Noterliğinin 19/06/2017 tarih ve 25836 yevmiye nolu eve dön çağrısı ile davalı kadına terk ihtarı gönderdiği, terk ihtarının 22/06/2017 tarihinde davalı kadına tebliğ edildiği, davacının da terke dayalı bu davayı 07/09/2017 tarihinde açtığı, her ne kadar davacı, davalı kadının 2016 yılı ağustos ayında evi terk ettiğini iddia etmiş ise de, kadın tarafından erkeğe karşı Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinde evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma davası açıldığı, açtığı davadan da 04/04/2017 tarihinde feragat etmesi nedeni ile 26/04/2017 tarih ve 2016/364 esas- 2017/114 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, tanıkların beyanlarına göre tarafların feragatten sonra biraraya geldikleri, yaklaşık bir hafta birarada yaşadıkları, kadının "annem bu evliliği istemiyor, ben bu çocuğu da alıp gideceğim" diyerek evden ayrıldığı, daha sonra erkeğin kadına terk ihtarı gönderdiği, buna göre tarafların 2017 yılı nisan ayının ortalarında ayrıldıkları, davacının da dört aylık süre dolmadan...
TMK.nun 166/1- 2. maddesine dayalı olarak açılan bir davadan önce, eşlerden biri tarafından, samimi olarak ortak yaşamı yeniden kurmak isteğiyle diğerini ortak konuta çağırmak amacıyla gönderilmiş bir terk ihtarı mevcut ise; ihtar eden, eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarına boşanma sebebi olarak dayanamaz. Yani terk ihtarı gönderen eş, eşini affetmiş sayıldığından eşinin terk ihtarı öncesi kusurlu davranışlarını boşanma sebebi yapamaz. Eldeki davada davaca-karşı davalı erkek eşine Kayseri 2. Aile Mahkemesinin 2019/465 D.İş Esas, 2019/465 D.İş Karar sayılı dosyası ile terk ihtarı göndermiş, bu ihtar davalı-karşı davacı kadına 26/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek ihtar gönderdiği tarihten önce eşinin varsa kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış sayılmaktadır....
Olayda bu şarta uyulmadan ihtar talebinde bulunulduğu gibi terk ihtarı davacı-karşı davalı kadına 04.12.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen 2 aylık süre dolmadan karşı davanın 19.01.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-karşı davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi gerekirken kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ve fer'ileri ile diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2017(Prş.)...
DAVA Davacı-davalı vekili dava, karşı davaya cevap ve karşı davaya ikinci cevap dilekçesinde, kadın eşin evi terk ettiğini, terk ihtarı çekilmesine rağmen eve dönmediği, erkeğin ilk eşinden olan çocukları ile ilgilenmediğini, onları istemediğini, erkeğin ...'a tatil için değil oğlunun evini yerleştirmek için gittiğini, kadının eve dönmesi için aracı olanlara bundan sonra annemin sarayında yaşayacağım dediğini iddia ederek tarafların terk hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabul edilebilmesi için öncelikli şart davalı eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla davacı eşi terk etmesi, haklı bir sebep olmadan 4 ay içerisinde ortak konuta dönmediği takdirde, çekilecek ihtara rağmen 2 ay içerisinde yine haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemiş olmasıdır. (TMK m. 164). Davalı-davacı erkeğin, eşine 02.10.2013 ve 16.01.2014 tarihlerinde ayrı ayrı terk ihtarı gönderdiği, eşinin evden ayrılmasından sonra evin kilidini değiştirdiği sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-davacı erkeğin ihtarının samimi olmadığı anlaşılmaktadır....
Davacının, davalı eşinin ilk eşinden olan kızı nedeni ile aralarında çıkan anlaşmazlık nedeni ile kızını da alarak 1 yıl önce evi terk ettiğini, davalının eve dönmesi için 26.02.2018 tarihinde terk ihtarı çektiğini bildirerek anlaşmalı boşanma davası açtığı, daha sonra taraflar arasında anlaşma sağlanamadığından davasını çekişmeli boşanma davasına çevirdiği, çekişmeli boşanma dava dilekçesinde aynı iddiaları yinelediği, davacının 26.02.20018 tarihinde davalının eve dönmesi için çektiği terk ihtarı nedeni ile taraflar arasında bu zamana kadar meydana gelen olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, terk ihtar tarihi olan 26.02.2018 tarihinden boşanma davası açtığı tarih olan 18.09.2018 tarihine kadar olan dönem için herhangi bir vakıaya dayanmadığı, dolayısı ile davasını ispatlayamadığı, fiili ayrılığında tek başına boşanma nedeni olmadığı dolayısı ile ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından...
Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz (TMK. m. 2) İhtar talebinin samimi olmadığını gösteren delil ve olaylar yada ihtarı geçersiz kılan sebepler bulunmadıkça, kadının, ihtar tebliğinden sonra, terkteki haklılığa dayanarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürüp, karşı boşanma davası açması, terk sebebiyle açılan davayı sonuçsuz bırakmaya yönelik olup, dürüstlükle bağdaşmaz. Gerçekleşen bu duruma göre, kocanın terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulüne, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmuştur....
Terk ihtarı davacı-davalı kadına 05.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan birleşen davanın 06.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasını kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan açtığı için reddi gerekirken, ihtarın samimi olmaması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nın 164. maddesi uyarınca terk hukuki nedenine dayalı boşanma istemine olmadığı takdirde TMK'nın 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 164/1 maddesine göre "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından hükmün tamamına yönelik olarak, davalı kadın tarafından ise tedbir nafakası ve terk ihtarı gönderilmesine ilişkin ara kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davacı vekili Avukat ... 02.02.2015 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğini bildirmiş ise de, vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisinin bulunmadığı görülmüştür....