Miras ortaklığının temsilci atanması isteğinde husumet miras bırakanın tüm mirasçılarına yöneltilmelidir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. TMK'nin 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazlar ve vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme göreviyle ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı reddetmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397)." (Yargıtay 14....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 27.03.2018 tarihli, 2017/497 Esas, 2018/261 Karar sayılı ilamıyla mirasbırakan ...’in terekesine temsilci atandığı, mahkemenin davanın reddine dair gerekçeli kararının tereke temsilcisine 27.01.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kararı temyiz etmediği, karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairece (2020/933 Esas, 2021/1157 Karar sayılı, 03.03.2021 tarihli ilam), terekeye temsilci atanmakla davayı takip yetkisi sona eren davacı vekilinin 18.11.2019 tarihli temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından 12.04.2021 tarihli dilekçe ile karar düzeltme yoluna başvurulduğu, öte yandan, davacı vekilince 07.04.2021 tarihli dilekçe ile yerel mahkemece verilen hükmün, harç ve yargılama gideri yönünden tavzihinin istendiği, mahkemece 08.06.2021 tarihli ek karar ile; talebin tavzihle düzeltilebilecek nitelikte bulunmadığı, özellikle terekeye temsilci atanması ile tereke ortaklarının davayı...
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Tereke dosyası üzerinden tereke temsilcisi atanması için dava açtığını ve mirasbırakan ...l’in terekesine ...’ün temsilci olarak atandığını bildirdiği anlaşılmıştır. Ne var ki, davacılar vekilinin tereke temsilcisi atanması için 13/08/2014 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Tereke sayılı dava dosyası üzerinden dava açtığı ve anılan dosyada 15/10/2014 tarihinde karar verilerek mirasbırakan ...’in terekesine ...’ün temsilci olarak atandığı gözetilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Hal böyle olunca, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Tereke, 2014/5 Karar sayılı ilamının kesinleşmesinin beklenilmesi, kesinleşmesi halinde tereke temsilcisi marifetiyle davaya devam edilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması ve değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
HD'nin 09/02/2016 tarih 2015/3872 Esas ve 2016/1191 Karar sayılı ilamı ile "Dava bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ve el birliği mülkiyetinde mirasçının kendi payına yönelik olarak açtığı davanın tereke adına açılmış sayılmayacak olması ve bu nedenle de terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devamında mümkün bulunmaması ve tereke adına talepte bulunulması halinde de tüm mirasçıların taraf olması durumunda terekeye mümessil tayini gerekmemesi nedeniyle, mahkemenin tüm mirasçıların taraf olduğu iş bu davada ancak terekeye mümessil tayini suretiyle tereke adına davanın görülebileceği gerekçesi yerinde değil ise de, terekeye dahil bir hakla ilgili olarak paydaşlardan birinin sadece kendi payına yönelik dava açmasının mümkün olmamasına göre sonucu itibariyle doğru olan kararın açıklanan bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir. " şeklindeki gerekçe ile kararın onanmış olduğu görülmektedir...
Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında, davayı takip yetkisi sona eren bir kısım davacı mirasçıları vekilinin 17.06.2016 tarihli temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili kira parasının tespiti talebi ortaklardan sadece ikisi tarafından dava edilmiştir. İki ortak tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başlarına yürütemeyeceklerinden davayı bütün mirasçılar ile birlikte yürütmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, iki mirasçının (davacının) açtığı davanın görülebilmesi için diğer mirasçının da davaya katılmasının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermelidir. Eğer diğer mirasçı davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermez ise bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir....
Bu nedenle Mahkemece, Hoşnut ve ... dışındaki diğer mirasçı davalıların, davalı ... ve ... vekilinin temyizine muvafakat edip etmedikleri hususunda yazılı açıklamalarının alınması, temyize muvafakat etmemeleri durumunda hükmü temyiz eden davalılara terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre terekeye temsilci tayin edilmesi durumunda gerekçeli kararın, temyiz dilekçesinin ve işbu geri çevirme kararının tereke temsilcisine tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, kararı temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesinin ya da dosyada bulunan temyiz dilekçesinin benimsediğine ilişkin beyanda bulunması halinde kimlik tespiti de yapılarak beyan dilekçesinin davacı tarafa tebliğinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine ikinci kez geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine İKİNCİ KEZ GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in kooperatif üyeliğine kabul sebebi ve dayanakları ile kooperatife yaptığı ödemeler tespit edilerek kooperatif tarafından tahsis edilen villanın dava tarihindeki rayiç bedeline oranlanmak suretiyle terekeye iade edilmesi gereken tereke malı olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Nitekim Yargıtay da bir kararında, tereke temsilcisinin sadece mirasçılarca atanmasının istenebileceğini, mirasçı olmayanların ise; tereke temsilcisi atanmasını isteyemeyeceğini içtihat etmiştir. Bu kararın (HGK, 15.2.1989, E. 1989/2- 9, K. 95) ilgili bölümü şöyledir: “… Davanın konusu terekeye mümessil tayini isteğini kapsamakta olup, mahkemece dava kabul edilmiş, Özel daire “miras şirketine mümessil tayini istemek hakkını mirasçılara ait olduğu, davacının ve terekesine mümessil tayini istenen mirasbırakanın mirasçısı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle kararı dava hakkı yönünden bozmuş, mahkeme direnmiştir. Olayda mahkemenin hükme dayanak yaptığı 28.4.1983 gün ve 1982/ Tereke Temsilcisi Atanmasına İlişkin İlke ve Esaslar 2567819- 311 sayılı mirasçılık belgesinden davacının İsmail kızı Celile Cananoğlu’nun mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, eldeki dava kısıtlı ... vasisi tarafından ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış, yargılama sırasında kısıtlının 08.10.2012 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak eşi ..., çocukları, .... ve ..., mirasçılardan ... davaya devam etmiş, 30.10.2014 tarihinde terekeye temsilci atanmış, alınan adli tıp raporundan kısıtlının işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun anlaşılması üzerine 05.12.2016 tarihinde davaya devam eden bir kısım mirasçılar davalarını ıslah ederek muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıklarını bildirmişlerdir. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....