Davacılar vekili tarafından 25.09.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 02.03.2016 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle miras en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiğinden TMK'nın 612. maddesi uyarınca terekenin iflas hükümlerine göre resmen tasfiye edileceğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/971 E-1993/1807 K sayılı ilamı ile teras tecritlerinin yenilenmesi suretiyle tamiri ve 18.200.000 TL'nin davalılardan alınarak davacı ... tarafından yaptırılmasına karar verildiğini, bu paranın 1994 yılında davalıya verilmesine ve çekilen ihtarlara karşın izolasyon yaptırılmadığını, kat malikleri kurulunun 05.02.2005 günlü kararı ile çatının izolasyonunun yaptırılıp 4000 YTL. bedel ödendiğini; çatı izolasyonunu zamanında yaptırmayan davalının zararın artmasına neden olduğunu ileri sürerek çatı onarımı için harcanan 4000 YTL'nin 15.09.2005 gününden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece yargılama sırasında ölen davalının mirasçıları davaya dahil edilmiş ve mirasçılar tarafından reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye olacağından ve davacı taraf da alacağını resmi tereke defterine kaydettirdiğinden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Çünkü mirasçının dışa yansımamış olan tasavvur ve düşüncesi (yani amacı) esas alınamaz. Bu sebeple, bir kimsenin dışa yansımış iradesi ya da davranışına bunun muhatabının dürüstlük kuralına göre kendisince bilinen ve bilinmesi gereken bütün mal ve şartları göz önünde bulundurarak vereceği anlama göre kabul sonucunu doğuracak tereke işlerine karışma olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu tespitin sonucunda üçüncü kişi yönünden davranış, mirasın kesin olarak iktisap edildiği şeklinde değerlendirilebiliyorsa tereke işlerine gereğinden fazla karışma olarak kabul edilmeli ve mirasçının ret hakkı düşmelidir. Öyle olunca da bir davranışın tereke işlerine kabul sonucunu doğuracak bir karışma sayılıp sayılmayacağı her olayda hakim tarafından değerlendirilecektir. İsviçre Federal Mahkemesi'ne göre tereke işlerine karışmanın ölçüsü objektiftir....
Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK md. 605) Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasçının kendisine yönelik haciz baskısı altında murise ait bir borcu ödemiş olması 4721 sayılı TMK'nın 610/2. maddesinde belirtilen tereke işlemlerine karışma olarak kabul edilemez. Somut olaya gelince; ...4....
bırakılıp davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de yerinde olduğu anlaşılmakla davalılar vekillerinin yerinde olmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, temyiz kesinlik sınırının tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerektiğinden ve dosyada tereke alacaklısı olan davalıların alacak tutarı toplamının 644.255,02 TL olduğu ve karar tarihi itibarıyla temyiz sınırının üzerinde olduğundan temyiz yolu açık olarak karar verilmiştir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Tereke Hakimliği Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir" (TMK.md.612/1) hükmü uyarınca işlem yapılmış olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oybirliğiyle karar verildi.05.05.2011...
Mahkemece, mirasın reddinin iptali davasının sadece mirasçının alacaklıları ve İflas İdaresi tarafından açılabileceği, davacıların bu davayı açamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan kanıtlar, tüm dosya kapsamından; davacıların miras bırakanı Süleyman Doğru 02.05.2010 tarihinde ölmüştür. Bu kişinin mirasçılarının tamamı mirası reddetmişlerdir. Bu nedenle, tereke (miras) kanun gereği, kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale gelmiştir (TMK 612). İcra ve İflas Kanunu 180. maddesinde yer alan hüküm gereğince, reddolunan mirasların tasfiyesi bu Kanunun sekizinci bap hükümlerine göre ait olduğu mahkemece yapılır. Aynı Kanunun 183. maddesine göre de bir tereke 180. madde gereğince tasfiye halinde bulunur ve tasfiyenin kapanmasından önce, mirasçılardan biri gelerek mirası kabul ettiğini bildirirse, borçların ödenmesi için mirasçının teminat göstermesi karşılığında mahkeme tasfiyeyi durdurur....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 nci maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 3.3. Terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. 3.4....