"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, terekeye temsilci tayini isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesi'nin 2016/1667 Esas sayılı tazminat davası davalılarından İhsan Bulut'un vefat ettiği, mirasçılarının mirasını reddetmeleri nedeniyle mahkemesince davacıya terekeye temsilci atanması ve ayrıca bu hususta sulh hukuk mahkemesine başvurmak üzere yetki verilmesine karar verildiği, TMK.nun 640....
Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; muris ...’nın davacı dışında mirasçıları bulunduğu ve davalı Hazine'nin de terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır....
Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; dosya kapsamındaki belgelerden muris ...’un davacı dışında mirasçıları bulunduğu ve davalı ...'nin de terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, davacı tarafa, muris...’un mirasçılarının tamamının davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise davanın esasını girilerek iddia ve savunma çevresinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTEM: Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin babası T5 26/02/2019 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçılar olarak bu davanın taraflarının kaldığını, murisin terekesinin henüz taksim edilmediğini ve mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğunu, mirasçılar arasında hukuki ihtilaflar nedeniyle birlikte hareket etmelerinin mümkün olmadığını, henüz davalı uhdesinde bulunan ve terekeye dahil olan Aslıhan 4 isimli teknenin davalı tarafından işletildiğini, davalının tekne üzerinde tek taraflı tasarruf ettiğini, gelir elde ettiğini ve teknenin yıpranmaya devam ettiğini, bu sebeple terekeye dahil olan mal varlıklarının korunması yönünde ivedi tedbirlerin alınması gerektiğini, paylaşma yapılıncaya kadar terekeyi temsilen yapılacak işlemler için müvekkilinin veya uygun görülecek üçüncü bir kişinin terekeye temsilci olarak atanmasına, Aslıhan 4 isimli tekne başta olmak üzere terekeye dahil olan malların korunması bakımında ivedilikle ihtiyati...
DAVA TÜRÜ : Miras ortaklığına temsilci atanması DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 20.11.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, terekeye temsilci tayini isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.09.2013 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, tarafların ortak murisleri ............'dan intikal eden 14 adet taşınmazın iştiraken maliki olduklarını, davalının da bu taşınmazlarda hissesinin bulunduğunu ancak taşınmazlarla ilgilenmediğini ve bakım giderlerine katılmadığını ileri sürerek terekeye temsilci atanmasını talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Miras ortaklığının temsilci atanması isteğinde husumet miras bırakanın tüm mirasçılarına yöneltilmelidir. Dosyanın incelenmesinde terekeye temsilci atanması için açılan bu davada, dava dilekçesinde 12 adet dava dosyası için terekeye temsilci atanması istendiği halde mahkemece talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davanın kısmen kabulü şeklinde çelişkili karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece; davacının ileri sürdüğü dava dosyaları incelenip, tereke adına dava açıldığının anlaşılması halinde tüm bu dosyalar yönünden terekeye temsilci atanması gerektiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olmakla davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüyle hükmün HMK'nın 353(1)a-4 maddesi gereği kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Diğer yandan, terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oy birliği ile karar vermeleri 4721 sayılı Medeni Kanunun TMK'nun 702/2. maddesinin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak, bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir....
Talep edenin bildirdiği terekeye döndürme istemli davalarda mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve bu davaların açılabilmesi ve görülebilmesi için terekeye temsilci atanmış olmasının gerektiği açıktır. Buna göre davalı vekilinin, açılan davanın miras payına yörelik olarak açılmış olması sebebi ile terekeye temsilci atanması talebinde hukuki yarar bulunmadığı yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Tereke paylaşılmamış olduğuna göre yeni davaların açılması mümkündür. Bu nedenle tereke adına açılması gereken davalarda birlikte hareket edilmesi zorunlu olduğundan terekeye temsilci atanmasını talep etmekte davacı mirasçının hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşıldığından, terekeye temsilci atanması kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir....