Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler." hükmünü içermektedir. Bu düzenlemeler göstermektedir ki, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/687 Esas KARAR NO : 2023/132 DAVA : İtirazın İptali (Tereke Alacağından Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 29/07/2022 KARAR TARİHİ : 16/02/2023 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/02/2023 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl ve birleşen dava yönünden mahkememize sunmuş olduğu 29/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... terekesine ait çeklerin mirasçılardan ... tarafından diğer mirasçıların muvafakatı olmaksızın davalılara verilerek tahsil edildiğini, terekeye ait alacağın tereke dosyasına yatırılmaması nedeniyle tereke mahkemesi tarafından kendilerine verilen yetki kapsamında asıl ve birleşen davaya konu edilen Bakırköy .......

      Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz. Somut olayda; dosyanın işlemden kaldırıldığı 09.06.2016 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan davacının dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği, dosyanın davacı vekili tarafından yenilenmesinin sonuca etkili olmadığı tartışmasızdır....

        Dahili davalılar istinaf başvurusunda kararın içeriği bakımından ilk derece mahkemesi kararında temsilcinin yetkilerinin kapsamı belirlenmediğini ileri sürmüş olmakla, TMK'da tereke temsilcisinin yetkisinin kapsamına ilişkin bir kural yer almamaktadır. Tereke temsilcisini atayan mahkeme temsilciye özel veya genel bir yetki tanıyabilir. Özel yetki mirasçıların terekenin tüm işlemlerinde değil de, belli bir veya birkaç işlemde anlaşamamaları halinde söz konusu olur. Örneğin terekeye dahil bir taşınmazın veya bir aktifin devri ya da bir davanın takibinde mirasçıların anlaşamaması halinde atanacak tereke temsilcisi özel yetkili, sırf bu işlem için yetkiye sahip tereke temsilcisi olacaktır. Bu şekilde özel bir veya birkaç işlemi yapmak için atanan tereke temsilcisi, sadece söz konusu işleri yapar. Buna karşılık terekenin diğer işlemleri mirasçılarına miras ortaklığındaki birlikte hareket ilkesi dikkate alınarak gerçekleştirilir....

        Somut olayda, her ne kadar davacı ( istemde bulunan) T1 müteveffa T2 miras bırakanı olup, terekenin tespiti istemi, mahkemenin 2017/20 Tereke esas 2018/19 tereke karar sayılı dosyasında da aynı istem ile yargılama yapıldığı ve kararın kesinleştiğinden bahisle kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmiş ise de, yukarıdaki Yargıtay ilamı dikkate alındığında, tereke tespiti davalarının delil tespiti niteliğinde olduğu gözönünde bulundurulduğunda, ilk derece mahkemesinin gerekçesinin hatalı olup, bu davalarda kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilemeyeceği, ancak diğer mirasçının mirasbırakan hakkındaki tereke tespiti hakkındaki kararın ( 2017/20 Tereke esas 2018/19 tereke karar sayılı) delil olarak gözetilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 22.07.2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesinde; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış...

        Bundan ayrı; hükmedilen alacağın tamamından davalının müştereken sorumlu tutulması da hatalı olmuştur. ...... bağlı mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, ......çıların ...... paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, ......çılar arasında ...... payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm ......çılar, kişisel olarak (4721 sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı ... temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak ......bırakan ......'in ......çısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, ......çılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de birleşmiştir....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen tereke temsilcisini davaya dahil etmediği ve vekaletnamesini de sunmadığı gerekçesiyle taraf yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Terekeye temsilci tayininden sonra, tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın tereke temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. Bu nedenle mahkemece eldeki davada muris ... Karadeli terekesine temsilci olarak atanmış olan ...'...

            nin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, bu durumda mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...'ye tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır....

              ın tereke temsilcisi olarak atandığını ancak bu temsilcinin istifa etmesi üzerine ...'ın yeni tereke temsilcisi olarak atandığını ancak davacıların 11.03.2013 havale tarihli dilekçe ile terekeye yeni ve hesap verebilir bir temsilcinin atanmasına karar verilmesini talep ettikleri, talebin Sulh Hukuk Mahkeme'sinin 16.05.2014 tarihli ek karar ile reddedildiği ,karardan sonra tereke temsilcisi ... Sulh Hukuk Mahkemesindeki 10.07.2014 tarihli beyanında istifa ettiğini belirttiği anlaşılmıştır. Dava, tereke temsilcisi olan ... 'ın değiştirilmesi talebine ilşkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....

                Dosya içeriğinden; eledki davada terekeye temsilci atandığı tereke temsilcisi ...'nın davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tebliğ edilmesine karşın, kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifade ile davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şiretini temsil eden mümessile geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı mirasçılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu