Ölüm tarihinde miras bırakının ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....
Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir. (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK).Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
No:11/28 Selçuklu/Konya adresine kayıtlı 295241 numaralı su-atıksu aboneliğinde mahallinde yapılan inceleme neticesinde ve mahalle muhtarlığından alınan bilgilere göre merhumun eşi, Halime Yılmaz'ın ikamet ettiği ve sürekli su kullanımının olduğu söz konusu aboneliğin borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, 4721 Sayılı TMK'nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”. hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlendiğini, TMK'nın 610/2. maddesi uyarınca da ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayarı ve miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemeyeceğini, madde metninden de...
Dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre miras bırakan T6'ın 29/08/2006, T7'ın 04/03/2015 tarihinde vefatıyla geriye çocukları T1, T1 ve T3'nin kaldığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK'nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....
Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez. Zamanaşımı veya hak düşümü sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebri icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmaz.” Bu nedenle öncelikle davacıların terekenin olağan yönetimi dışında iş ve işlemlerin yapılıp yapılmadığı hususunda gereken araştırmanın yapılması ve ilgili kurumlara müzekkere yazılarak durumun tespit edilmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununu gereği; borca batık mirası reddeden mirasçı, miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde, denkleştirmeye tabi bir kazandırma almışsa bu miktardan, tereke alacaklılarına karşı paylaşmada geri vermekle yükümlü olduğu değerle sorumlu olur....
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, murisin ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi 'nin 2013/664 esas sayılı ilamı ile mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerinin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605’inci maddesinde Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş; ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması halinde mirasın reddedilmiş sayılacağı belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi gereğince mirasçılar, mirası bir bütün olarak kazanırlar. Aynı kanunun 641. maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olurlar. Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde mirasçılar artık mirasbırakanın külli halefi olmadıklarından tereke borçlarından sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle mirası reddeden mirasçıların taraf sıfatı bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla mirası reddeden mirasçılara husumet yöneltilemez....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/647 Esas sayılı dosyasından mirasbırakan amcaları ...’nın mirasçılık belgesini talep ettiklerini ancak mirasçı olmadıklarından bahisle taleplerinin reddedildiğini, müvekkilllerinin ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/26 Tereke sayılı dosyası üzerinden 05.02.2015 tarihli duruşmaya çağrılmaları üzerine davacılar, mirasçı olduklarını öğrendiklerini, 14.06.2012 tarihinde ölen müvekkillerinin amcaları ...’nun mirasını reddettiklerinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davacılar ... ve ... Kültürer’in davalarının süre yönünden reddine diğer davacıların davasının kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davacılar ... ve ... Kültürer vekili temyiz etmiştir. İstek; Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir....
O halde, mahkemece yapılması gereken; davalı mirasçıların cüzi ödeme yapmalarının, mirası kabul iradesi anlamına gelmeyeceğinin dikkate alınması ile mirasçıların anılan madde kapsamındaki iddiaları uyarınca, murisin ölüm tarihine göre terekeye dâhil herhangi bir mal varlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespit edilmesi ile yukarıda anılan Hukuk Genel Kurulu Kararının da gözetilmek suretiyle davalı mirasçıların mirası hükmen reddettiklerine dair itirazları değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....