DAVA TÜRÜ :Terekeye Mümessil Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Esas yönelik temyiz itirazı yönünden ; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tereke temsilcisinin sıfatına yönelik temyize gelince; *Miras ortaklığı temsilcisi (TMK.md.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....
Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. 3.3. Değerlendirme 3.3.1. Uyuşmazlık terekeye iade talepli tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olup, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalktığı gözetildiğinde davada davacı sıfatı kalmayan ... vekilinin temyiz itirazlarının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. 3.3.2....
nun terekelerine temsilci atanması isteğiyle açtıkları davaların kabul edildiği ve davacının her iki terekeye temsilci atandığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, eldeki dava mirasçılar tarafından açılmış bir dava olmayıp, tereke temsilcisi tarafından tereke adına açılmıştır. Öte yandan tereke temsilcisi atanmasına ilişkin davaların açılma sebebinin, terekeye dahil olan taşınmazların davalı tarafından kullanılmasından kaynaklandığı görülmektedir. Hâl böyle olunca; davanın tereke adına açıldığı gözetilerek, davalının miras payına isabet eden kısım mahsup edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı tereke temsilcisinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir....
Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, aleyhlerine birlikte dava açılması, birlikte hareket etmeleri, dava açmayan ya da açılmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya ya da savunmaya onaylarının alınması ya da davayı açan ya da savunan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir....
Dava, TMK'nin 640/3 maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İstinaf dilekçesi incelendiğinde itirazın temsilcinin sıfatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nin 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazlar ve vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme göreviyle ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir....
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca tereke adına açılıp takip edilen davaları, ya tüm mirasçıların birlikte açmaları ya da tüm mirasçıların, açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunlu olup, somut olayda, davacı 219 ada 11, 13, 94, 97, 112, 133 sayılı parseller, 211 ada 2, 3 ve 5 sayılı parseller ile 217 ada 45 sayılı parseller yönünden Abdullah Demir terekesi adına tescil talebinde bulunmuş olmasına göre, el birliği mülkiyetinde bütün mirasçıların birlikte dava açmaları zorunlu olup, mirasçılardan bir veya bir kaçı davaya iştirak etmediği takdirde, miras şirketine temsilci atanması suretiyle taraf teşkili sağlanarak davaya devam edilmesi gerektiği gibi, 219 ada 94 parsel yönünden feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de kayıt maliki olan Kuzsökü Köy Tüzel kişiliği davaya dahil edilmeksizin kesin hüküm oluşturacak şekilde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) ve Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacılar 30.09.2014 tarihli dilekçe ile; terekeye temsilci atanması istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, “...Terekeye temsilci tayini davasına bakma görevinin Tereke Mahkemesine ait olduğu ...” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bursa 1. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi, “...Tereye temsilci tayini davasına bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu...” gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 17....
Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanmasını yasal veya atanmış mirasçılar isteyebilir. Yetkili mahkeme, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise, sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi kayyım gibidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması olduğu usulünce ispat edilirse, mirasçılardan biri terekeye temsilci atanmamalıdır. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK 640.madde) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın yada kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur....
Nitekim Yargıtay da bir kararında, tereke temsilcisinin sadece mirasçılarca atanmasının istenebileceğini, mirasçı olmayanların ise; tereke temsilcisi atanmasını isteyemeyeceğini içtihat etmiştir. Bu kararın (HGK, 15.2.1989, E. 1989/2- 9, K. 95) ilgili bölümü şöyledir: “… Davanın konusu terekeye mümessil tayini isteğini kapsamakta olup, mahkemece dava kabul edilmiş, Özel daire “miras şirketine mümessil tayini istemek hakkını mirasçılara ait olduğu, davacının ve terekesine mümessil tayini istenen mirasbırakanın mirasçısı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle kararı dava hakkı yönünden bozmuş, mahkeme direnmiştir. Olayda mahkemenin hükme dayanak yaptığı 28.4.1983 gün ve 1982/ Tereke Temsilcisi Atanmasına İlişkin İlke ve Esaslar 2567819- 311 sayılı mirasçılık belgesinden davacının İsmail kızı Celile Cananoğlu’nun mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır....
Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, eldeki dava muris tarafından açılmış yargılama sırasında 26/01/2015 tarihinde muris vefat etmiştir. Geriye mirasçı olarak mirasçı ve temlik alacaklısı olarak ... davaya davaya devam etmiş, mahkemece verilen yetkiye dayalı olarak Sulh Hukuk Mahkemesince terekeye AV. ... terekeye temsilci olarak atanmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....