Kullanım kadastrosu sırasında dava konusu 434 parsel sayılı taşınmaz, ....’ın kullanımında olduğu belirtilmek suretiyle 05.05.2000 tarihinde Hazine adına tespit ve 22.06.2000 tarihinde tescil edilmiştir. Davacılar ....ve müşterekleri, dava konusu taşınmazın 26.10.1999 tarihinde satın alınarak kullanılmaya başlanıldığını ileri sürerek, taşınmazdaki zilyetliklerinin tespiti ile bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak, tapu kaydının beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesi istemine yöneliktir. Tespit 22.06.2000 tarihinde kesinleşmiş olup, davacılar 30.12.2013 tarihinde dava açmışlardır....
Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının henüz kesinleşmediği, taşınmazın Yusufeli Kadastro Mahkemesi’nin derdest olan 2011/82 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu olduğu anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "Zaman bakımından görev" başlığını taşıyan 26. maddesinde, askı ilan süresi içinde açılan davaların yanında, tespitten önceki haklara dayanılarak asli müdahil olarak davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkların da Kadastro Mahkemesinde incelenip karara bağlanacağı belirtilmiş olup, somut olayda davanın tespitten önceki zilyetlik iddiasına dayalı olarak açıldığı, dava ve karar tarihi itibariyle taşınmazın kadastro tespitinin henüz kesinleşmediği, şu halde davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan eldeki davanın, Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davaya katılma talebi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu parselin kesinleşen kadastro işlemi sonucu 10.12.1973 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği görülmektedir. Davacılar ise, kadastrodan önceki bir sebebe dayanarak eldeki davayı açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesi uyarınca, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz edilip dava açılamaz. Yasanın öngördüğü bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/212 KARAR NO : 2022/1182 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEVAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2016/154 ESAS, 2020/54 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Öncesi Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasında derdest davada yerel mahkemece verilen kararın istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ön incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu dosya okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ....
Kural olarak; davada,tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten önceki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılması halinde davanın makul süre içerisinde açılması gerekir. Kadastro tespitinin ya da işleminin yapıldığı tarihten itibaren kadastrodan önceki zilyetlik kesintiye uğrar ve tespitten sonraki zilyetliğe de ekleme olanağı bulunmaz. Kadastro işleminin yapıldığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresi yeniden işlemeye başlar. Davacının, dava dışı 116 ada 20 sayılı parseli, 26.03.2007 tarihinde tespit edildiğine göre, bitişikte bulunan ve krokide A harfiyle gösterilen 132.91 m2'lik yerin aynı tarihte paftasında yol olarak bırakıldığının kabulü gerekir. Dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre, dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği 26.03.2007 tarihinden itibaren makul süre geçtikten sonra açılan bu davanın dinlenme olanağı yoktur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/979 KARAR NO : 2021/792 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KALKANDERE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07.04.2021 NUMARASI : 2020/187 ESAS 2021/72 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Dava ise 10.12.2005 tarihinde açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3. maddesi hükmünce kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Somut olayda; 115 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıl geçmiş olduğundan ve davacı iddiasını kadastrodan öncesi hukuki sebeplere dayandırdığından mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi yerine istemin esasının incelenerek yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1965 KARAR NO : 2022/54 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SOLHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/06/2019 NUMARASI : 2018/150 ESAS - 2019/473 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bingöl, Solhan ilçesi, Hazarşah köyü, 114 ada 2 nolu parsel sayılı taşınmaz tapuda T3 adına kayıt ve tescil edilmiş ise de taşınmazın genel bütçe kapsamında yer alan T3 adına kayıtlı olmasının 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 45. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İstem hüküm altına alınırken hazine adına tescilde bu nitelikleri ile yapılmış, davacı ... hükmü temyiz etmeyerek taşınmazların özel mülkiyete konu tarla cinsinde olduğunu kabul etmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3. maddesi hükmünce kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Somut olayda; 325 ve 326 sayılı taşınmazların tesbitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıl geçmiş olduğundan ve davacı özel mülkiyet iddiasını kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayandırdığından mahkemece 325 ve 326 parseller hakkındaki davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi yerine istemin esasının incelenerek bu parseller hakkındaki davanın da yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; kadastrodan önceki nedenlere dayalı nedenler ile davalı adına olan kaydın iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, dava açmak için gerekli hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun “ Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre ” başlıklı 12. maddesinde; “ 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz ” hükmüne yer verilmiştir....