Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırıldığı ve davacılar murisi tapu maliki tarafından bedel artırım davası açıldığı iş bu davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca açılan tescil davası sonucunda dava konusu taşınmazın davalı idare adına tesciline dair karar uyarınca taşınmazın davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Tapu maliki davacılar murisi tarafından kamulaştırma işlemine karşı bedel artırım davası açılmış olması nedeniyle bundan sonra artık kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davası açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    göz önüne alındığında, davalı tarafın kullanmama sebebi ile marka iptal davası açmada hukuki yararının olduğunu, SMK m.26-2 kapsamında “ilgili kişi” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacı markalarının tanınmışlığı hususunda olumlu kanaat oluşmadığı, davalı markalarının kötü niyetle tescil ettirildiğine dair somut bir kanıya varılmadığı yönünde görüş bildirmiştir....

      Somut olayda dava, 5174 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tescil işleminin yaptırılmamış olması nedeniyle ... Yönetim Kurulu Kararı ile belirlenen tescil ücreti ve gecikme cezasının davacı tarafça ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine konu meblağ bakımından davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak İİK'nın 72. maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır. 16. Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davadır. Borçlu icra takibinden önce veya sonra borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. İİK’da düzenlenen menfi tespit davası gerek maddi hukuk, gerekse usul hukuku bakımından genel hükümlere tabîdir. Görevli mahkeme ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 2. maddesine göre, takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemeleridir....

        Öte yandan eski kayıt maliki olan davacı tarafından yöntemine uygun biçimde şimdiki malik aleyhine tapu iptal ve tescil davası açılıp aleyhine sonuçlanmadıkça diğer bir değişle maddi anlamda tapu iptal ve tescil davası reddedilerek davacı aleyhine kesin hüküm oluşmadıkça, eski mülkiyet hakkından kaynaklanan tazminat isteğinde bulunulması da mümkün değildir. Bu gerekçe ile tazminat davasının da reddinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının, temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve tescil harici alanda kaldığını belirttiği taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla taşınmazın adına tescili istemiyle 22.05.2014 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce 30.12.2013 tarihinde idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilen 639 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihi itibarıyla tapulu bir taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen, davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava tescil talebiyle açılmış olduğundan ve davacı tarafça yasal süresi içerisinde ve yöntemine uygun şekilde ıslah talebinde bulunulmadığından, davanın tapu iptali ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması hukuken mümkün değildir....

            Mahkemece yapılan keşif sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümünün, dava tarihinden önce 05.05.2010 tarihinde idari yoldan davalı Hazine adına tapuya tescil edilen 1463 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, bir başka ifade ile tescili istenilen yerin aslında tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmış olmasına rağmen, davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava, tescil talebiyle açılmış olup davacı tarafça süresi içerisinde yöntemine uygun bir ıslah dilekçesi sunulmamış olması nedeniyle, tescil isteminin tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına ilişkin karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 03/03/2009 günü oybirliği ile karar verildi....

                Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 10/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi....

                  Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, temyiz aşaması da dahil olmak üzere tarafların her birince ileri sürülebileceği gibi resen de gözetilebilir.Mahkemece anılan yönler gözönüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 10/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi....

                    Mahkemece anılan yönler göz önüne alınarak; orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yargılamaya devamla, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu