DAVA KONUSU : Miras Ortaklığına Temsilci Atanması KARAR : Taraflar arasında görülen, yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilama ilişkin olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gönderilmiş olmakla incelendi. DAVA: Dava dilekçesinde özetle; Espiye Noterliği'nden düzenlenen 31/12/2018 tarih 08438 yevmiye nolu veraset belgesine göre T7 murisi olduğunu, murisin mirasçılarından Kayhan ile Mehmet Burhan'ın Almanya'da kısıtlandığını, T7 mirasının el birliği mülkiyetinde olduğundan taksim edilemediğini belirterek T7 elbirliği mülkiyetindeki mirasının taksimine kadar terekeye mümessil atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davanın HMK.’un 114/1- h, 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. (...)" TMK md.431/1 hükmünce "Vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır." Yargıtay 2.HD.'nin 15.11.2007 tarih ve 2007/14592 E. - 15804 K. sayılı bozma kararı ve aynı Dairenin 18.07.2011 tarih 2010/10104 E. 2011/12563 K sayılı kararı ve Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 02.04.2019 tarih 2018/3824 E 2019/2999 K sayılı kararı hükmünce "Mirasçıların birbirleri aleyhine dava açmalarını engelleyen hüküm yoktur. Onun için bir mirasçının, diğeri hakkında dava açması için miras şirketine mümessil tayinini gerektirmez....
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, davacılar, terekeye döndürülme istekli olarak iptal tescile karar verilmesini istemişler; tereke temsilcisi atanmak suretiyle, tereke temsilcisi huzuruyla yargılamaya devam edilmiş olup; İlk Derece Mahkemesi kararı tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmemiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı da tereke temsilcisine tebliğ edilmesine rağmen tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmemiştir....
T8' nun bu göreve atanmasına muvafakatlerinin olmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise ve temsilci atanması gerektiği düşüncesinde ise resen seçilecek başka birinin terekeye temsilci olarak atanmasını talep ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte bulunan tapu iptal tescil davasında davacıya terekeye temsilci atanması için süre verildiği, terekenin paylaşıldığına ilişkin dosyada bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile terekeye temsilci atanmasına karar verilmiştir. Mirasçı T6 vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararı kabul etmediklerini, terekeye mirasçı atanması yönünde yapılan başvuru ve sonucunda görülen davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını, terekeye temsilci atanması için Keşan 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyım atanması K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde; tarafların mirasbırakan ...'ın ortak mirasçıları olduklarını, ancak tereke üzerinde ihtilaflı haklar olduğu gibi bir kısım davalıların terekeye dahil olan 463 ada 154 parselde kayıtlı ......
ın temsilci olarak atandığı, yargılamaya tereke temsilcisinin katıldığı ancak, gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı ... vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer Somut olayda; mirasbırakan ...'ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davacının davayı takip yetkisi kalmamıştır....
ın temsilci olarak atandığı, gerekçeli kararın tereke temsilcisine 16.06.2015 tarihinde usulünce tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin 01.07.2015 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıların dayandığı pay elbirliği halinde mülkiyete konu olduğundan,tüm mirasçıların birlikte dava açması yada birinin açtığı davaya diğerlerinin de katılması yada muvafakat etmesi, mümkün olmadığı takdirde terekeye bir mümessil tayin edilerek davaya mümessil huzuruyla bakılması gerekir. Bu hususlar üzerinde durulmadan ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacı olarak davada yer alan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’in de dava konusu taşınmazla bağlantıları kurulamamış olup, bu kişilerin dava konusu taşınmazla ilişkilerinin belirlenmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması da doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye Mümessil Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tereke mümessilinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK.md.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın yada kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur . Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir....
Davacı miras hakkına dayanmakta olup, çekişmeli taşınmazların terekeye döndürülmesi istemi ile, bir başka anlatımla tüm Osman mirasçıları adlarına tescil istemi ile diğer mirasçılar aleyhine dava açmıştır. Bir mirasçının diğer mirasçılar aleyhine tereke adına açtığı davanın, terekeye mümessil tayin edilerek sürdürülmesi aksi halde davacının miras payı ile sınırlı olarak ihtilafın çözümlenmesi gerekmektedir. Dosya içinde terekeye mümessil tayinine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacıya terekeye temsilci atanmasının sağlanması için süre verilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....