TMK'nun 612. maddesi "en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. md. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK. md. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi (Tereke Mahkemesi Sıfatıyla) Miras ortaklığına temsilci tayini ve miras ortaklığının idaresi talebi hakkında, ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve Bursa Tereke Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Uyuşmazlık, miras ortaklığına temsilci tayini talebine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın tereke hukukundan kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi (Tereke Mahkemesi sıfatıyla) tarafından ise, terekeye temsilci tayinine ilişkin olarak miras hükümlerinin uygulanması gerektiği ve genel hükümlere göre sulh hukuk mahkemesince çözülmesi gerektiği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 612’inci ve devamı maddelerine göre, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....
TMK'nun 612. maddesinde, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği öngörülmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, mirasbırakanın ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ile "terekenin resmen tasfiyesi" terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır. Mirasbırakan ...'...
Dava, ölümü tarihinde murisin ödemeden aczinin resmen tespiti, bu sebeple mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Bu davanın tereke alacaklılarına karşı açılması gerekir (28.12.1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK). Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK'nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2 fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Somut olaya gelince; muris ...'ın davalı olduğu ve vefatından sonra mirasçılarına yöneltilen ... İş Mahkemesinin 2004/2196 Esas, 2012/751 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile dava dışı ...'...
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Muris İbrahim Şahin'in ölüm tarihi olan 25.11.2012 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nın gaipliğine ve 13 parselin satışından elde edilen ve kayyımın idaresinde bulunan bedelin Hazineye geçtiğine karar verildiğini, bu nedenle çekişme konusu taşınmazlar yönünden de 10 yıllık kayyımla idare süresinin beklenmesine gerek olmadığını ileri sürerek, İsmail kızı ...'nın gaipliğine ve anılan taşınmazlardaki ...'nın paylarının tapusunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dahili Davalı, iddianın ispat edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, kayyım atama kararından sonra yasada öngörülen 10 yıllık resmen yönetilme süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Mirasçılardan her biri tanınan süre içinde mirası reddettiğini veya resmi tasfiye istediğini yada deftere göre veya kayıtsız şartsız kabul ettiğini beyan edebilir. Somut olayda; mahkemece tereke mevcudunun araştırılmadığı, yasal zorunluluğa rağmen tereke defterinin tutulmadığı görülmektedir. UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin adına kayıtlı 11 taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, tereke aktifinin tespiti amacıyla muris ...’nın ölüm tarihi olan 26.10.2014 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Tespit edilen gayrimenkul ve araç için konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak değerleri tespit edilerek tereke defterine kaydedilmelidir. Davacının 15.12.2015 tarihli dilekçesinde belirttiği ... 12. İcra Dairesinin 2009/1928 ve 1930, ... 6....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Terekenin resmen yönetilmesi ve defter tutulmasına yönelik bir dava bulunmamaktadır. İstek ve hüküm terekenin tespitine yönelik olup temyiz yolu kapalı olduğundan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ. Yukarıda açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2008...
tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır." hükmünü içermekte olduğundan öncelikle bildirdikleri tereke mal ve alacakları üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini, diğer yandan 589. maddenin 2. fıkrası "Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hâllerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir." hükmünü içerdiğinden davaya uygun olanlarının mahkemenizce resen alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini bildirerek İstanbul 5....