Dosyada, muris Musa Altıntaş' ın tarımsal krediye ilişkin poliçesi bulunduğundan bahisle borçlu olunmadığının tespiti ile davacı tarafından yatırıldığı belirtilen miktarın iadesi talep edilmektedir. Bilindiği üzere, tereke temsilci atanması durumunda davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeye temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleşiyle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü istinaf hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Yukarıda da belirtildiği gibi davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşıldığından davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK'nın 352/1- ç maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Mümessil Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmaya temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi.12.07.2010(Pzt)...
Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz. Somut olayda; dosyanın işlemden kaldırıldığı 09.06.2016 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan davacının dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği, dosyanın davacı vekili tarafından yenilenmesinin sonuca etkili olmadığı tartışmasızdır....
ın tereke temsilcisi olarak atandığını ancak bu temsilcinin istifa etmesi üzerine ...'ın yeni tereke temsilcisi olarak atandığını ancak davacıların 11.03.2013 havale tarihli dilekçe ile terekeye yeni ve hesap verebilir bir temsilcinin atanmasına karar verilmesini talep ettikleri, talebin Sulh Hukuk Mahkeme'sinin 16.05.2014 tarihli ek karar ile reddedildiği ,karardan sonra tereke temsilcisi ... Sulh Hukuk Mahkemesindeki 10.07.2014 tarihli beyanında istifa ettiğini belirttiği anlaşılmıştır. Dava, tereke temsilcisi olan ... 'ın değiştirilmesi talebine ilşkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....
HMK 114/d hükmüne göre taraf ve dava ehliyeti dava şartı olmakla birlikte davanın mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle tüm mirasçılarca veya terekeye mümessil tayiniyle temsilci tarafından açılması gerektiğinde, bu hal HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün olduğundan mahkemece bunun tamamlanması için kesin süre verilir (Bkz.Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku 2. Cilt shf. 950 vd.). Davacılar dışında başka varislerinde bulunması nedeniyle mahkemece, belirli bir süre verilerek giderilebilecek nitelikteki dava şartı noksanlığının tamamlanması ve taraf teşkili amacıyla davacılara terekeye temsilci tayini için süre verilmiştir. Davacı vekili davada tereke temsilcisi atanması konusunda, verilen süre içinde, ... ... 2....
Mahkemece her ne kadar “mülkiyetin ihtilaflı olup, kiranın bölünmek suretiyle bir kısım mirasçılara ödendiği, hak sahibinin tespitindeki güçlük göz önünde tutulduğunda bu ödemelerin iyi niyetli davalıyı borcundan kurtardığından” bahisle istemin reddine karar verilmiş ise de, terekeye mümessil tayin edilen davacı tarafından durumun ihbarından sonra hisseye düşen kira parasının davacı tereke temsilcisine ödenmesi gerekmekte olup, mahkemece davacı tereke temsilcisinin hissesine düşen kira parasının belirlenerek bu kısma yönelik olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin tümünün reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenle tahliye isteminin reddine ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle alacağa ilişkin hüküm kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 28.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Andırın Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/04/2014 NUMARASI : 2013/114-2014/100 Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2013 gününde verilen dilekçe ile miras ortaklığına temsilci atanması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, Kahramanmaraş Barosu avukatlarından E.. Ş..'in murisin terekesine Andırın Kadastro Mahkemesi'nin 2009/394 Esas sayılı dava dosyasında temsilci olarak tayin edilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Tereke temsilcisi terekenin tümü için atanır....
İşbu sebeple, hak kayıplarının önüne geçebilmek ve terekeyi muhalaza edebilmek için terekenin tam anlamı ile tespit edilmesinin akabinde terekenin paylaştırılmasına kadar tereke temsilcisi atanması zarureti mevcuttur. Müvekkil T2 tereke temsilcisi olarak atanmasının münasip olacağı kanasılindeyiz. İşbu dürümu arz ve talep etmekle İgeraber takdir sayın mahkemenindir. Yukarıda da kısaca arz ve izah eltiğimiz üzere müvekkil varislerin zarar görme ihtimalinin önüne geçmek ve mirasçılıktan doğan haklarının muhafazası için terekenin tespit edilmesi, defter tutulması ile bir tereke temsilcisinin atanması önem arz elmekle olup işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/316 Esas sayılı dosyanında davalıların taraf olmadığı, terekeye temsilci atanması talebinin nedeninin belli olmadığı, mirasçılara tebligat yoluyla ulaşılabildiği, terekeye temsilci atanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir (TMK. md. 640/1) ve miras ortaklığının varlığı durumunda, mirasçılardan birisinin istemi üzerine ortaklığa paylaşmaya kadar bir temsilci atanabilir (TMK. md. 640/3). Somut olayda; davacı tapu iptali ve tescil davasında tereke adına talepte bulunduğundan TMK'nın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. 3.3. Değerlendirme 3.3.1....