Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un mirasçıları olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine ..., ...., ... ve .. tapu müdürlüğüne çağrıldığını, yapılan yanlışlığı kabul etmeleri üzerine 218 parsele ilişkin hatanın düzeltildiğini ancak satışı yapan bu kişilerin yanlışlığı kabul etmelerine rağmen yolsuz işlemle 225 parseli satın alan davalının durumu kabul etmediğini, 225 parsele ilişkin tescilin yolsuz olduğunu ve hakkı olmayan kişiler tarafından taşınmazın satıldığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile taşınmazıngerçek maliki olan 1861 doğumlu .... oğlu ... adına tescilini istemiş, bir kısım mirasçılar tarafından aynı nedenle açılan .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/235 E. ve 2007/32 E., sayılı dosyaları eldeki dava ile birleştirilerek görülmüştür. Davalı, Hazinenin aktif dava ehliyetinin olmadığını, taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir....

    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür bir iddia ile davacının ihalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134. maddesi hükmüne göre, ihalenin feshi isteyebileceği gibi ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmasına da yasal bir engel mevcut değildir. Cebri icra yoluyla ve açık arttırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmazın satın alınması halinde dahi, Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesinde dayanılan tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava açılabilir. Davalı ihaleye katılan sıfatını taşıyor ise, olayı bilen, hatta daha ötesi olayı yaratan ve yürüten kişidir. Bu kişinin iktisapta üçüncü kişi sayılmasına olanak yoktur. O halde, kaydın illetini teşkil eden ihalenin geçersiz işlemlere dayanması durumunda yolsuz tescilin oluşmasına neden olacağı açıktır....

      Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 6.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî    işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 6.3....

        adına tescil edildiğini, davacının payının bedele dönüştürüldüğünü, ancak bedelin ödenmediğini, tescilin yolsuz olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. II. CEVAP Davalı Sultanbeyli Belediyesi cevap dilekçesinde; müvekkili belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, idari işlemi Gaziosmanpaşa Belediyesinin yaptığını, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı 18.03.1999 tarih ve 655-655 sayılı Encümen Kararı ve 29.01.2002 tarih ve 70-70 sayılı Ek Encümen Kararının geçerliliğini koruması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir. III....

          Kaydın illetini teşkil eden ihalenin iptal edilmiş olması nedeniyle tescilin yolsuz duruma düşeceği açıktır. Tescilin yolsuz hale gelmesinin nedeni, Anayasa Mahkemesince dayanak yasa maddesinin iptaline karar vermiş olması değil, tescili sağlayan ihalenin Danıştay 13. Dairesi'nce iptal edilmiş olmasıdır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında alıcının ihale suretiyle satın alıp, tapuda yapılan resmi senetle taşınmazı kendi adına tescil ettirdikten sonra Anayasa Mahkemesince anılan yasanın iptaline karar verilmesi halinde iptal kararının geriye yürümeyeceği, dolayısıyla davalı adına yapılan tescilin yolsuz olmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava ile mülkiyet hakkına dayanılarak, vekaletin kötüye kullanılması suretiyle yapılan yolsuz tescilin iptali ile payı oranında davacı adına tescil istenilmiş ve Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.3.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, muvazaalı taşınmaz satışı değil, korku ve baskı ile elinden alınan bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitine, yolsuz tescilin iptali ile tescil istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 1.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 1 ada 398 parsel (yeni 6096 ada 20 parsel) sayılı taşınmazın ... Vakfı adına tescil edildiğini, 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama ve 5216 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı ... adına tescil edildiğini, tescilin hatalı olup taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazın hükmen Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edildiğini, 5216 sayılı Yasa hükümleri uyarınca da belediyeye geçtiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin ... Vakfı adına yapıldığı ve tescil kararında vakfı yerine ... Köyü Tüzel Kişiliği olarak yanlış yazıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  İcra Müdürlüğünün 2012/5946 sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve kararın 10/07/2019 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığını, ayni hakların tapu siciline tescil ile doğduğunu, tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunmasının zorunlu olduğunu, bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığını, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde tescilin yolsuz niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku olmadığını, somut olayda davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dayanak icra takibinden dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edildiğinden yapılan tescil işleminin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, davalı şirket yönünden dava konusu taşınmazın tescilinin dayanağı icra dosyasından dosyasından dolayı davacı şirketin borçlu olmaması ve icra takibinin iptali kararı ile davalı şirket adına yapılan tescil işleminin yolsuz ve dayanaksız hale...

                  Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 8.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyete dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 8.3....

                    UYAP Entegrasyonu