Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1484 Esas 2015/1370 Karar sayılı dosyasında reddettikleri, murisin en yakın yasal mirasçıları tarafından reddedilen mirasın TMK 612 maddesi gereği mirasın reddini tespit eden mahkemece tasfiye edilmesi gerektiğinden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde mirasın reddinin tespit ve tesciline karar veren görevli ve yetkili Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı kurum vekilince istinaf edilmiştir. Davacı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle, terekenin resmi tasfiyesinde kesin yetki kuralı geçerli olup, murisin son yerleşim yerinin Kadıköy olması nedeniyle mahkemenin görevli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve mahkemenin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. Dava, murisin terekesinin TMK'nın 612. maddesi gereğince tasfiyesi istemine ilişkindir. Muris T9 01/03/2015 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçıları mirası kayıtsız şartsız reddetmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı Tereke Hakimliği Tasfiye Memurluğunca, tereke tasfiye dosyasında hazırlanan 15.07.2015 tarihli sıra cetvelinde Vergi Dairesi Başkanlığının alacağının 19.238,18 TL ile 3. sıraya dahil edilmesine karar verildiği, ancak sıra cetvelinin tanzim tarihi olan 15.07.2015 tarihi itibariyle müteveffa ...'in Vergi Dairesi Başkanlığına toplam 39.591,18 TL vergi borcu bulunduğunu, sıra cetvelinin düzenlenmesinden önce ... Vergi Dairesi Başkanlığından güncel borç miktarının sorulmasına yönelik herhangi bir yazı yazılmadığını, ileri sürerek, sıra cetveline karşı itirazlarının kabulü ile sıra cetvelinin iptaline ve talepleri doğrultusunda yeniden tanzimini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.12.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin resmen yönetilmesi ve tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava terekenin resmen yönetilmesi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne, ...'nin terekesinin TMK 612 ve 636 maddeleri gereğince iflas yoluyla tasfiyesine karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir (TMK. md. 612). Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir....
Mahkeme kararı mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Anamur Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.04.2014 tarih 2014/241 Esas, 2014/333 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile muris ...'in en yakın mirasçılarının mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiğini, davacının İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2011/11600 Esas sayılı icra takip dosyası kapsamında muristen alacaklı olduğunu belirterek Anamur Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.04.2014 tarih 2014/241 Esas, 2014/333 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile en yakın tüm mirasçılarının mirası reddettikleri tespit ve tescil edilen muris ...'...
İcra dosyasından ve mahkemece yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasından davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malvarlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, davalı mirasın reddi sırasında veya sonrasında borçları ödemek için bir güvence de sunmamıştır. Dolayısıyla, davalının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediği sabit olduğundan, davalının iyiniyetli olduğundan sözedilemez. Bu nedenle mirasın reddinin iptali yerindedir. Ancak, TMK'nın 617/2 maddesi uyarınca, davalı Hatice'nin miras payının resmen tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi ayrıca mirasın hükmen reddi davaları "tespit davası" niteliğinde olup, maktu harç ve maktu vekalet ücreti alınması gerekirken nispi olarak tahsili doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
S. 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, muris vefat ettikten sonra mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye nalinde D. Bilgisayar Sistemleri ve A.Ş.'nin TTK'nın 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilen karar, Dairemizce bozulmuştur. Davalı tasfiye memuru vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
, murisin başka alacaklılarının olduğunun tespit edilmesi halinde davaya dahil edilmesi, sonrasında dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesidir....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. (TMK m. 589) Tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemler süreye bağlı olmadan sulh hakimi tarafından istem üzerine alınabileceği gibi re'sen de alınabilir. Terekenin tespiti ve korunması ile ilgili önlemler alındıktan sonra terekeden el çekilmesine karar verilir. Miras bırakan yerleşim yerinde ölmüş ise yerleşim yeri mahkemesi tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır....
Oysa ki reddeden mirasçılara karşı dava yürütülmüşse, asıl davalı olması gereken tereke tasfiye memuruna husumet yöneltilmediğinden tereke temsil edilmiş olmayacaktır. Çünkü usulen terekeye, husumet yöneltilmemiştir. Mirası reddeden mirasçının ise terekeyi temsil görevi olmadığından, davada hasım gösterilmesi tereke aleyhine sonuç doğurmayacaktır. Bu nedenle verilecek kararda tereke taraf olmadığından karar terekeyi bağlamayacaktır. Sonuç olarak Mahkemenin kararı usule ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiği düşüncesindeyiz. Yüksek Daire'nin kararın düzeltilerek onanmasına yönelik çoğunluk görüşlerine katılmıyoruz....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Somut olayda, davacı taraf 1969 tarihinde vefat eden murisin terekesinin taşınır ve taşınmazlar yönünden tespitini istemektedir....