"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 12.06.2015 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması talebine ilişkindir. Davacı vekili, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/293 Esas sayısına kayıtlı tasarrufun iptali davası devam ederken davalılardan ...'ın 18.02.2014'te vefat ettiğini, en yakın mirasçıları tarafından murisin mirasının reddedildiğini, taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/293 Esas sayılı dosyasından kendilerine yetki verildiğini belirterek muris ...'...
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tereke tespiti, tereke defterinin tutulması ve temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke dosyasından el çekilmesine ve terekeye temsilci atanması ve defter tutma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 11/03/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 14/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.05.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, terekenin muhafazası için tedbir alınması ve terekeye temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekenin tespitine davanın bu suretle kabulüne dair verilen 15.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili muris ...'un 04.08.2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin tespiti ile tereke paylaşılana kadar terekeye temsilci atanmasını istemiştir. Mahkemece, muris ...'un terekesinin dosyaya gelen yazı cevaplarına göre mevcut hali ile terekesinin tespitine davanın bu suretle kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/05/2015 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Davacı vekili; .... Köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1902 doğumlu ...'in terekesine temsilci atanmasını teminen, Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/432 Esas sayılı tapu iptali ve tescil istemli dava dosyasından verilen yetki belgesine dayanarak muris ... terekesine temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, muris ...'in terekesini Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/432 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere tereke temsilcisi olarak ...'...
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 05/06/2014 NUMARASI : 2014/142-2014/650 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2014 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nun 640/3. maddesi uyarınca murisin 30.03.1989 tarihinde vefatı üzerine mirasçılarına intikal eden kooparatif ortaklığının işlemlerinin takibi için terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, mirasçılardan ...'ın terekeye temsilci atanmasına karar verilmiş, karar davalılardan ... tarafından tereke temsilcisinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir....
Bu arada mahkemece ara karar ile diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması hususunda süre verilmiş davaya katılan bir kısım davacılar vekilince feragat dilekçesi verilmesinin ardından ara kararın gerekleri yerine getirilememiştir. Davacı asilin vefatıyla davaya konu olan taşınmaz artık murisin terekesine konu olan bir malvarlığı haline gelmiştir. Murisin davacı olması nedeniyle, onun vefatıyla artık tüm mirasçıların tebligat yoluyla davadan haberdar edilmeleri, aynı zamanda da tereke menfaatini korumak amacıyla terekeye temsilci atanması, davanın temsilci vasıtasıyla görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir....
Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, tüm mirasçıların davaya katılması veya davaya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması zorunludur. Somut olayda; davacı ...'un murisi ...'ın 1985 yılında öldüğü ve geriye on mirasçı bıraktığı anlaşılmaktadır. Bu mirasçılardan yalnızca ... ve ... duruşmada davaya muvafakatlerini sunmuş olup, diğer mirasçıların muvafakatı alınmadığı gibi davaya katılımları da sağlanmamış; terekeye temsilci de atanmamıştır. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, öncelikle ... 'un terekesine temsilci atanması ya da tüm mirasçıların davaya katılım veya muvafakatlerinin alınması, için davacı tarafa süre verilmeli, taraf koşulu tamamlandığı takdirde işin esasına girilip dosya kapsamına göre karar verilmeli, aksi takdirde taraf sıfatı eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Temsilci Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı mirasçıların talebiyle mahkemece mirasbırakan ..’in terekesine Türk Medeni Kanununun 640/3. maddesi uyarınca temsilci atanmış, gerekçede mirasbırakanın terekesine dahil olan taşınmazlar, parsel numaraları ile birlikte gösterilmiştir. Temyiz eden davalılar gerekçede gösterilen bazı taşınmazların mirasbırakana ait olmadığını beyan ederek hükmün bozulmasını talep etmişlerdir....
Davacı tarafından dava konusu 177 ada 62 parsel sayılı taşınmazın murisleri ...’dan intikal ettiği belirtilerek ...mirasçıları adına tescili istendiğine göre terekeye göre 3. kişi durumunda bulunan davalıya karşı açılan davada diğer mirasçıların muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması hususunda davacı tarafa süre verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece buna ilişkin tebligat davacıya 25.03.2015 tarihinde yapılmış, dosya içerisine sunulan tevzi formunda 19.03.2015 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Esasında terekeye temsilci atanmasına ilişkin dava açıldığı görülmüştür. Dairemizce UYAP’tan çıkartılan karar örneğinden de 30.04.2015 tarihinde iş bu dosya için.... terekesine ...’ın mümessil olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Ancak genel olarak terekenin rasyonel bir şekilde korunması ve idaresi imkansız veya önemli ölçüde güçleşmişse, mirasçının talebine uygun olarak mahkemece tereke temsilcisi atanması gerekir. Bu genel kurallar ışığında somut dosya incelendiğinde; adı geçen murislerin terekesinin talep tarihi itibariyle tamamen paylaşımının yapılmadığı, tarafların terekedeki değerler üzerinde el birliği mülkiyetinin devam ettiği, yine tarafların aralarında bir kısım anlaşmazlıklar olması sebebi ile birlikte hareket edemedikleri sabittir. Bu durumda terekenin ve terekede hak sahibi bulunan tarafların haklarının layıkıyla korunabilmesi için terekeye temsilci atanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı vekili her ne kadar karar tarihi itibariyle terekenin mevcudunun tespit edilmediğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, terekenin tespiti terekeye (miras ortaklığına) temsilci atanmasının ön şartı değildir....