Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacının hak sahibi olduğu markasının tescil ettirdiklerini, davalıların marka ve logosunun davacının marka ve logosunun benzer olduğunu belirterek marka haklarına tecavüzün önlenmesinin talep edildiği, davacının tescilli markaya dayandığı anlaşılmakla marka, markadan kaynaklı haklar, bunların ne suretle kullanılacağı ve korunacağı hususları 556 Sayılı KHK'da düzenlenmiştir. Bu bakımdan, uyuşmazlığın çözümünde 556 Sayılı KHK hükümlerinin ve davalının marka hakkını kullanıp kullanmadığının irdelenmesinin gerektiği aşikardır. (Yargıtay 11....

    Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/12/2019 tarih ve ......... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tescilli ... ... esas unsurlu çok sayıda markasının bulunduğunu, davalı Şirket tarafından başvurusu yapılan.....nolu tasarımın 24.04.2018 tarihinde yayınlandığını, söz konusu yayına karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini, yapılan itirazların ... tarafından haksız şekilde reddedildiğini, davalı Şirket tarafından tescil ettirilmek istenen tasarımın yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını haiz olmadığını, söz konusu tasarımın başka şirketler tarafından kullanıldığını, bu nedenle yeni olmadığını, dava konusu tasarımın davacıya ait marka ve tasarımlarla büyük benzerlik taşıdığını...

      Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/05/2013 gün ve 2009/185-2013/126 sayılı kararı bozan Daire’nin 25/03/2014 gün ve 2013/16858-2014/5753 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkili ... adına tescilli köşe koltuk tasarımının davalı tarafından birebir taklit edilerek veya ettirerek üretmesi, piyasaya sunması, satması, sözleşme akdi için icapta bulunması suretiyle müvekkilinin tescilli iş bu tasarımına tecavüz ettiğini ileri sürerek davalının müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması ve önlenmesini, tasarımdan doğan haklarına tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını, tecavüz teşkil eden davalı...

        Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2015 tarih ve 2014/85-2015/30 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; davalı adına TPE nezdinde 37. sınıfta 2012/00582 sayılı, 7 sınıfta 2008/28270 sayılı Kent Asansör + şekil ibareli markaların bulunduğunu, davalının 7. sınıfta adına tescilli markasını tescil olduğu sınıf yönünden kullanmadığını, 37. sınıf yönünden "..." ibaresi üzerinde müvekkilinin, önceye dayalı kullanım ve ticaret unvanından kaynaklı gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli her iki markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          davacı tarafın davasını ispatlayamamış olduğunu, Mahkemece hiçbir delil ve belge ile ispatlanamayan davada takdiren 5.000,00 TL tazminata karar verilmesinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını, -Müvekkili şirketin dava konusu kumaş ile ilgili üretim ve ithalat ve satış yapmadığını, hal böyle iken müvekkili firma nezdinde sadece kartelada tespit edilen ürün ile ilgili olarak müvekkiline bir yaptırım uygulanmasının hukuken korunan bir menfaat olmadığını, showroom da bulunan yüzlerce kartelanın içinde davacıya ait tescilli ürüne benzer ürün kartelası bulunmasının ve üretimi yapılmamış, alım satımı, ithalat ve ihracatı dahi yapılmamış sadece kartelanın içinde yer alan bir parça ile müvekkilinin marka tecavüzünde bulunduğu kanaatine varmanın hukuksal bir açıklaması bulunmadığını, -Dosyada bulunan belge, delil, defter incelemesi ve sair tüm yazlı evraklara göre müvekkilinin tescilli ürünleri satın almadığı, bulundurmadığı, satışa sunmadığı sabitken gerekçeli kararda ürünlere el konulmasına...

          ispatlayamamış olduğunu, Mahkemece hiçbir delil ve belge ile ispatlanamayan davada takdiren 5.000,00 TL tazminata karar verilmesinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını, -Müvekkili şirketin dava konusu kumaş ile ilgili üretim ve ithalat ve satış yapmadığını, hal böyle iken müvekkili firma nezdinde sadece kartelada tespit edilen ürün ile ilgili olarak müvekkiline bir yaptırım uygulanmasının hukuken korunan bir menfaat olmadığını, showroom da bulunan yüzlerce kartelanın içinde davacıya ait tescilli ürüne benzer ürün kartelası bulunmasının ve üretimi yapılmamış, alım satımı, ithalat ve ihracatı dahi yapılmamış sadece kartelanın içinde yer alan bir parça ile müvekkilinin marka tecavüzünde bulunduğu kanaatine varmanın hukuksal bir açıklaması bulunmadığını, -Dosyada bulunan belge, delil, defter incelemesi ve sair tüm yazlı evraklara göre müvekkilinin tescilli ürünleri satın almadığı, bulundurmadığı, satışa sunmadığı sabitken gerekçeli kararda ürünlere el konulmasına, satışa sunmasının engellenmesine...

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kamu İktisadi Teşekkülü olduğunu, TPMK nezdinde adına tescilli marka ve tasarım tescillerinin bulunduğunu, müvekkiline ait ÇAYKUR markasının tanınmış marka sayıldığını, davalının müvekkili adına tescilli "FİLİZ" ibareli markalarla iltibasa mahal verir şekilde "DOĞADAN ALTIN FİLİZ" ibareli markayı çay emtialarında kullandığını, söz konusu kullanımın müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürerek haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün durdurulmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 20.000,00- TL maddi ve 10.000,00- TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline tecavüz teşkil eden çay poşet ve paketleri ile bu ürünleri üretmeye yarayan kalıp, klişe gibi araçlara el konulup imhalarına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE : Dava, davacının marka kullanımlarının davalının markadan doğan haklarına tecavüz teşkil etmediğinin tespiti taleplidir. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ....... tescil numaralı "......." esas unsurlu markaların davalı adına, ...... tescil numaralı markaların ise davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır....

              ile tescilli tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına sahip olmadığını iddia ederek, davalı adına ..... sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalının "Mecidiye Çalıkuşu Döner-Pide-Kebap" kullanımı ile davacı adına tescilli "Çalıkuşu Lokantası" marka arasında ilişkilendirilme ihtimalinin ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, söz konusu kullanımın 6769 s. Kanun m. 7/3 (b) bendi kapsamında yasaklanacak nitelikte olduğu ve bu fiilin 6769 s. Kanun m. 29 (a) bendi uyarınca marka hakkına tecavüz oluşturduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının kullanımının davacının 2003/09073 sayısı ile kayıtlı "Çalıkuşu lokantası ç şekil" markasına tecavüz niteliğinde olduğunun tespiti ile tecavüzün önlenmesi ve durdurulmasına, davalının kullanımından kaynaklı davacının yoksun kaldığı kazanç olan 3.600.- TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu