WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15/04/2019 tarihinde yaptırdığı TAKBİS sorgusunda, eksik araştırma ile sonuca gidildiğinin, murisin dava sonucu tespit edilenden daha fazla gayrimenkulü olduğunun anlaşıldığını, müvekkili tarafından yapılan araştırmada, Tekirdağ'da İnanlı ve Muradiye bölgesinde kain taşınmazlar tespit edildiğini, 1235, 1309, 1385, 1414, 335 ve 1158 sayılı tarla/arsalar İnanlı'da kain, 219/20, 217/16 Sayılı tarla/arsalar Muradiye-Muratlı'da kain olduğunu, şimdilik ve yeni tespit edilebilen taşınmazların bunlar olduğunu, dosyada mevcudu tespit edilen ve kararda yer almayan taşınmaz/menkuller mevcut olduğunu, dosyada tespit edilen malların bir kısmının kararda yer almadığını, bu nedenle de kararın istinaf edildiğini, dosyada mevcut başkaca mallar olmasına rağmen kararda yer verilmediğinden ve yukarıda sayılan taşınmazların varlığına rağmen dosyada ve kararda yer verilmediğinden, eksik soruşturma ile karar oluşturulmuş olup, ileride doğabilecek hak...

Maddesine göre kanunda öngörülen üç aylık süre geçtikten sonra dava açılabilmesi için ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olması gerektiğini, somut olayda ölümü tarihinde miras bırakanın aczinin açıkça belli olduğuna veya resmen tespit edilmiş olduğuna dair davacı tarafından herhangi bir delil dosyaya sunulmadığını, TMK.nun 605/2. maddesi gereği ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılacağını, murisin adına dairece tespit edilen taşınmaz olması ve muhtemel başkaca hak ve alacaklarının olabileceği düşünüldüğünde ödemeden aciz hali ile, ayrıca murisin ölümü tarihinden sonra davacının murisin mirası kabul etmiş sayılacağı yönünde karine oluşturacak tutum ve davranışlarda bulunup bulunmadığının tespitini talep ettiklerini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

ün tereke tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Mahkemece tereke tasfiye memurunun davaya katılımı sağlanmışsa da karar başlığında dahili davalı gösterilen ...’ün tereke tasfiye memuru olduğu belirtilmemiş ve davalı ... vefat ettiği için karar başlığında davalı olarak gösterilen ... mirasçıları olan davalılardan tahsile ilişkin hüküm kurulmuştur. Dava, mahiyeti itibariyle alacak istemine ilişkin olup, davalının vefatı ve mirasçılarının tümünün mirası reddetmesi nedeniyle davalı terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesi cihetine gidilmesinden dolayı dava kayıt kabul davası niteliğine dönüşmüştür....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tereke tasfiye memuru vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır. Davacı tereke tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 2....

    Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

    Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....

    Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez....

    Bilindiği üzere TMK.nun 589. maddesi gereğince mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Önlem (tedbir) alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur. Diğer yandan Anayasa’nın 141. maddesi ( 6100 sayılı HMK'nun 297. (Mülga HUMK'nun 381, 388 ve 389.) ve 27.maddeleri ) gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Hüküm açık ve teddüte yer vermeyecek nitelikte olmalıdır....

    Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605). Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

      Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olayda; murise ait ... ... Şubesi hesap ekstresinde davacılardan ...’in hesap işlemlerinde bulunduğundan terekeyi benimseyen davranışlarda bulunduğu tespit edildiği, diğer davacıların ise terekeyi benimsediklerine dair bir bulguya rastlanılmadığından davacı ... dışındaki davacıların davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu