in terekesine temsilci atanmasını istemiş, mahkemece; “..Hazine'nin ...'ın mirasçısı olmadığı, bu kişinin mirasçılarına temsilci atanmasını istemekte de hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle istek reddedilmiş, kararı davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. ...'e ait 244 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlem, bu kişinin mirasçılarından ... tarafından açılan dava sonucu, idari yargı yerinde iptal edilmekle, “kamulaştırma sebebiyle” Hazine adına oluşturulan tescil, hukuki sebepten yoksun hale gelmiştir. (TMK. m. 1024) Kural olarak böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenenler, bu tescilin düzeltilmesini isteyebilirler. Dolayısıyla Hazine'nin kendi üzerindeki tescilin düzeltilmesini isteme olanağı yoktur....
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır. Somut olayda, davanın mirasçı olmayan üçüncü kişiye karşı terekeye döndürme istemli olarak ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanılarak açıldığı ve dava dışı mirasçının bulunduğu gözetilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekeye temsilci atanması Davacı vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davasında muris ...'in terekesine temsilci atanmak üzere vekil edenine süre verildiğini açıklayarak vekil edenin terekeye temsilci olarak atanmasını istemiştir. Davalı ... açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını ancak davacının temsilciliğini kabul etmediğini bildirmiş, diğer davalılar usulune uygun tebligata rağmen cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına da katılmamışlardır. Mahkemece davanın kabulüne, Remziye Bilgin'in 12.11.2008 tarihinde vefat etmesi ile söz konusu şahsın miras ortaklığına paylaşma yapılıncaya kadar ...'in temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından, 12.11.2008 tarihinde vefat eden muris Remziye'nin terekesine ...'...
Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir. Somut olayda; mahkemece, 14.01.2016 tarihli duruşmada davacı ve davalı dışındaki diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi için kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından 25.01.2016 tarihli dilekçe ile mirasçıların olurunun alınamadığı belirtilip terekeye temsilci atanmak üzere dava açmak için yetki istenmiş,mahkemece 26.01.2016 tarihli ara kararla davacı vekiline terekeye temsilci atanmak üzere dava açmak için yetki verilmiş olup, terekeye temsilci atanmak üzere dava açmak için verilmiş bir kesin süre bulunmamaktadır....
Davada, iştirak halinde mülkiyet gereği miras yoluyla terekeye dahil olan Kurum alacağı talebi, mirasçılardan biri tarafından dava edilmiştir. Bu durumda tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olup, mirasçılardan biri tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden, davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise, bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2012 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci tayini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı Hazine, sağ olup olmadığı bilinmeyen, bir kimsenin terekesine temsilci atanmasını istemektedir. Bu açıklamaya göre istek, miras ortaklığına temsilci atanması niteliğinde değil, sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığına kayyım atanması niteliğindedir. O halde delillerin 3561 sayılı Yasa çerçevesinde incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan hatalı vasıflandırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. Bu bakımdan sayın çoğunluk kararına katılmıyorum....
Temyiz Sebepleri Mahkemece temsilci olarak atanan kişinin kendi talebi üzerine atanmasına rağmen sonraki süreçte bir kısım davalılar ile arasında sorunlar meydana geldiğini, bu davalıların davadan haberdar olmadığını ve temsilci ile arasında özel ilişki olup olmadığını sorguladığını belirterek Mahkemece re'sen tereke temsilcisi atanmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, terekeye temsilci atanmasına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Türk Medeni Kanununun 640 ıncı maddesi. 3. Değerlendirme 1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Yargılama devam ederken davacı asil 16.09.2013 tarihinde vefat etmiş olup mahkemece mirasçıların davaya katılması veya miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin karar örneği sunulması için davacı vekiline süre verilmiş, vekaletname eksiklikleri tamamlanamamış ve terekeye temsilci atanması için açılan davanın da reddine karar verilmiş olması nedeniyle işbu davada mahkemece davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmişse de, temyiz aşamasında, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2015/16724 Esas, 2016/4799 Karar sayılı ilamıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/893 Esas, 2015/369 Karar sayılı kararı, mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunduğu, o halde mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere terekeye temsilci atanması gerektiği gerekçesiyle bozulması sonrası ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.01.2017 tarih ve 2016/893 Esas, 2017/83 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile ...'nın miras ortaklığına miras paylaşılıncaya kadar temsil etmek üzere ...'...
E.. tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekeye temsilci tayini istemine ilişkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nın 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nın 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. TMK'nın 397. maddesinde belirtilen denetim görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. (5133 s....