Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/26 Esas 2014/22 Karar sayılı ilamıyla da, terekenin temsili ve tasfiyesi için kayyım olarak atanan tereke idare memuru ...’ın da davaya katılımı usulünce sağlanmıştır. Mahkemece, % 65 işveren kusuru gözetilmek suretiyle asıl ve birleşen davalar yönünden % 30’luk Kurum isteminin kabulüne hükmedilmiştir. Bu kabul yapılırken, mirası usulünce red eden hak sahibi eş ... ve kız çocuğu ... hariç diğer yasal mirasşçılar ile tereke yönünden bir sorumluluk öngörülmezken, anılan hak sahipleri eş ... ve kız çocuğu ... yönünden ise, hak sahibi sıfatıyla gelir bağlandığından bahisle rücu alacağından sorumlu tutulmuşlardır. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir....

    tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." hükmünü içermekte olduğundan öncelikle bildirdikleri tereke mal ve alacakları üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, diğer yandan 589. maddenin 2. fıkrası "Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir." hükmünü içerdiğinden davaya uygun olanlarının mahkemenizce resen alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini bildirerek İstanbul 5....

    Hükmü, talep eden vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/379 Esasına kayden dava açıldığı, yargılama neticesinde mirasın reddinin iptaline karar verildiği, terekenin resmi tasfiyesine hükmedilmediği ve işbu kararın 21/11/2016 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Her ne kadar mahkemece TMK’nın 617. maddesi gereği mirasın reddi kararı iptal edilen mirasçıların miras payının resmi tasfiyeye tâbi olacağı, resmi tasfiye halinde mirasçıların tereke borcundan sorumlu olmayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş ise de; “ Mirasçıların alacaklılarının korunması “ başlıklı TMK ’nın 617. maddesinde; “ Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği taktirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir...” hükmü yer almaktadır....

        Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur. Mirasçı, malvarlığı borcunu karşılamaya yetmemesine rağmen, alacaklılara zarar verme amacıyla mirası reddedebilir. Bu durumda mirasçının alacaklıları ve iflas idaresi mirasın reddini iptal ettirebilirler. Mirasın reddinin iptali davası Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. İptal davası ret tarihinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Mirasın reddinin iptaline karar verilirse, tereke resmen tasfiye edilir. Önce dava açan alacaklılara, daha sonra diğer alacaklılara ödeme yapılır. Geriye bir değer kalırsa, diğer mirasçılara verilir. Mirasın reddi geçersiz olursa veya düşerse, ret iptal edilmez. Reddin hükümsüzlüğünün tespiti istenir. Reddin hükümsüzlüğü, iptal olmadığı için, altı aylık süreye tabi değildir. Hükümsüzlüğe karar verilirse, resmen tasfiye de olmaz. Reddin hükümsüzlüğünü ilgili olan herkes talep edebilir....

        Ölüm tarihinde miras bırakanın ölmeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. (TMK m. 605/2 ). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nın 606. Maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Bu davanın tereke alacaklılarına karşı açılması gerekir. (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK) Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgâhı mahkemesidir. Ayrıca TMK'nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğünün 39/2 fıkrası gereğince mirasın yetkisini içeren özel vekâletname sunulması zorunludur. Somut olaya gelince, mirasın hükmen reddi istemini içeren bu davanın alacaklının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekirken ... Mahkemelerinde açılmıştır....

          Müdahil Hazine vekili, kamu alacaklarının öncelikli olduğunu belirterek tereke tasfiyesinde öncelikli olarak alacak kaydının yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile tereke tasfiye memurlarının hazırladığı rapor uyarınca terekede kalan bedelin alacaklı davacıya ve davalı Hazine arasında eşit olarak paylaştırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ayrı ayrı temyiz etmiştir. Yargılama sırasında tasfiye memurlarınca verilen talimat sonucunda Hazine tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen 5.000,00 TL'nin Hazineye iadesi gerekirken bu bedelin tereke mevcuduna eklenmesi ve tasfiyeye tabi tutulması doğru görülmemiş ayrıca Hazine'nin kamu alacağına ilişkin haczin 23.03.2007 tarihinde kesinleşmiş olması ve davacı alacaklının kira alacağının bu tarihten sonra muaccel olması ile kamu alacağının öncelikli olduğu gözetilmeden tereke mevcudunun Hazine ile davacı arasında bölüştürülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir....

            Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir....

            in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, muris vefat ettikten sonra mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye nalinde ... Sistemleri ve A.Ş'nin TTK'nin 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin yasal prosedürler dahilinde tasfiyeyi sonuçlandırdığını, tereke dosyasının tasfiyenin her aşamasında yazılı olarak bilgilendirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı ......

              UYAP Entegrasyonu