Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 640/3. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, .. Müdürü ..'nın terekeye temsilci olarak atanmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalılar vekili tarafından temsilcinin şahsına yönelik olarak temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalılar vekilinin tereke temsilcisi .. Müdürü ..ı'nın şahsına yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir....

    DELİLLER: Çekişmeli taşınmazın kadastro tutanak örneği, tapudan gelen belgeler ve dayanakları, iddia, savunma ve ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Davacı istinaf talebinde bulunduğuna göre ek kararın tereke temsilcisine değil istinaf talebinde bulunan davacıya tebliğ edilmesi gerektiği halde ek karar tebliğ edilmediğinden davacının ek karara yönelik istinaf başvurusunun süresinde olduğu değerlendirilerek ek karara yönelik istinaf incelemesine geçilmiştir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır....

    Mahkemece borçlunun ölümüyle bir kısım mirasçılar davaya dahil edilmiş ise de sonrasında mirasçı ... vekilinin dosyaya ibraz ettiği ve başka bir dosyada verilen yetki belgesine istinaden alınan hasımsız terekeye temsilci atanmasına dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/2146 Esas, 2010/2933 Karar sayılı ilamına göre ... terekeye temsilci olarak atanmış olduğundan duruşma günü temsilciye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması yoluna gidilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda şikayetin reddine karar verilmiştir. Gerekçeli karar tereke temsilcisine (TK. 21 maddesi hükmüne göre) tebliğ edilmiş olmasına rağmen temsilci kararı temyiz etmemiştir. Hüküm, mirasçı ... vekilinin temyizi üzerine Dairece kararın terekeye atanan temsilci tarafından temyiz edilmesi gerekirken ... tarafından temyiz edildiği gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, mirasçı ... vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tereke Temsilci Atanması DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 05.01.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık terekeye temsilci tayini isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 22.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Hal böyle olunca, eldeki dava yönünden miras payına yönelik olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; esasa girilerek karar verilmesi yerinde değilse de sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          Dava, TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tedbir mahiyetinde tespitine ilişkindir. Dosyada mevcut mirasçılık belgesine göre, müteveffa T4'nin 06/06/2018 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları olarak eşi T3 ile annesi Mürüvvet İnce, kardeşleri Ayşe Erdal, T1, Abdurrahim İnce'nin kaldığı görülmüştür. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....

          Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, yerel mahkemece açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın tereke temsilcisi ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, davacı mirasçıların davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da bulunmamaktadır....

            Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Esasen bu husus İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulündedir. Ne var ki, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden önce mirasbırakan ...’ın mirasçısı olan dava dışı ... 06/09/2021 tarihinde ölmüş olup, oğlu olan davalı ... mirasçı konumuna gelmiştir. 3. Öte yandan, HMK’nın 114 üncü maddesinde “dava ve taraf ehliyeti” dava şartı olarak benimsenmiş, 03.03.1993 tarih, 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da; dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır....

              İBRAHİM BÜLBÜL'ün miras ortaklığı temsilcisi olarak atanmasına karar verildiği, Tereke temsilicisi atanan Avukat İbrahim Bülbül'ün 12/01/2017 tarihinde başlangıç raporunun verilmesini mütakip mahkemenin aynı tarihte verdiği ara karar ile, "....Mirasçılardan Liliya User tarafından İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/68 Tereke sayılı dosyasında hasımsız olarak açılmış olan tereke tespiti davasının huzurdaki TMK'nun 640/3 ncü maddesi uyarınca hasımlı olarak açılan miras ortaklığına temsilci atanması talepli dava ile birleştirilmesi usulen mümkün olamayacağından, İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi terekenin tespitinin tamamlanması ile sona ereceğinden, müteveffanın terekesinin miras ortaklığına temsilci atanması davasının mahkemede görüldüğünün ve temsilci atandığının İstanbul 4....

              Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece "... davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine 4721 sayılı T.M.K. nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak terekeye temsilci atanması sağlanmış ve tereke temsilcisi önce açılan davayı kabul etmediğini bilahare davaya onay verdiğini bildirmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar....

                UYAP Entegrasyonu