Sulh Hukuk Mahkemesine intikal ettiğini, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu bilirkişi raporunda masaya kaydı gereken miktarın 6.274,70 TL olarak hesaplandığını, mahkemenin çelişkiye rağmen ek rapor yada yeni bir inceleme yapmadan davanın tamamen reddine karar verdiğini, asıl alacağın neye göre hesaplandığı, faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinin ne olduğu, faiz oranın hangi orandan dikkate alındığı hususlarının açık olmadığını, bahse konu alacağın ipotekle teminat altına alındığı ve İİK.196.maddesi gereğince bu alacaklara faiz işlemeye devam edeceği hususunun dikkate dahi alınmadan tamamen keyfi şekilde hüküm oluşturulduğunu, davanın kayıt ve kabul davası olduğu ve bu davanın niteliği itibariyle çekişmesiz yargılama işlemine tabi olduğunu, tereke tasfiye memurluğunun davalı olarak gösterildiğini, T3 ise tereke tasfiye memuru olduğunu, hal böyle iken neye istinaden tereke tasfiye memuru lehine vekalet ücretine hükmedildiğinin anlaşılamadığını belirterek ilk derece mahkeme...
Dosyadaki belgelere kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve olayın oluş şekline göre, davacının tereke tasfiye görevlisinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 35,90 TL onama harcının temyiz eden davacının tereke tasfiye görevlisinden alınmasına 05/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Müdürlüğü vekili, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/57 Tereke sayılı dosyasında davacıya şirketin yeniden ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, davalı şirket tasfiye memurunun şirketin aktif ve pasifini tespit edip, tüm borçlar ödendikten sonra tasfiye işlemlerini tamamlaması gerekirken davalı şirket hakkındaki davalar sonuçlanmadan tasfiyeyi tamamlayıp şirketi terkin ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece, davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve hiçbir işlem yapılmadan dosya üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. ... 16.11.2013 tarihinde vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras reddolunmuştur. TMK'nin 612. maddesi "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen vasiyetnamenin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı ve tereke temsilcisi tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10/12/2019 tarihinde gelen davacı asil ..., tereke temsilcisi ... ile davalılardan ... ve ... vekili Av....
O halde; TMK 612.maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir..." şeklinde kararı ile kaldırılmıştır. Bunun üzerine davacıya tasfiye memuru atanması için dava açmak üzere süre verilmiş ve davacı tarafça Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1 tereke esas ile dava açılmış ve dava halen derdesttir. Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece dairenin kaldırma kararı yerine getirilmeksizin açılan tereke davası sonucu beklenilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/25 ESAS DAVA KONUSU : Tereke (Tespit İstemli) KARAR : Mirasçılar T3 vekili, T5 vekili ile davacı T1 vekilinin Kocaeli 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sıra cetveline itiraz ... ile Tereke Tasfiye Memuru ... ve ... aralarındaki sıra cetveline itiraz davasında verilen görevsizlik kararına dair ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne verilen 30.....2012 gün ve 308/362 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davalı Tereke Tasfiye Memuru ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, HUMK'nun 440/III-..., ..., ... ve .... bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı ...,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL'nin temyiz eden davalı Tereke Tasfiye Memuru ...'dan alınmasına, ....03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
TMK.nun 612. maddesinde, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği öngörülmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte, farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK.nun 180; 208. vd. md.); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK.nun 632- 635. md.) gerçekleştirilmek durumundadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tereke (Tespit İstemli) istemine ilişkindir. Bilindiği gibi; Miras, murisin ölümüyle açılır ve kural olarak kendiliğinden bir bütün olarak mirasçılara geçer. Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. TMK’nın 589.maddesinde açıklanan bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. TMK’nın 590 ile 2003/5960 sayılı TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 33/1.maddelerinde belirtilen sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, sulh hakimi tereke mal ve haklarının yazımı için terekenin defterinin tutulmasına karar verir....