Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava hakkında verilen karar yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Yerel mahkeme Daire bozmasına uymuşsa da bozmanın gereğini tam olarak yerine getirmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında açıklandığı üzere her ne kadar davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ... ...'nin mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad. 499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eş de kısmen birleşmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutuna ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Hakkına Mahsuben Özgüleme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm sağ eşe aile konutunda miras hakkına mahsuben intifa hakkı tanınması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.28.03.2014(Cuma)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, aile konutuna ilişkin (Aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi) bulunduğuna göre Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 Sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 nolu kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir. Bu davada hakim mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlıkları da çözer. (TMK m.637/1) Terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa, açılan dava adi istihkak davasıdır. TMK 639 maddesinde yazılı zamanaşımı süresinin adi istihkak davasında uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Mal mevcut olduğu sürece zamanaşımı yoktur. Davacılar mirasbırakanın kardeşleri, davalı ise murisin sağ kalan eşidir. Davalı davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına itiraz etmemiştir. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinden uyuşmazlık bulunmadığından miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez....

            Maddesin de aynen; " Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır. Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir. Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz..." hükmüne yer verilmiştir....

              Dava konusu taşınmazın aile konutu olarak tespiti ile tapuya şerhine karar verilmesi istenildiğine göre “sağ eş” tarafından açılan davada işin esasının incelenebilmesi ve hukuki belirleme yapılabilmesi için öncelikle husumetin tüm mirasçılara yöneltilmesi gerekir Davanın “bir kısım mirasçılara” karşı açıldığı ve mirasçı Tuba Helvacı’ya velayeten de açıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçı Tuba Helvacı “davalı” olarak davada yer almalı ve kendisine sağ eş olan annesi davacı ile arasında yarar çatışması olduğu için bir temsil kayyımı (TMK. m. 426 b. 3) atanmalı ve davanın onun huzuruyla yürütülmesi gerekirken eksik hasımla işin esasının incelenmesi doğru değildir. Kabul şekli bakımından; Davacı sağ eş tarafından aile konutunun “özgülenmesi” isteminde bulunulmadığı dava dilekçesi ile anlaşılmakta olduğu gibi davacı tarafından düzenlenen temyiz dilekçesinde de “özgüleme isteği bulunmadığı” açık bir şekilde ifade edilmiştir....

                Hükmü, davalı ...vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 652. maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Sağ kalan eş mirasçı ise; miras paylaşımında, aralarındaki mal rejimi ister edinilmiş mallara katılma rejimi, ister mal ayrılığı, ister paylaşımlı mal ayrılığı, ister mal ortaklığı olsun, katılma olanağı bulunsun veya bulunmasın mal rejimindeki hakları dışında, mirasın paylaşımında aile konutu ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilecektir. Ancak bu özgüleme ve alım hakkı bedelsiz değildir....

                  Aynı Kanununun 264. maddesi uyarınca da eşlerden birinin vefatı halinde velayet sağ kalan eşe, boşanma halinde ise çocukların tevdi olduğu tarafa ait olur.Asıl olan küçüklerin velayet altında bulunmasıdır. Ayrıca velayet nez edilmedikçe vasi tayinine karar verilmesi mümkün değildir. Dava dilekçesi içeriğinden davacının eşinden boşandığı anlaşıldığından, mahkemece müşterek çocukların velayetlerinin anne ve babadan hangisine verildiği hususunun araştırılarak anneye verildiğinin tespit edilmesi üzerine, babanın ölümü velayet hakkının anne tarafından kullanılmaya devam edilmesini engellemeyeceğinden, ayrıca anne hakkında velayetin nez'ine ilişkin bir karar da bulunmadığından velayet altında bulunan küçüklerin vesayet altına alınamayacakları nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

                    Sağ eşin (davalı), aile konutu üzerindeki; üçüncü kişilere karşı bildirici etkiye sahip (TMK. m.1009/2) şerhin devamını istemekte artık hukuki yararı kalmamıştır. Sağ eşin, Türk Medeni Kanununun 240. ve aynı yasanın 652. maddesine dayanan bir talepte bulunma hakkının var olması nedeniyle, şerhin devamını istemekte hukuki yararının bulunduğu düşünülebilir ise de, bu husus tapu kütüğüne konulmuş bulunan şerhle ilgili değildir. Sağ eş, belirtilen maddelere dayanan, birlikte yaşanılan konut üzerindeki, ölenin diğer mirasçılarına karşı ileri sürebileceği hakkının varlığı, şerh olmasa da kanıtlama olanağına sahiptir. Bu bakımdan, yerel mahkemece verilen şerhin kaldırılmasına dair karar, evlilik birliği ölümle sona erdiğinden sonucu itibarıyla doğrudur....

                      UYAP Entegrasyonu