Bundan ayrı; hükmedilen alacağın tamamından davalının müştereken sorumlu tutulması da hatalı olmuştur. ...... bağlı mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katılma alacağı, terekeye ait borç olup, ......çıların ...... paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, ......çılar arasında ...... payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm ......çılar, kişisel olarak (4721 sayılı TMK mad. 599/2) ve müteselsilen (TMK mad.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı ... temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak ......bırakan ......'in ......çısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, ......çılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de birleşmiştir....
Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davacı vekili 09.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile miras payı oranında tapu-iptal tescil isteğinde bulunmuş ise de, terekeye temsilci atanması halinde davacının davayı takip yetkisi sona ereceğinden ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki ıslaha hukuki sonuç bağlanamaz. Somut olayda; dosyanın işlemden kaldırıldığı 09.06.2016 tarihinde davanın tereke temsilcisi tarafından takip edildiği, tereke temsilcisi tarafından takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, tereke temsilcisinin atanması ile davacının usuli işlem yapma yetkisinin ortadan kalktığı, davayı takip yetkisi bulunmayan davacının dosyanın yenilenmesine ilişkin talebine itibar edilemeyeceği, dosyanın davacı vekili tarafından yenilenmesinin sonuca etkili olmadığı tartışmasızdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/687 Esas KARAR NO : 2023/132 DAVA : İtirazın İptali (Tereke Alacağından Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 29/07/2022 KARAR TARİHİ : 16/02/2023 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/02/2023 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl ve birleşen dava yönünden mahkememize sunmuş olduğu 29/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ... terekesine ait çeklerin mirasçılardan ... tarafından diğer mirasçıların muvafakatı olmaksızın davalılara verilerek tahsil edildiğini, terekeye ait alacağın tereke dosyasına yatırılmaması nedeniyle tereke mahkemesi tarafından kendilerine verilen yetki kapsamında asıl ve birleşen davaya konu edilen Bakırköy .......
Dahili davalılar istinaf başvurusunda kararın içeriği bakımından ilk derece mahkemesi kararında temsilcinin yetkilerinin kapsamı belirlenmediğini ileri sürmüş olmakla, TMK'da tereke temsilcisinin yetkisinin kapsamına ilişkin bir kural yer almamaktadır. Tereke temsilcisini atayan mahkeme temsilciye özel veya genel bir yetki tanıyabilir. Özel yetki mirasçıların terekenin tüm işlemlerinde değil de, belli bir veya birkaç işlemde anlaşamamaları halinde söz konusu olur. Örneğin terekeye dahil bir taşınmazın veya bir aktifin devri ya da bir davanın takibinde mirasçıların anlaşamaması halinde atanacak tereke temsilcisi özel yetkili, sırf bu işlem için yetkiye sahip tereke temsilcisi olacaktır. Bu şekilde özel bir veya birkaç işlemi yapmak için atanan tereke temsilcisi, sadece söz konusu işleri yapar. Buna karşılık terekenin diğer işlemleri mirasçılarına miras ortaklığındaki birlikte hareket ilkesi dikkate alınarak gerçekleştirilir....
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.565). Miras bırakanın TMK'nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulanan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK m. 589/1-2). Türk Medeni Kanununun 590. maddesinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir (TMK m. 590). Mahkemece, talep doğrultusunda terekenin tespiti ve dosyadan el çekilmesi ile yetinilmesi gerekirken terekede bulunan menkullerin teslimine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 18.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
nın mirasçıları olduğunu, müvekkillerinin henüz mirası kabul etmediklerini, terekenin tespiti ve resmi defter tutulması talepli dava açtıklarını, TMK'nın 625. Maddesi gereğince bu aşamada mirasbırakanın borçları nedeniyle icra takibi yapılamayacağını, bu nedenle ihtiyati haciz kararı da verilemeyeceğini, mirası kabul etmemek kaydıyla tereke tespit ve defter tutulması sonucunda müvekkillerinin mirası kabul etme ihtimallerine binaen itirazların yapıldığını, şirketin tek yetkilisi ve ortağı ...'nın vefatı üzerine hissesi oranında şirketinde terekeye dahil edildiğini, ihtiyati haciz kararı icra edilirken şirket ortağı mirasçıları olarak müvekkillerinin malvarlığına haciz işlemi uygulandığını, borçlu şirketin ve mirasçı müvekkillerinin yerleşim yerinin Bakırköy/İstanbul olduğundan Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ileride doğacak zararın güvence altına alınması için alacağın tamamı kadar teminat alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
ın terekesinde bulunan dava konusu malların temsili için terekeye mümessil davası açmak üzere taraflarına yetki verildiğini, bu nedenle terekeye temsil için yapılacak işlemlerde uygun görülecek üçüncü bir kişinin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Yargılama aşmasında bir kısım davalılar vekili müvekkilleri ile görüştükten sonra beyanda bulunacaklarını belirtmiş; davalı ... tereke temsilcisi adaylarına bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince talebin kabulüne, ...’ın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/2 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere ...’ın tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2015 tarihli, 2014/520 Esas, 2015/105 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Yargıtay (Kapatılan) 14....
Somut olayda, her ne kadar davacı ( istemde bulunan) T1 müteveffa T2 miras bırakanı olup, terekenin tespiti istemi, mahkemenin 2017/20 Tereke esas 2018/19 tereke karar sayılı dosyasında da aynı istem ile yargılama yapıldığı ve kararın kesinleştiğinden bahisle kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmiş ise de, yukarıdaki Yargıtay ilamı dikkate alındığında, tereke tespiti davalarının delil tespiti niteliğinde olduğu gözönünde bulundurulduğunda, ilk derece mahkemesinin gerekçesinin hatalı olup, bu davalarda kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilemeyeceği, ancak diğer mirasçının mirasbırakan hakkındaki tereke tespiti hakkındaki kararın ( 2017/20 Tereke esas 2018/19 tereke karar sayılı) delil olarak gözetilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 22.07.2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesinde; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış...
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen tereke temsilcisini davaya dahil etmediği ve vekaletnamesini de sunmadığı gerekçesiyle taraf yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Terekeye temsilci tayininden sonra, tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı ve davanın tereke temsilcisinin huzuruyla yürütülmesi gerekeceği tartışmasızdır. Bu nedenle mahkemece eldeki davada muris ... Karadeli terekesine temsilci olarak atanmış olan ...'...