Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının ortaklığın giderilmesi ilamına ve tespitten sonra hakka dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Kanunun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kural olarak; davada, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten önceki kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılması halinde davanın makul süre içerisinde açılması gerekir. Kadastro tespitinin ya da işleminin yapıldığı tarihten itibaren kadastrodan önceki zilyetlik kesintiye uğrar ve tespitten sonraki zilyetliğe eklenmez. Kadastro işleminin yapıldığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresi yeniden işlemeye başlar. Davacının, dava dışı 181 ada 4 sayılı parseli, 07.07.2008 tarihinde tespit edildiğine göre, bitişikte bulunan ve krokide A harfiyle gösterilen yerin aynı tarihte paftasında yol olarak bırakıldığının kabulü gerekir. Dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre, dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği 07.07.2008 tarihinden itibaren makul süre geçtikten sonra açılan bu davanın dinlenme olanağı yoktur....

      Davacı tarafın sunduğu senet ise tespitten sonra 31.12.1990 tarihinde düzenlenmiş olduğu gibi ayrıca iddianın ileri sürülüş şekli itibariyle de davacının talebi kadastrodan önceki nedene dayalı olmayıp, sonraki harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil, o da olmadığı takdirde irtifak hakkı kurulması istemine ilişkin olduğuna ve kadastro sonrası nedene dayalı davalarda dava açmayı sınırlayan hak düşürücü bir süre bulunmadığına göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama imkanı bulunmamaktadır....

        Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında tespitten önceki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 12.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

            Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

              Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

                Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

                  Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3....

                    Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince, davacılar davalı ... ile birlikte kadimden beri müştereken yararlandıkları dava konusu mera parselindeki bu yararlanma haklarının mera tahsis kararında belirtilmemesi nedeniyle tahsis kararının hükmen iptalini ıslah yoluyla istemişlerdir. Yukarıdaki açıklamalara göre, Mera Kanunun 21/2 maddesi gereğince 5 yıllık süre eldeki bu davada uygulanır. Islah talebide süresinde yapılmıştır. Dava konusu 105 ada 196 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı incelendiğinde taraf köylerin kadimden beri müşterek kullanımında olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu