Somut olayda miras bırakan taşınmazların geometrik ve hukuksal durumunu belirleyen tespitten sonra öldüğüne göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde ifadesini bulan “ kadastrodan önceki hukuki neden” olgusunun gerçekleştiği söylenemez.Esasen Yargıtay uygulamalarında da tutanağın düzenlendiği tarihten sonra ve fakat kesinleşmesinden önceki haklara dayanılarak dava açıldığı takdirde on yıllık hak düşürücü süre kapsamında olmadığı kabul edilmektedir.(8.HD) 19.3.1988 tarih 1985/2970 Esas 1985/2927 Karar) Eldeki davada da mirasçılık hakkı murisin ölümüyle tespitten sonra doğmuş olup aksi düşüncenin kabulü halinde bu tür davalara kadastro mahkemesinde bakılması gerekeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca hak düşürücü sürenin geçmediği gözetilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur. B....
Davacı taraf tespitten sonraki sebeplere (satın almaya) dayalı olarak eldeki davayı açmıştır. Ancak, tespitin 23.03.2000 yılında kesinleşmesinden sonra davacının ya da bayiinin taşınmaz davalılardan ya da davalıların murisinden satın aldığı kanıtlanamadığına göre davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU: TEMYİZ Dava, kadastro sonucu tescil edilen taşınmazlar hakkında sınır ve yüzölçümünün düzeltilmesine ilişkin olmayıp dosya kapsamına ve dava dilekçesi içeriğine göre; 37 ada 76 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyan hanesinde yer alan “Yüzölçümü hatalıdır” şeklinde yazılı şerhin terkini istemine yönelik olduğuna, bu haliyle de davanın tespitten "sonraki" sebebe dayalı olarak şerhe yönelik açılmış olduğu anlaşılmış olduğuna göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 14....
Mahkemece, davacının talebinin kadastro tespitinden önceki nedene dayalı olduğu ve dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, 770 parsel sayılı taşınmazın adlarına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde evlerinin de bulunduğunu ancak taşınmazın kendi fiili kullanımlarında bulunan bir bölümünün komşu 766 parsel sayılı taşınmaz içerisine katıldığını ileri sürerek dava açmışlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.05.2005 gününde verilen dilekçe ile tahsise dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesi ve iktisap sağlar zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali, tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava dilekçesinde dayandığı tapu tahsis belgesinin iptaline ilişkin İdari Kararın iptali için açtığı dava reddedildiğinden tapu tahsis belgesi ileri sürülerek tescil istenemez....
Değerlendirme 1.1986 yılında 3290 sayılı Kanun'un 10/C maddesi uyarınca Silifke Belediyesi adına tapuya kaydedilen 931 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti sırasında Silifke Belediyesi adına tespit edildiği, 1986 yılında tespitinin kesinleştiği, tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açılan davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında tespitten sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin ...Karar sayılı bozma ilamına uyularak karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02.07.2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Somut olaya gelince; davacı kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş ise de, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 29.06.1996 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 14.12.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken, yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/217 ESAS, 2020/139 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : İlk derece mahkemesinin 18/02/2020 tarihli kararına karşı davacılar vekili tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris Ziya Aybey'in mirasçılarından olan müvekkillerinin, Bursa İli, Nilüfer İlçesi, Güngören Mahallesi 101 ada 221 parsel sayılı taşınmazın davalı T4 adına yolsuz olarak tescil edildiğini öğrendiklerini, taşınmazın yıllarca muris tarafından kullanıldığını, murisin 2003 yılında vefat etmesinden sonra müvekkilleri tarafından taşınmazın kullanıldığını, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkillerine miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
K A R A R Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....