Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Terekede bulunan menkul malların tespiti davasında ise, miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulanan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK m. 589/1-2). Türk Medeni Kanununun 590. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir (TMK m. 590, Velayet, Vesayet ve miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin 2003/5960 sayılı Tüzük m. 33/1). Ortaklığın giderilmesi davası, çekişmeli olarak görülürken terekenin tespiti talebi, çekişmesiz yargı işidir....

    Bu karar, davalı ... vekili ile davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmiştir. 23/12/1942 gün ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararına göre mirasın hükmen reddin tespiti davalarında görevli mahkeme tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenir. Temyiz kesinlik sınırının da İçtihadi Birleştirme Kararı doğrultusunda tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerekir. Dosya içeriğine göre, tereke alcaklılarının alacak miktarı 42.000,00TL olup, karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362-(1) a maddesinin parasal sınırların arttırılması başlıklı Ek Madde 1 uyarınca bulunan 2021 yılı için 78.630,00TL temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır....

      Bu karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. 23/12/1942 gün ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre mirasın hükmen reddin tespiti davalarından görevli mahkeme tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenir. Temyiz kesinlik sınırının da İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerekir. Dosya içeriğine göre, tereke alacaklılarının alacak miktarı 37.608,04 TL olup, karar tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK'nın 362-(1) a maddesinin parasal sınırların arttırılması başlıklı Ek Madde 1 uyarınca bulunan 2020 yılı için 72.070,00 TL temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır....

        Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenmek suretiyle terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. Bu kapsamda muris adına kayıtlı taşınmaz kaydı, trafik sicilinde muris adına kayıtlı araç kaydı, bankalarda murise ait mevduat hesapları ve taraflarında bu yönde gösterecekleri delilleri toplanıp belirlenmelidir. Somut olaya gelince, mahkemece ilgili banka müdürlüklerine yazı yazılarak muris .....'in ölüm tarihi olan 29.10.2012 itibariyle mevduat hesabının, hak ve alacağının olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          Diğer taraftan hizmet tespiti kararı sonucunda, işverenin prim borcu doğacaktır. İşverenin vefatı halinde, tüm mirasçılar tarafından miras reddedildiğinde, SGK prim borcunu varsa terekeden tahsil edecektir. Oysa ki reddeden mirasçılara karşı dava yürütülmüşse, asıl davalı olması gereken tereke tasfiye memuruna husumet yöneltilmediğinden tereke temsil edilmiş olmayacaktır. Çünkü usulen terekeye, husumet yöneltilmemiştir. Mirası reddeden mirasçının ise terekeyi temsil görevi olmadığından, davada hasım gösterilmesi tereke aleyhine sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle verilecek kararda tereke taraf olmadığından karar terekeyi bağlamayacaktır. Sonuç olarak Mahkemenin kararı usule ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiği düşüncesindeyiz. Yüksek Daire'nin kararın düzeltilerek onanmasına yönelik çoğunluk görüşlerine katılmıyoruz....

            Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

            Evliliğin ölümle sona ermesi durumunda katılma alacağı borcu bir tereke borcudur. Külli halefiyet ilkesi gereği, mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, Kanun gereğince kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar (TMK.m.599). Tereke borcundan sorumluluk; dış ilişkide (üçüncü kişilere karşı) müteselsil, iç ilişkide (mirasçılar arasında) miras payı oranındadır. Dava mirasçılar arasında açılmış ve bu nedenle iç ilişkileri söz konusudur. Davacının hem terekeden alacaklı, hem de mirasçı olarak sorumluluğu sebebiyle borçlu sıfatı mevcuttur. Mirasçılar arasında görülen alacak davasında, terekeden olan alacağın bir bölümü için davacıda alacaklı ve borçlu sıfatı birleşmiştir. Davacı eş/mirasçının katılma alacağı dışında bir tereke borcunun varlığı taraflarca ileri sürülmediğine göre, terekenin paylaşılmasına gerek duyulmamalıdır....

              ın tereke temsilcisi olarak atandığı, gerekçeli kararın tereke temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tereke temsilcisinin temyiz talebi olmadığı, davacı ...’ün kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, tereke adına Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda; mirasbırakan ...’ün terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmadığından, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının, yasal mirasçı sıfatıyla, delil tespiti ve koruma önlemi niteliğinde olan TMK.nun 589. maddesi uyarınca terekenin tespiti isteminde bulunabileceği, bunda tüm mirasçıların menfaatinin bulunduğu değerlendirilerek, müteveffa T5'un tereke mevcudunun TMK'nun 589 vd. maddelerine uygun şekilde tespitinin yapıldığı ve tespit özelliği gereği bu tür kararların kesin hüküm niteliklerinin bulunmaması da dikkate alınarak, terekenin tespitine; bununla birlikte müteveffanın, 12/04/2008 tarihinde düzenlenen el yazılı vasiyetnamesinde "...Ben T5......

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ NUMARASI: 2023/60 Esas - 2023/439 Karar TARİH: 07/06/2023 DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) KARAR TARİHİ: 28/09/2023 İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; HMK 352. madde uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dava dosyası ve UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemede; İlk derece mahkemesi karar başlığında tereke memurunun vekilinin yazıldığı, kararın tereke memuruna tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tereke memuru tarafından verilen Beyoğlu ... Noterliği'nin 22/05/2023 tarih ... yevmiye sayılı vekaletnamesi ile ... Avukatlık Ortaklığını vekil olarak tayin edildiği, Tereke memuru, ... Avukatlık Ortaklığı tarafından dosyaya sunulan herhangi bir istifa dilekçesi bulunmadığı gibi tereke memuru tarafından azledildiğine dair bir belgeninde olmadığı halde ilk derece mahkemesince gerekçeli kararın tereke memuru vekili ......

                  UYAP Entegrasyonu