"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, şirketler hukukundan kaynaklanmakta olup, ticaret sicil memurluğu tarafından yapılan hatalı tescilin iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, geçersiz vekaletnameye dayalı yapılan tescilin iptali ve davacı adına tescil istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesinden karar verildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
IV.TEMYİZ 1.Temyiz yoluna başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. 2.Temyiz nedenleri Davacı vekili özetle; 11784 parselin de tapusunun iptalini talep ettiklerini dilekçede bahsedildiği halde sehven sonuç bölümünde belirtilmediğini, taşınmazların devir amacına aykırı olarak satılamayacağını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. 3.Gerekçe 3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 3.2.İlgili Hukuk 4721 sayılıTürk Medeni Kanununun 1025. maddesi 3.4 Değerlendirme Bilindiği üzere, tescilin dayanağını oluşturan idari karar hukuki varlığını koruduğu sürece açılan tapu iptali tescil davasının dinlenebilme olanağı yoktur. Diğer bir deyişle, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması halinde kararın idari yargı yerinde iptal edilmesi durumunda tescil hukuki dayanağını yitirir ve yolsuz tescil halini alır....
Bu işleme davacı eşin katılımı söz konusu olamaz.... kendisine bu yeri devreden Kemal üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu biliyor olsa bile; bu tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı, taşınmaz üzerinde "ayni hakkı" olana aittir. Kanun, taşınmaz üzerinde ayni hakkı bulunmayana, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı vermemiştir. (TMK. m. 1024/3) Davacının taşınmaz üzerinde ayni bir hakkı yoktur. O, sadece konutun "aile konutu" vasfında olması nedeniyle, kanun gereği "rızası gereken eş" durumundadır ve rızası, eşinin tasarrufları bakımından aranır. Bu bakımdan davacının,... üzerindeki kaydın iptalini isteyemeyeceği, bu yönde bir dava hakkının bulunmadığı gözetilerek, isteğin reddi yerine, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasını doğru bulmuyorum. Bu sebeple bozma gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 6.3. Değerlendirme (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. V....
nın 1902 doğumlu olduğunun anlaşıldığını bu kişinin sağ olup olmadığı, Gökçeadada yaşayıp yaşamadığı, yaşamış ise ne zaman ayrıldığının belirlenemediğini, tescilin yolsuz olduğunu, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiştir. CEVAP Davalı ... vekili, müvekkili hakkında Cumhuriyet Başsavcılığında ya da Ceza Mahkemelerinde herhangi bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını, taşınmazın usulünce 1998 tarihli satış senedi ile satın alındığını, sözleşmenin ve vekâletnamenin geçerli olduğunu, eski malik ... ...’nın sağ olup olmadığının kadastro komisyonunca araştırılıp tespit edildiğini, kadastro işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu, yolsuz tescilin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Hal böyle olunca, davacılar adına tescilin yolsuz olup olmadığının araştırılması, TMK'nun 1024., 1025. ve 1026. maddeleri ile davaya konu sahte olduğu belirtilen encümen kararları nedeniyle açılmış bulunan ceza davalarının değerlendirilmesi ve tescilin yolsuz olmadığı saptanır ise davacıların şerhin silinmesi talebinin kabul edilmesi, aksi halde davanın reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/288 Esas sayılı dosyasında verilen kararı temyiz etmesi sonucu hükmün bozulduğunu, tescilin yolsuz, davalının da kötüniyetli olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa taşınmazın rayiç bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı, davacı lehine verilip kesinleşen bir mahkeme kararının bulunmadığını, ihalenin feshi davasının sonuçlarını kaldıracak şekilde açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceğini, davacı aleyhine eldeki dava ile birleştirme talepli elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açacağını belirtip davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, taşınmazı alacağına mahsuben ihaleden temlik alan dava dışı ... adına yapılan tescilin yolsuz olduğu, son kayıt maliki olan davalının, ...’nın vekili olması sebebiyle 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyet karinesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu, ......
tescilin yolsuz hale geldiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 37.808,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Maddesindeki temliken tescilin koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece istinaf eden davalılar açısından miras payının devri isteminin koşullarının oluşmadığı ve fakat temliken tescilin koşullarının oluştuğunun kabul edilmesi, hükmün davalılar T5 ve T3 tarafından istinaf edilmesi nedeniyle artık eldeki davada miras payının devri talebi istinaf eden davalılar yönünden dava kapsamından çıktığından davada temliken tescilin koşullarının oluşup oluşmadığı istinaf incelemesinde değerlendirilebilecektir. Zira davacı vekili istinaf eden davalılar yönünden miras payının devri koşullarının oluşmadığına yönelik mahkeme kabulünü istinaf etmemiş olup istinaf incelemesinde de istinaf edenlerin sıfatına göre miras payının devrinin koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenemez....