WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında az yukarıda saptanan olgulara uygun biçimde paylaşmanın yapılmadığı, nitekim terekenin miras bırakanın erkek çocukları arasında paylaşılmasına rağmen miras bırakanın kız çocuklarına terekeden pay verilmediği dosya kapsamı ile belirlenmiştir. Bu nedenler ve kararda gösterilen diğer gerekçelere göre davalı ....... mirasçısı ...'ın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki; Kadastro Hakimi infazı mümkün doğru sicil oluşturmak zorundadır. Mahkemece adlarına tescil kararı verilen ....... mirasçılarının isimleri ve payları hüküm yerinde açıkça gösterilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken veraset ilamı karar eki sayılarak veraset ilamına atıf ile hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...... mirasçısı ...'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde ise de yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hükmün 6 nolu bendinin 4 ve 5.satırlarında yazılı bulunan “ ........'...

    (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir. 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir....

      dan, dava ve temyize konu 115 ada 146, 119 ada 79, 119 ada 86, 102 ada 86 ve 88, 124 ada 20 parsel sayılı taşınmazların ise tarafların ortak miras bırakanı ........'dan kaldığı yönünde yanlar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir....

        $ayılı dosyasında İ.İ.K.nun 121. maddesi uyarınca ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen satış kararı nedeniyle Bakırköy (Sulh Hukuk Mahkemeleri) Satış Memurluğu 2019/13 Ortaklığın giderilmesi satış dosyasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, istinaf incelemesi sonucunda davalarında bilirkişi incelemesi deliline dayanmış olmaları ve murisin başkaca malvarlığının olup olmadığı, terekeden davacı payına düşen miktar net olarak tespit edilmeden, davacının miras payına düşen miktar düşülerek davalıların miras payına düşen bedel hesaplanmadan kısaca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hukuki olmayan bir kanıyla verilen davanın reddi kararının bozulmasına ve İstanbul İli, Bakırköy İlçesi Cevizlik Mahallesi, 15 ada 14 parsel 42/8'de bulunan dairenin mülkiyetinin annelerinin açtığı davasının kabulü ile torunlarına, olmadığı taktirde babalarının murisi olarak adlarına tescil yapılmış tapunun iptali ile annelerinin ölüm tarihinden sonra onun mirasçısı sıfatı ile adlarına tesciline...

        Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda, vurgulanan, hukuksal olgularda dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan, araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir....

          Bankası A.Ş. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, vekil edenin oğlu ve miras bırakanı ...’in 04.08.2000 tarihinde öldüğünü, terekesinin açıkça borca batık olduğunu açıklayarak mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takip konusu alacak miktarı dikkate alınarak miras bırakan ... terekesinin borca batık olması nedeniyle davanın kabulüne, davacının mirası reddettiğinin tespitine karar verilmiştir. Hüküm, dava ihbar olunan Tasfiye Halindeki ... Bankası adına ... Bankası vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve dosya kapsamından; davanın miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen (kendiliğinden) reddedilmiş sayılmasına (M.K.m.605/2) ilişkin olup, davanın terekeden alacaklı olanlara karşı açılması gerekmektedir....

            Asıl davada davacı, mirasbırakanı İskender’in verdiği vekaletname ile ölümünden sonra banka hesaplarındaki paraların davalı oğlu İsfendiyar tarafından şahsi hesabına geçirildiğini, davalının amacının terekeden mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, terekeden kaçırılan miktarın tespitini ve miras payına düşen miktarın en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Birleştirilen davada davacı, asıl davadaki iddiaları tekrarlayarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 500.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile mirasın denkleştirilmesini, ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 674. maddesi uyarınca 100.000,00 TL tazminatın davalıdan alınmasını, denkleştirilecek paya murisin ölüm tarihinden itibaren faiz yürütülmesini istemiş, yargılama sırasında ıslah ile denkleştirme miktarını 5.000.000,00 TL ye çıkarmıştır....

              Buna karşılık miras bırakanın tenkise tâbi ölüme bağlı tasarrufları net terekenin hesabında terekenin aktifine eklenmez. Zira bu tasarruflar, miras açıldığı anda henüz terekeden çıkmamış olduğundan, böyle bir toplama yanlış ve yanıltıcı sonuçlar verir (... Dural, Turgut Öz, Türk Özel Hukuku-Cilt IV-Miras Hukuku, İstanbul-2019, s. 255). 6. Türk Medeni Kanunu'nun 507 nci maddesinin ikinci fıkrası ile tasarruf nisabının hesaplanması için terekeden çıkarılması gereken değerler düzenleme altına alınmıştır. Hükme göre hesap yapılırken; miras bırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri, miras bırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri, terekeden indirilir. 7. Miras bırakanın mevcut mal ve haklarına, yukarıda belirtilen değerlerin eklenip çıkarılması sonucunda farazi bir tereke değeri elde edilmiş olur ve ortaya çıkan bu değere tenkise esas tereke adı verilir....

                Kural olarak ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular da dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/03/2014 NUMARASI : 2014/1-2014/2 Davacı tarafından, davalılar aleyhine 28.02.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekenin tespiti istemine ilişkindir. Davacı, babası M.. C..'in 26.06.2009 tarihinde vefat etmiş olup davalı kardeşleri tarafından babasından kalan malvarlığından kendisine pay verilmediğini ileri sürerek murisinden kalan malvarlığının tespiti ile iştirak halindeki ortaklığın giderilerek kendi payına düşen miras hakkının verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu