nin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, bu durumda mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...'ye tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır....
ın tereke temsilcisi olarak atandığını ancak bu temsilcinin istifa etmesi üzerine ...'ın yeni tereke temsilcisi olarak atandığını ancak davacıların 11.03.2013 havale tarihli dilekçe ile terekeye yeni ve hesap verebilir bir temsilcinin atanmasına karar verilmesini talep ettikleri, talebin Sulh Hukuk Mahkeme'sinin 16.05.2014 tarihli ek karar ile reddedildiği ,karardan sonra tereke temsilcisi ... Sulh Hukuk Mahkemesindeki 10.07.2014 tarihli beyanında istifa ettiğini belirttiği anlaşılmıştır. Dava, tereke temsilcisi olan ... 'ın değiştirilmesi talebine ilşkindir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m.640) özel kayyım niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) içinde uygulanır....
HÜKÜM/KARAR: Ret / Kabul İLK DERECE MAHKEMESİ: Ayancık Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI: 2007/94 E., 2021/29 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Dairenin 29.01.2024 tarihli eksikliğin tamamlanmasına ilişkin yazısı ile taraflar arasındaki terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil davasında, mirasbırakan ...'in terekesine Ayancık Sulh Hukuk Mahkemesi 01.04.2016 tarih 2014/58 E.,2016/176 K. sayılı karar ile ...'in tereke temsilcisi olarak atandığı, vekili Av. ...'a bizzat vekaletname verdiği, ancak tereke temsilcisi sıfatıyla verilmiş bir vekaletnamenin dosya içerisinde yer almadığı, ... tarafından tarafından tereke temsilcisi sıfatı ile Avukat ...'...
Dosya içeriğinden; eledki davada terekeye temsilci atandığı tereke temsilcisi ...'nın davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tebliğ edilmesine karşın, kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifade ile davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şiretini temsil eden mümessile geçer. Tüm bu açıklamalar karşısında davayı takip yetkisi sona eren davacı mirasçılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekeye temsilci atanması ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki terekeye temsilci atanması davasının kabulüne dair ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Terekenin tespiti ... ve müşterekleri tarafından müteveffa ...'a ait terekenin tespiti davasında vergi borçlarının tereke hesabından karşılanması talebinin reddine dair ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.01.2013 gün ve 3/2 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, miras bırakan ...'ın 14.02.2005 tarihinde öldüğünü, muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin iptali için dava açıldığını, terekeye ait vergi borçlarının, mirasçılardan ... tarafından ödendiğini açıklayarak, miras bırakanın terekesinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Bilindiği üzere, tereke temsilci atanması durumunda davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeye temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleşiyle, mirasçı veya mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü istinaf hakkı miras şirketine temsilen tereke temsilcisine geçer....
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır. Mirasçılar arasında uyuşmazlık olsa da olmasa da terekeye temsilci atanması istenebilir. Terekenin büyüklüğü, dağınıklığı gibi sebeplerin varlığında terekeye temsilci atanır. Terekeye temsilci atanmasını (yasal veya atanmış) mirasçılar isteyebilir (HGK 15.02.1989 tarih, 1989/9- 1989/95). Yetkili mahkeme miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Tereke temsilcisi kayyım gibidir. Tereke temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir....
Dosya içeriğinden; Avukat ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, mahkemece dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve duruşma zaptının tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve 21.6.2019 ile 26.6.2019 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla Av. ...’ın katıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, gerekçeli karar tereke temsilcisi Av. ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/65 Tereke sayılı dosyasında olduğunu, yani mirasın borca batık olmadığını, mahkemece tereke dosyası celp edilmeden, tereke dosyasında ne kadar para bulunup bulunmadığı araştırılmadan hatalı karar verildiğini, murisin ölümüyle var olan parasının Darülaceze Müdürlüğünce 16/08/2011 tarihinde tereke mahkemesine bildirilip murisin parasının tereke mahkemesince açılan hesaba aktarıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya arasında mevcut nüfus kayıtlarına göre muris Kazım Adsan'ın 09/04/2010 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak davacı ve dava dışı mirasçıların kaldığı anlaşılmıştır. Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir....