Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çünkü mirasçının dışa yansımamış olan tasavvur ve düşüncesi (yani amacı) esas alınamaz. Bu sebeple, bir kimsenin dışa yansımış iradesi ya da davranışına bunun muhatabının dürüstlük kuralına göre kendisince bilinen ve bilinmesi gereken bütün mal ve şartları göz önünde bulundurarak vereceği anlama göre kabul sonucunu doğuracak tereke işlerine karışma olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu tespitin sonucunda üçüncü kişi yönünden davranış, mirasın kesin olarak iktisap edildiği şeklinde değerlendirilebiliyorsa tereke işlerine gereğinden fazla karışma olarak kabul edilmeli ve mirasçının ret hakkı düşmelidir. Öyle olunca da bir davranışın tereke işlerine kabul sonucunu doğuracak bir karışma sayılıp sayılmayacağı her olayda hakim tarafından değerlendirilecektir. İsviçre Federal Mahkemesi'ne göre tereke işlerine karışmanın ölçüsü objektiftir....

    Hükmün, davalı mirasçısı ... temsilcileri avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir."  hükmü mevcut olup, buna göre .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/2197 Esas, 2018/2147 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davalı mirasçılarının mirası red ettikleri anlaşılmıştır. Ancak mahkemece miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilmeyip, veraset ilamında belirtilen en yakın mirasçı dışındaki ... temsilcilerine gerekçeli kararın tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür. O halde Mahkemece, müteveffa davalı ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından banka zararının tazminine ilişkin olarak başlatılan ilama dayalı takipte, borçlu tereke tasfiye memurunun, dayanak ilamın Yargıtay'ca bozularak ortadan kalkması ve ayrıca İİK 193/3. maddesi gereğince terekenin tasfiye sürecine girmesi nedenleriyle icra takibinin iptalini talep ettiği mahkemece, dayanak ilamın takip tarihinden önce Yargıtay 11....

        Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; 4721 sayılı Medeni Kanunun 605. maddesinde yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölüm tarihinde terekenin borca batık olduğunun açıkça anlaşılması veya resmen tespit edilmesi halinde mirasçıların red beyanı aranmaksızın mirasın reddedilmiş sayılacağı; 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilip, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği, bu durumda mirasın alt ve üstsoya geçmeyip, en yakın mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddedildiğini tespit eden sulh mahkemesinin kendiliğinden iflas yolu ile tasfiye kararı vermesi gerektiği; 614. maddesinde ise mirası reddeden mirasçılardan sonra gelen mirasçıların sulh hakimi tarafından reddin kendilerine bildirileceği 1 ay içinde mirası kabul etmedikleri takdirde mirası reddetmiş sayılacakları...

          'in miras payının resmen tasfiyesine karar verilmesi gerekirken, mirasın resmen tasfiyesine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.03.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin resmen tasfiyesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, borçlu ...'tan olan alacağı için .. 1. İcra Müdürlüğünün 2011/3283 Esas sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine başladığını, ...'ın babası ...'ın vefatı üzerine... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/807 Esas, 1038 Karar sayılı dosyası üzerinden mirasın reddi kararı aldığını, .. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2013 tarihli ve 2013/38 Esas, 512 sayılı Kararı ile 1....

              Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

              Dosya içindeki bilgi ve belgelerle ... 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/31 E. 2008/125 K. sayılı dosyası içereğinden, davalı murisin terekesinin tespit edilip resmi tereke defterinin tutulduğu, tereke defterinde davaya konu olacak talebinin verilecek mahkeme kararına göre davanın kabulü halinde karara göre hesaplanacak miktar üzerinden geçerli alacak olarak kabulü gerektiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Alacağın tereke defterine şartlı olarak kaydedildiği ve mirasçıların bir kısmı tarafından mirasın reddedildiği gözetilerek işin esasına girilip toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu