İcra Müdürlüğü'nün 2019/11906 Esas sayılı takip dosyası üzerinden örnek 4- 5 nolu para borcuna veya teminat verilmesine veya bir işin yapılmasına ilişkin ilamlı takip yapıldığını, takibe dayanak mahkeme kararının HMK 367 maddede belirtilen kesinleşmedikçe yerine getirilemeyecek kararlardan olması sebebiyle icra takibine konu edilemeyeceğinden takibin iptali talebiyle şikayetlerini sunduklarını, Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/213 Esas, 2019/182 Karar sayılı kararı incelendiğinde davanın müvekkiline ait 3. Kişiye satılmış bulunan gayrimenkul üzerinde muvazaa nedeniyle miras payına ilişkin alacak davası olup, gayrimenkulün aynına ilişkin olduğunu, yani alelade bir alacak davası olmayıp gayrimenkulün hukukuna dayalı bir miras payı alacağı olduğunu, bu durumda HMK 367 maddesi uyarınca mahkeme kararı kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceğini, icraya konu edilemeyeceğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., murisinden intikal eden tüm taşınmazlarda miras payı oranında tapu iptali ile adına tescil, olmadığı takdirde miras payına isabet eden taşınmaz bedellerinin faiziyle birlikte davacıya ödenmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... 22.03.2017 tarihli dilekçe ile temyiz talebinden vazeçtiğinden feragat nedeniyle temyiz talebinin REDDİNE, 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, davacıların her birinin saklı payı 4.222.801.581 TL.olup, temlik dışı terekeden miras payları oranında aldıkları miktarlar düşüldüğünde, her birinin saklı payına 1.732.336.151 TL.tutarında elatıldığı ortaya çıkmaktadır. Davalıya yapılan kazandırma tutarı olan 12.634.746.720 TL.'den kendi saklı payı düşüldükten sonra tenkise tabi kazandırmanın 8.411.945.150 TL. olduğu görülecektir. Buna göre sabit tenkis oranı (1.732.336.151/8.411.945.140)=0.205'dir. Belirlenen sabit tenkis oranıyla, davalıya kazandırılan taşınmazların tercih tarihindeki değerleri (102.162.510.000 TL =102.162.51 YTL)'nin çarpımı sonucu davacıların her birine ödenmesi gereken miktarın 20.943.31 YTL.olduğu anlaşıldığı halde, yazılı miktara karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.01.2013 gün ve 3/2 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, miras bırakan ...'ın 14.02.2005 tarihinde öldüğünü, muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin iptali için dava açıldığını, terekeye ait vergi borçlarının, mirasçılardan ... tarafından ödendiğini açıklayarak, miras bırakanın terekesinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, müteveffaya ait terekenin tespit edilerek, eşyaların mirasçılarına teslim edildiği, vasiyetnamenin iptali hususunda açılan davanın sürdüğü ve mahkemece terekeden el çekildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep; Türk Medeni Kanunu'nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında mirasçılık ve miras payına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve hüküm adi istihkaka ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2012(Pzt.)...
ın 17.09.1996 tarihinde vefat ettiğini, muristen intikal eden taşınmazların 3.6.1999 tarihli miras taksim sözleşmesi ile mirasçıları arasında paylaşıldığını, davacının diğer mirasçılara isabet eden taşınmazlardaki hakkını devrettiğini ancak davacıya isabet eden 1055 parsel sayılı taşınmazın muristen satış vaadi sözleşmesi ile satın alan dava dışı kişi adına hükmen tesciline karar verildiğini, taşınmazın rayiç değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının taksim sırasında taşınmazın davalı olduğunu bildiğini, taşınmazın baştan beri tereke dışında kalması nedeni ile taksim sözleşmesinin tarafları bağlamayacağını, her bir mirasçının zenginleştiği miktardan sorumlu tutulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 1055 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin davalılardan miras payları oranında tahsiline karar verilmiştir....
Mirasçılar ... ile ...’in açtıkları miras sebebiyle istihkak davası ile miras paylarına yönelik işlem yapıldığından haberdar oldukları kabul edilerek dava tarihi olan 02.06.2009 tarihi üzerinden değerlendirme yapılmalıdır....
Sulh Hukuk Mahkemesi de, tüzel kişiyle ilgili olarak kayyım atanmasına ilişkin davanın şahsın hukukuyla ilgili ahkamı şahsiye mahkemesinin görevine girmediğini bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 75/2 maddesinde, “Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, dava olağanüstü kongre toplanması için kayyım atanmasına ilişkindir. Ahkamı Şahsiye Sulh Hukuk Mahkemeleri, gerçek şahısların miras hukukundan ve terekeden kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümünde görevli olup, tüzel kişilerle ilgili bu tür uyuşmazlıkların ahkamı şahsiye mahkemelerinde görülerek çözümlenmesi mümkün değildir. Kayyım heyetinin seçimi dahil tüm uyuşmazlıkların genel sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı Ankara 2....
in, kat mülkiyeti kurulu, 2031 parsel sayılı taşınmazda yer alan 4 nolu bağımsız bölümünü, ikinci eşi olan davalıya intifa hakkını üzerinde bırakarak tapuda satış gibi göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz devir yapıldığını, mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olan temlikin gerçekleştirildiği 17/01/2011 tarihinde murisin ...Hastesinde tedavi gördüğünü ve hastanedeyken 28/11/2011 tarihinde öldüğünü, terekeden satış bedelinin çıkmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, murisin çekişmeli taşınmazı minnet duygusuyla iradi olarak temlik ettiğini, hasta ve engelli olan murisin bakımını üstlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, temliki işlemde muvazaa olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....