Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin keşif ve bilirkişi marifeti ile belirlenmesi ve terekeye dahil edilmesini, murisin memleketi olan Giresun İli Allucra İlçesi Boyluca Köyü, Şıhlı mahallesindeki henüz kadastro işlemleri yapılmamış ancak uzun yıllardır muris tarafından işgal edilen 2 katlı ev ve arsası ile bir diğer arsanın tespiti gerektiğini, bu nedenle Boyluca Köyü muhtarlığına müzekkere yazılarak ve gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesiyle bu taşınmazların tespiti ve terekeye dahil edilmesini, murisin Perpa Ticaret Merkezinde bulunan B Blok 2289 numaralı dükkan niteliğindeki taşınmazın tespiti ile bu dükkanında terekeye dahil edilmesini talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu bildirerek miras bırakanın terekesinin tespitine, terekenin defterinin tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

Talep; Türk Medeni Kanununun 619'ncu maddesinde düzenlenen mirası kabul veya redde esas olmak üzere "resmi defter tutma" değil, aynı Yasanın 589'ncu ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe veya tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki miras ortaklığına temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... Bzokurt tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nin 640/3. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile ...’un terekesine ...'in temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Davalı ... şahsına yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....

      Bu durumda tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olup, mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden, davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur....

        Dosya içinde terekeye mümessil tayinine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır. Elbirliği mülkiyetinde bütün mirasçıların birlikte dava açmaları zorunlu olup, mirasçılardan bir veya bir kaçı davaya iştirak etmediği takdirde, miras şirketine temsilci atanması suretiyle taraf teşkili sağlanarak davaya devam edilmesi gerekir. Hal böyle olunca Mahkemece davalı-karşı davacılara, muris... mirasçısı ...'in davaya muvafakatını sağlamaları ya da terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere süre verilmeli, verilen süre içinde miras şirketine temsilci atanması için dava açılmaz ise mirasçıların tek başına dava açma hakları olmadığı ve davada taraf teşkili sağlanmadığı göz önünde bulundurulmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde ise işin esasına girilerek tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir....

          giderleri ve vekalet ücretine hükmedilerek davalıların hisseleri oranında tahsiline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak diğer temsilci adaylarından T28'ün yada önerdikleri T3 terekeye temsilci olarak atanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan hisseleri oranında alınarak müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, her ne kadar dosya içerisinde bulunan Azdavay Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/112 Esas 2018/204 Karar sayılı tereke temsilcisi kararı ile Azdavay Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/44 Esas 2021/127 Karar sayılı tereke temsilcisi kararları arasında farklılık bulunduğu, Mustafa Kaya'nın bazı mirasçılarının tereke temsilcisi kararında yer almadığı ve taraf teşkilinin bu aşamada sağlanamadığı, davacıya 12. Hukuk Dairesinin ilamı gözetilerek muris Mustafa Kaya'nın tüm mirasçılarının muvafakatini almak yada muris Mustafa Kaya'nın terekesine temsilci atanması için ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine terekeye temsilci davası açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, 18.07.2022 tarihli son oturumda da kesin süre içinde aktif dava ehliyetinin sağlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır....

          TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa T10 02/09/2017 Tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak eşi T5 çocukları T1 T7, T7 ve T9 kaldığını, mirasçıların miras paylaşımı konusunda anlaşamadıklarını, murisin terekesinde olan 34 XX 125 plakalı ticari taksinin yönetimi hususunda diğer mirasçıların müvekkiline danışmaksızın işlemler yaptığını, kazanılan paranın müvekkilinden gizlendiğini ve tasarruf hakkının engellendiğini, murisin terekesinin henüz taksim edilmemiş olduğunu, mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğunu, paylaşım yapılıncaya kadar terekeye ilişkin yapılacak işlemler için miras ortaklığına temsilci atanması gerektiğini, paylaşım yapılıncaya kadar terekeyi temsilen yapılacak işlemler için uygun görülecek üçüncü bir kişinin tereke temsilcisi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz ... miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/846 Esas, 2021/1256 Karar sayılı kararı ile mirasbırakanın terekesine ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı ve kararın istinaf edilmeksizin 15/04/2022 tarihinde kesinleştiği, Mahkemece verilen kararın tereke temsilcisine Dairece yapılan geri çevirme sonucunda 19/12/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece, müteveffaya mal varlığı tespit edilip menkul taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin defter tutularak terekenin tespit edildiği anlaşıldığından terekenin kapatılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti ve defterinin tutulması isteğine ilişkindir. Sulh Hâkiminin terekenin tespiti ve tereke unsurlarının deftere geçirilmesine ilişkin kararları, terekenin korunması önlemleri kapsamında tedbir niteliğinde olup, temyizi kabil kararlardan değildir. Bu sebeple davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu