Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi 'nin 2013/664 esas sayılı ilamı ile mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerinin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605’inci maddesinde Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş; ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması halinde mirasın reddedilmiş sayılacağı belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi gereğince mirasçılar, mirası bir bütün olarak kazanırlar. Aynı kanunun 641. maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olurlar. Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde mirasçılar artık mirasbırakanın külli halefi olmadıklarından tereke borçlarından sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle mirası reddeden mirasçıların taraf sıfatı bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla mirası reddeden mirasçılara husumet yöneltilemez....

    Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, murisin ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/647 Esas sayılı dosyasından mirasbırakan amcaları ...’nın mirasçılık belgesini talep ettiklerini ancak mirasçı olmadıklarından bahisle taleplerinin reddedildiğini, müvekkilllerinin ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/26 Tereke sayılı dosyası üzerinden 05.02.2015 tarihli duruşmaya çağrılmaları üzerine davacılar, mirasçı olduklarını öğrendiklerini, 14.06.2012 tarihinde ölen müvekkillerinin amcaları ...’nun mirasını reddettiklerinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davacılar ... ve ... Kültürer’in davalarının süre yönünden reddine diğer davacıların davasının kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davacılar ... ve ... Kültürer vekili temyiz etmiştir. İstek; Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir....

        Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/2 Tereke 2016/9 Karar sayılı kararı ile yüklenici ...'ın terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine, mahkeme yazı işleri müdürü ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Tasfiye memuru ... eldeki davada davalı olarak yer almakta olup, davacı ...'ın temyiz dilekçesinin tasfiye memuru ...'a tebliğ edilmediği anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin davalı tasfiye memuru ...'a tebliği ile yasal temyiz süreleri beklenip, kararın temyiz edilmesi halinde gerekli işlemler yapılarak dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez. Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebri icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.” Bu nedenle öncelikle davacıların terekenin olağan yönetimi dışında iş ve işlemlerin yapılıp yapılmadığı hususunda gereken araştırmanın yapılması ve ilgili kurumlara müzekkere yazılarak durumun tespit edilmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununu gereği; borca batık mirası reddeden mirasçı, miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde, denkleştirmeye tabi bir kazandırma almışsa bu miktardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlü olduğu değerle sorumlu olur....

          TMK'nın 610/2. maddesinde; "Ret süresi sona ermeden tereke işlemlerine karışan,terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; UYAP üzerinden alınan nüfus kaydına göre 27.01.2011’de vefat eden muris ...’nın babası kök muris ...’nın 11.02.1990’de vefat ettiği görülmektedir. ... Mahallesi, 175 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre kök muris ...’ya ait olduğu, kök murise mirasçı olan ...’nın mirasçısı olarak davacıların 15.05.2014 tarihli ve 9838 yevmiye numaralı resmi senetle anılan taşınmazlardaki hisselerini adlarına intikal ettirdiği, 20.05.2014 tarihli, 9946 yevmiye numaralı resmi senetle de hisselerini sattıkları tespit edilmiştir....

            O halde, mahkemece yapılması gereken; davalı mirasçıların cüzi ödeme yapmalarının, mirası kabul iradesi anlamına gelmeyeceğinin dikkate alınması ile mirasçıların anılan madde kapsamındaki iddiaları uyarınca, murisin ölüm tarihine göre terekeye dâhil herhangi bir mal varlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi ile yukarıda anılan Hukuk Genel Kurulu Kararının da gözetilmek suretiyle davalı mirasçıların mirası hükmen reddettiklerine dair itirazları değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/06/2022 DOSYA NUMARASI: 2022/199 Esas - 2022/480 Karar DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) KARAR TARİHİ: 08/12/2022 İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; muris ...'ın 15/04/2015 tarihinde vefat ettiğini, muris terekesinin en yakın mirasçıları tarafından yasal süresi içinde ret edilmesi sebebiyle Beykoz 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/21 tereke dosyasından, muris terekesinin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak İstanbul Barosu Avukatı ...'nun tereke tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, tereke tasfiye memurluğunca tasfiye işlemlerine başlandığını, yapılan araştırma sonucunda ... Hiz. Ltd. Şti.'...

                Mahkeme yargılamaya devamla davanın kabulüne ve sulh hukuk mahkemesinin 2016/13 Tereke sayılı dosyası ile tespiti yapılıp tutanak altına alınan eşyalara ek olarak kararda yazılı eşyaların tespitine ve terekeden el çekilmesine, tereke eşyalarının davacıya teslimine karar vermiş, bu karar ilgili kişi (davada davalı olarak gösterilen) T3 vekili kararı istinaf etmiştir. Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/13 Esas, 2016/30 Karar sayılı tereke dosyasında tereke tespiti ve tereke mallarının davacı T1 teslimine karar verilmiş (25.10.2016 tarihli karar) ve bu karar davacı tarafından istinaf edilmemiştir. T3 kararı istinaf etmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/852 Esas, 2018/257 Karar sayılı karar ile bu karara karşı yapılan istinaf isteminin esastan reddine karar vermiş, T3 bu kararı temyiz etmiş ve dairemiz temyiz isteminin reddine karar vermiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi de temyiz isteminin reddi kararını onamıştır. Çekişmesiz yargı kararları kesin hüküm oluşturmaz....

                Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Davacı, tereke tasfiye memurudur. Tereke, mirasbırakan Hikmet ...'in terekesidir. Davacının talebi, mirasbırakana ait alacakların terekeye ödenmesidir. Davacı, mirasbırakana ait banka teminat mektuplarının terekeye iade edilmesi gerektiğini; mirasbırakana ait mevduata eksik faiz uygulandığını; mirasbırakanın borcu nedeni ile taşınmaz satışının usulsüz olduğunu belirterek mirasbırakana ait mevduata uygulanan eksik faizi, banka teminat mektuplarından kaynaklanan alacağı ve satılan taşınmazın bedelini talep etmiştir. Her ne kadar davacı, terekeye ilişkin tasfiye yetkisinin kendilerinde olduğunu belirterek davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinin usulsüz olduğunu iddia etmiş ve bu nedenle takip kapsamında satılan 154 ada 14 parsel ... taşınmazın satış bedelinin terekeye iadesini istemiş ise de; 1....

                  UYAP Entegrasyonu