Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tereke temsilcisi olarak atanan T2 temsilci gereken İliç Asliye hukuk mahkemesinin 2018/148 E sayılı dosyasındaki davalılardan biri olduğunu, bu nedenle temsilci seçilmesinin menfaat çatışmasına yol açacağını, menfaat yol açmayacak başka bir temsilcinin atanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava terekeye temsilci atanması talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, terekeye T2 temsilci olarak atanmasına karar verilmiş, kararı davacı istinaf etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, terekeye temsilci tayini ve tereke defterinin tutulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; terekenin tespitine dair verilen 09.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tespiti ile tereke defterinin tutulması ve terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, terekenin tasfiyesine yönelik bir talep bulunmadığı ve mirasçılar tarafından paylaşmaya yönelik dava açılmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin paylaşmaya kadar tereke temsilcisinin görevinin devamı talebinin reddine, terekenin tespiti talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

    Davacı tereke adına dava açmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca tereke adına açılıp takip edilen davaları ya tüm mirasçıların birlikte açmaları ya da tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. Başka bir anlatımla davada mirasçıların muvafakati alınmaksızın ya da terekeye temsilci atanmaksızın taşınmazın tüm mirasçılar adına tescili istenemez. Somut olayda ise, çekişmeli taşınmazın 1/2 payının tarafların miras bırakanı ...'a diğer 1/2 payının ise tarafların babaları ...'a ait olduğu, babaları ...'ın halen sağ olup kendisine ait 1/2 payını davalıya bağışladığı, muris ...'a ait 1/2 pay üzerinde ise murisin ölümü ile tüm mirasçılarına kaldığı, mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim bulunmadığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir....

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki miras ortaklığına temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nin 640/3. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile muris ...'in terekesine ...'nun temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... vekili tarafından temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....

        Somut olayda terekeye mümessil tayini işlemi miras hükümlerinin uygulanmasıyla sonuçlandırılacağı için genel hükümlere tabi olup tereke hakimliğinin münhasıran görmesi gereken işlemlerden olmadığından uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, terekeye mümessil tayini işlemi miras hükümlerinin uygulanmasıyla sonuçlandırılacağı için genel hükümlere tabi olup tereke hakimliğinin münhasıran görmesi gereken işlemlerden olmadığından uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı Antalya 5.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı mirasçı T3 tarafından istinaf dilekçesinde kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi yanında atanan temsilci dışında bir başka kişinin temsilcinin atanması gerektiğine yönelik iddialar da bulunmaktadır. Terekeye temsilci atanıp atanmaması gerektiği hususlarındaki iddialarla ilgili inceleme yapma görev ve yetkisi dairemize ait ise de tereke temsilcisinin şahsına veya tereke temsilcisi olduğu döneme ilişkin olarak hesap verip vermeme, yaptığı işlemlerin yerindelik denetimi ile ilgili konulara yönelik hususlar yukarıda bahsedilen Tüzük maddeleri uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesine yapılacak itiraz sonucunda denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olacaktır. İstinaf Mahkemesinin, Tereke Temsilcisinin atanmasına ilişkin usul ve esaslar yönünden sınırlı inceleme yetkisi vardır....

            Dosyanın incelenmesinde terekeye temsilci atanması için yetki verilen Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/200 E sayılı dosyasında davacıya terekeye temsilci tayini için yetki ve süre verildiği görülmüştür. Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır....

            Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler....

            (İşler) DAVA TÜRÜ :Terekeye Temsilci Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre terekeye temsilci atanmasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Tereke temsilcisinin sıfatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Miras ortaklığı temsilcisi (TMK.md.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır. Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın yada kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur ....

              UYAP Entegrasyonu