Dava dilekçesinde sadece ölünceye kadar bakma akdinin iptali yoluyla tapu iptali istenilmiş, tescil istenilmemiştir. Bilindiği gibi, tescil isteği iptali kapsar ancak, iptal isteği tescili kapsamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz....
Bu nedenlerle tescil davasında asliye hukuk mahkemesi, orman kadastrosuna itiraz davasında ise kadastro mahkemesi görevlidir. Görev yönü kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında, (temyiz aşaması da dahil olmak üzere) resen gözetilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; Mahkemece orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek, tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Köyünde 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonunda, ham ... niteliği ile Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilen 109 ada 40, 43 ve 44 sayılı parsellerin babasından intikal ettiğini ve zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş, ... İnetaş ise, 40 sayılı parselin dokuz dönüm yüzölçümündeki bölümüne ilişkin tapu iptali ve tescil davası açmış, mahkemece her iki dava dosyası irtibat nedeniyle birleştirilmiş, Orman Yönetimi, ... , ... ., ... ve ... ise, davaya katılmışlar, yapılan yargılama sonunda, mahkemece davacı ve katılan gerçek kişilerin davalarının reddine karar verilmiş, hüküm ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışmaları yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tescil, elatmanın önlenmesi ve tazminat davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan, ... ..., davalılardan ... ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde hudutlarını belirttiği ... Köyü, ... Mevkiindeki yaklaşık 20 dönüm miktarındaki taşınmazın kendisine ait olduğunu, ancak davalı ... ... Sat'ın hak iddia ettiğini belirterek tescil, elatmanın önlenmesi ve ayrıca çekişmeli taşınmazı traktörle sürerek buğday mahsülüne zarar vermesi nedeniyle 28.300.000.-TL'lik tazminat davası açmıştır. Davacı ... ... Sat ise, çekişmeli taşınmaz kendisine ait olduğu iddiası ile tescil davası açmış ve bu davada ayrıca 1995 yılından 2002 yılına kadar olan dönem için ecrimisil talep etmiştir....
O halde; mahkemece yapılması gereken iş: Davanın tapu iptali ve tescil bölümünü elde tutarak orman kadastro davası bölümünü ayırıp taşınmazın niteliğini saptamak; orman kadastrosuna itiraz davasının 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi hükmüne göre kadastro mahkemesinde belirlenmesi bakımından görevsizliğe karar vermekten ibarettir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir. Kadastro mahkemelerinde 3533 Sayılı Yasa hükümleri uygulanmayacağından, kadastro mahkemesi sadece taşınmazın Orman Yasası hükümlerine göre niteliğini saptamakla yetinecektir. Kadastro mahkemeleri ile hakem sıfatıyla görev yapan mahkemeler, iptal ve tescile karar veremeyeceğinden genel mahkemece kadastro mahkemesinden geçerek kesinleşen hükme göre, tapu iptali ve tescil davası yönünden hüküm kuracaktır. Tüm bu olguların gözardı edilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu" gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26/06/2013 gün ve 2013/2733 - 7227 sayılı ilâmıyla tapu iptali tescil yönünden onanmasına, elatmanın önlenmesi davası yönünden bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, davalıların mülkiyet hakkının ihlali ve tazminat yönünden açılmış bir davası ve karşı davası bulunmadığına, bu konularda dava açılması halinde incelenip değerlendirilebileceğine göre usûl ve kanuna da uygundur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.'...
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve tescil harici alanda kaldığını belirttiği taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu açıklayarak taşınmazın adına tescili istemiyle 16.07.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce 13.03.2013 tarihinde idari yoldan davalı ... adına tapuya tescil edilen 379 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Ne var ki, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinde tapulu bir yer içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava tescil talebiyle açılmış olup, tescil isteminin de davacı tarafça yöntemine uygun bir ıslah dilekçesi sunulmamış olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır....
tapu maliklerine yönelik bir dava açılmadığı, açılan bu davanın tescil davası olup orman yönetimi yasal hasım olması nedeni ile davada taraf olarak yer aldığı, davalı ......
gördüğü, bu hali ile davanın aynı zamanda orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraza dönüştüğü, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesine göre orman kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gözetilerek, mahkemece tapu iptali ve tescil davası elde tutulup tahdide itiraz davası ayrılıp görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur....
İhale kesinleşmeden icra müdürlüğü tarafından tapuya tescil işlemi yazılamaz, buna rağmen yazıldı ve tapuya tescil işlemi yapıldı ise ihale alıcısısına karşı genel mahkemelerde tapu iptal ve tescil davası açılarak tescil işleminin iptali sağlanır. (Yargıtay 12. HD'nin 2013/7984- 2013/15697 E-K sayılı ilamı) Bu durumda ihale usulsüz olarak kesinleştirilmiş olsa bile trafik kaydında yapılan tescil işleminin icra müdürlüğünce veya mahkememizce yazı yazılarak tescil iptali mümkün değildir. Tescil işlemi ancak ilgilisi tarafından genel mahkemede açılacak iptal davası sonucu alınacak bir ilamla ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle bu konuda araç malikine müzekkere yazılamayacağı gibi alıcısı adına tescil edilen araç kaydı üzerine haciz şerhinin konulamayacağı anlaşıldığından şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....