Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.05.2012 tarih, 2011/677 Esas ve 2012/237 Karar sayılı ilamı ile mirasbırakan ...’nın terekesine...’ın temsilci olarak atandığı, eldeki davada...’in 18.09.2012 tarihli 23 nolu celseye tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı, takip eden celselerin tereke temsilcinin yokluğunda sürdürüldüğü, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ve ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tereke hukukuna ilişkindir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, kısıtlının vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine mirasçılarının belirlenebilmesi ve gerekli işlemlerin yapılabilmesi amacıyla tereke davası açılmak üzere Tereke Hakimliğine ihbarda bulunulması için dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın tevzi edildiği ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kısıtlının vefatı nedeniyle terekesinin tasfiyesinin vesayet dosyasından yapılması gerekirken ayrı bir tereke dosyası açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dosyanın tekrar 2. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; 2. Sulh Hukuk Mahkemesi de T.M.K.'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm talepte bulunan ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke mümessilinin tereke temsilciliğinden azline ilişkindir. Mahkemece talebin kabulüne, tereke temsilcisi olarak atanan ...'in tereke temsilciliğinden azline, temsilci olarak atanan Av. ...'ın mümessillik görevinin devamına ve idare edilecek terekenin büyük miktarda malvarlığına sahip olması ve yapılacak işlemlerin geniş kapsamı olması nedeniyle 2014 ocak ayından itibaren 15.000,00 TL olarak kendisine ücret takdirine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... vekili takdir edilen tereke mümessilliği ücretinin çok yüksek olduğu nedeniyle temyiz etmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. TMK'nın 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....

        Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        (TMK m. 589/2) Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "Onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

        Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Davacının talebi Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesi gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti ve ortaklığın giderilmesi olduğu halde mahkemece davanın hatalı olarak nitelendirilmesi ve tereke tespiti ve ortaklığın giderilmesi davalarının birlikte yürümesinde bir fayda olmayıp davaların tefrik edilmemesi hususları hatalı olmuştur....

        Sulh Hukuk Mahkemesince; davanın terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu ve 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın hasımsız olarak açıldığı ve tereke alacaklılarına husumet yöneltilmediği, TMK'nın 605. maddesine göre mirasın kayıtsız şartsız reddi istemine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacılar terekenin borca batık olduğu iddiasıyla murisin ölümünden itibaren 3 aylık yasal süre içinde kayıtsız şartsız mirası reddettiklerini belirtmişlerdir. Terekenin borca batık olduğuna ilişkin kullanılan ifadelerin dilekçe ve mirasın reddedilmesi talebini açıklayıcı mahiyette kullanıldığı ve tereke alacaklılarına husumet yöneltilmemiş olması nedeniyle davayı, kayıtsız şartsız mirasın gerçek reddi olarak nitelendirmek uygun olacaktır....

          Sulh Hukuk Mahkemesince; davanın terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine ilişkin olup Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın hasımsız olarak açıldığı ve tereke alacaklılarına husumet yöneltilmediği, TMK'nın 605. maddesine göre mirasın kayıtsız şartsız reddi istemine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacılar terekenin borca batık olduğu iddiasıyla murisin ölümünden itibaren 3 aylık yasal süre içinde kayıtsız şartsız mirası reddettiklerini belirtmişlerdir. Terekenin borca batık olduğuna ilişkin kullanılan ifadelerin dilekçe ve mirasın reddedilmesi talebini açıklayıcı mahiyette kullanıldığı ve tereke alacaklılarına husumet yöneltilmemiş olması nedeniyle davayı, kayıtsız şartsız mirasın gerçek reddi olarak nitelendirmek uygun olacaktır. Mirasın gerçek reddi, Türk Medeni Kanununun 605/1....

            nin 25.04.2021 tarihinde vefat etmesi üzerine murisin terekesinin tespiti, defterinin tutulması ile idaresinin sağlanması amacıyla TMK 589 vd. md. gereğince terekenin korunması için gerekli önlemlerin alınması talebiyle Bakırköy .... Sulh Hukuk Mahkemesinin .... Tereke sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan davada, tensiben verilen 04.06.2021 tarihli ve 15 numaralı ara karar gereğince müvekkilinin, Muris ... Terekesine tereke temsilcisi olarak atandığını, Muris ... Terekesinin idare edildiğini, Bakırköy .... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Tereke sayılı dosyasında murisin mirasçılarından ...,... ve ...vekili tarafından sunulan 26.05.2021 tarihli dava dilekçesi ve 08.06.2021 tarihli beyan dilekçesinde muris ... terekesine dahil olan çeklerin murisin bir diğer mirasçısı olan eşi ....'nin uhdesinde olduğu beyan edilerek dilekçesi ekinde anılı çeklerin listesini sunduğunu, ilgili dosyada ....'nin vekili konumunda ve huzurda görülen işbu davanın davalısı olan ...'...

              UYAP Entegrasyonu