tasarımdan doğan haklara vâki tecavüzün giderilmesini, durdurulmasını ve önlenmesini, tecavüz teşkil eden ürünlere ve üretimde kullanılan her türlü araçlara el konularak imhasını, davalı aleyhinde verilecek mahkeme kararının masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere ilgililere tebliğ ile kamuya ilan yolu ile duyurulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 40.000 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın...

                    ifade edildiği, davacının markası kapsamındaki "fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri" ile davalı tarafça dava konusu kullanımların benzer olduğu ve belirtilen nedenlerle SMK'nın 29. maddesine göre dava konusu kullanımların davacı adına tescilli markadan doğan haklara SMK kapsamında tecavüz, TTK kapsamında da haksız rekabet teşkil ettiği, davalı ... açısından husumet itirazında bulunulmuş ise de dosyaya yansıtılan görsel deliller arasında davalı taraf işyeri tabelasında bu davalının da ismi yazıldığından ve bu davalının da davacıya ait markayı izin almadan iltibas düzeyinde tanıtıcı işaret şeklinde kullandığından savunmaya itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı taraf eyleminin davacıya ait ... tescil sayılı "..." ibareli markasına yönelik marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile men'ine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davacının tescilli markası ile iltibas oluşturan her türlü kullanımının önlenmesine ve yasaklanmasına karar...

                      UYAP Entegrasyonu