Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen 19/04/2012 tarihli karar Dairece “.... terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer”. “...tereke temsilcisine davetiye tebliğ edilerek, tereke temsilcisi huzuru ile davanın görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tereke temsilcisinin davada yeralması sağlanmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bozmadan sonra terekeye temsilci atanmış, tereke temsilcisine tebligat yapılmış ancak tereke temsilcisi 19/01/2016 günlü dilekçesi ile davayı takip etmeyeceğini bildirmiş, dava davayı açan mirasçılar tarafından sürdürülmüştür. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden alınan yetki belgesine istinaden her ne kadar terekeye temsilci olarak atanması talepli olarak dava açılmış ise de, ilgili mahkemenin 21/02/2017 tarihli duruşma zaptında mirasçıların tümünün asli müdahale taleplerinin kabul edildiği ve davaya katıldıkları anlaşılmakla terekeye temsilci atanması talepli olarak açılan davanın hukuki yarar bulunmadığı" gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle: "davalı idare lehine vekalet ücreti hükmedilmesine dair bir hüküm kurulmadığını" ifade ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Somut olayda, davacılar tarafından açılan dava terekeye temsilci atanması istemli olup, istinaf talebinde bulunan davalı-mirasçı terekeye temsilci olarak atanan kişinin şahsına yönelik itirazlarda bulunarak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. (TMK 640 mad.) TMK 431 maddesi uyarınca vasi tayininde uygulanacak usul kayyım (temsilci) içinde uygulanır. TMK 422 maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin temsilcinin şahsına yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. TMK 397 maddesinde belirtilen denetim makamı görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (5133 sayılı kanun madde 2- 3, TMK 397/2 mad.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terekeye temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı,...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2015/53 esas sayılı dosyasından kendisine yetki ve süre verildiğini belirterek murisler ...ve...'in terekelerine temsilci atanmasını talep etmiştir. Davalılardan ..., ..., ... ve ... duruşmadaki beyanlarında murislerinin terekelerine davacının temsilci olarak atanmasını kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. Davalı ... duruşmada, ...'ın tereke temsilcisi olarak atanmasını kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ...ve... terekesine ...'ın temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Dava, TMK'nın 640/3 maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir....
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır....
O halde, müteveffa işçinin alacaklarının tahsili amacıyla mirasbırakanlarınca dava açılabilmesi için mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, mümkün olmaması halinde tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması, sonuca yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekir.Somut olayda; müteveffa işçi ...’in davalı işyerinde çalışırken öldüğü husus sabittir. İşçinin ölümü nedeniyle kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsili için mirasçılardan ... ve ... tarafından Avukat ...’a vekalet verildiği , davacı ... ve arkadaşları adına eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki ; yukarıda açıklandığı üzere, müteveffa işçinin mirasçılarının tamamı davaya katılmadan, izinleri alınmadan veya terekeye temsilci atanmadan, mirasçıların bir kısmının katılımıyla yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması hatalıdır....
HMK'nın 115/3. maddesi gereğince, dava koşullarının davanın başından itibaren yargılamanın sonuna kadar hatta karar kesinleşinceye kadar mevcut olmaları zorunlu olduğundan, böyle bir durumda, yargılamaya devam edilebilmesi için murisin diğer mirasçılarının davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekmektedir. Hal böyle olunca, davacı tarafa muris ...'ın tüm mirasçılarının davaya katılımlarının veya terekeye temsilci atanmasının sağlanması için yöntemine uygun şekilde süre ve imkan tanınmalı, bu suretle aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esasına girilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....
atanması gerektiğini, bu nedenlerle T2 terekesine temsilci atanmasını talep ve dava etmiştir....
İSTİNAFA CEVAP: Talep eden vekili mirasçılar vekilinin istinaf dilekçesine cevabında özetle; mirasçılar arasında anlaşmazlığın söz konusu olduğu hallerde miras ortaklığına temsilci tayini gerekmekte olup karşı tarafla müvekkili arasında husumeten davaların devam ettiğinden müvekkilinin haklarının ihlal edilmesine sebep olacak nitelikte bir vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmasının hukuka aykırı olacağını, vasiyeti yerine getirme görevlisinin görevini ifa etmesi hususunda her ne kadar miras bırakanın iradesi esas alınsa da ilgili tasarruf dava konusu edildiğinden terekeye temsilci atanması yönündeki yerel mahkeme kararının yerinde olup davalı tarafın taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, bu halde mirasçılar T5 ve T4 tarafından ileri sürülen istinaf gerekçeleri yerinde olmayıp mirasçıların usule ve yasaya aykırı taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Talep; nüfus kayıtları, mirasçılık belgesi ve tüm dosya kapsamı....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; davacıya mirasçıların davaya muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması için verilen sürede açılan Ürgüp Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/32 esas sayılı dosyasında görülen terekeye temsilci atanması davasından feragat edildiği, bilindiği ve davacıya duruşmada tefhim edildiği üzere, feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup ilgili mahkemeye sunulduğu anda kesinleşeceği ve feragat beyanı üzerine dava madden kesin hüküm teşkil ediyor olup şeklen kesinleşmesinin beklenilmesine gerek olmayacağından ilgili dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine lüzum görülmediği , davacı tarafından mirasçıların davaya muvafakatine dair yol kesin süre içerisinde terekeye temsilci atanması talebi ile tüketildiğinden ve usuli anlamda davacıya bu hususta yeniden süre vermenin, kesin sürenin mahiyetine dair HMK 94....