Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın bir mirasçı tarafından açıldığı, ve dava dışı mirasçılar bulunduğu, yargılama aşamasında mahkemece, isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 02.02.2010 tarihli oturuma katıldığı ve dilekçe ile yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, bu tarihten sonraki oturumlara katılmadığı, davanın davacı vekili tarafından takip edilerek sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bilindiği üzere; Tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile sürdürüleceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılması asıldır....

    . ... tereke temsilcisi sıfatının 08.08.2020 tarihi itibarıyla sona erdiğini, TMK'nın 593....

      Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....

      Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinin konu kısmında “ terekenin tespiti, miras haklarının ihlaline yönelik işlemlerin iptali, tescil, tazmin, iade ve denkleştirme” isteğinde bulunduğunu açıklamış ise de, dava dilekçesinin kapsamı ve özellikle dilekçenin 3. sayfasının 4, 5, 6, 7 ve 8. bentlerinde yer alan açıklamalar ile sonuç kısmının 1. nolu bendi gözetildiğinde isteğin terekenin tespitine, vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle zimmetine geçirilen mallar ve gerçekleştirilen temlik ve tescillerin iptaline, haksız suretle ele geçirilen ve tereke sayısında elde edilen tüm gelir ve değerlerin yeni ihtisap edilen mal ve hakların, şirket paylarının tespiti ve terekeye iadesine, iptale konu taşınmaz malların mirasçılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istediği anlaşıldığına, açıkça dilekçenin 2. sayfasının 1 nolu bendinde mirasın intikali için verilen vekaletnamenin kötüye kullanıldığı açıklandığına, dava dilekçesinin 3. sayfasının 5 nolu bendinde de, miras intikal...

        (TMK m. 589/2) Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "Onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

        Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Vakfi tarafından terekenin tespitinin istenildiğini, yargılamasının halen devam etmekte olduğunu, ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/11 Tereke dosyasından istenilen tedbirin müvekkili banka tarafından uygulandığını ancak yasal mirasçıların kötüniyetli davranarak, ... vakfı ile varisler arasında bulunan tereke davasından haberdar olmalarına rağmen hakları olmayarak parayı tahsil ettiklerini, yasal mirasçıların tamamının ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/198 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin iptaline ilişkin dava açtıklarını,yine ... 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/51 Tereke sayılı dosyasından devam eden terekenin tespiti davalarının sonucu işbu davayı doğrudan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerektiğini, işbu davanın zamanaşımına uğradığını, ödeme tarihi olan 04/08/2000 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 29.05.2019 tarih, 2016/5255 Esas, 2019/4079 Karar sayılı geri çevirme ilamı ile; dosya içerisinde davacı ...’nın, gerek kendi adına gerekse tereke temsilcisi sıfatıyla tereke adına Av. ...'a verdiği vekaletnamenin bulunmadığı belirtilerek, adı geçene vekalet verilmiş ise (hem davacı adına, hem tereke adına) vekaletnamenin aslının ya da onaylı örneğinin dosya içine konulması, vekalet verilmemiş ise durumun belgelendirilerek bildirilmesi istenmiş; ancak mahkemece sadece davacının kendi adına verdiği vekaletname dosya içerisine alınarak, avukatın tereke adına vekaletnamesi bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Belirtilen nedenle; Davayı tereke adına temyiz eden Av. ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi, ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk (Tereke mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke teslimine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya re’sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir. Zabıta araştırması ve tüm dosya kapsamından, huzurevinde ölen müteveffanın ... Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu, bekar öldüğü, kimsesizler mezarlığına gömüldüğü, nüfus aile kayıt sistemindeki ......

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Terekenin tedbiren muhafazasına ilişkin (TMK md. 589) Sulh Mahkemesince alınan tedbir kararlarının temyiz kabiliyeti yoktur. Açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi. 01.10.2012(Pzt.)...

                UYAP Entegrasyonu