Şu halde, kararın Lahey Sözleşmesine göre tebliğ edilmediğinden ve bu nedenle kesinleşmediğinden bahisle, tenfiz engeline dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi eksik incelemeye dayalıdır. Bu nedenle, Daire çoğunluğunun kararın onanmasına ilişkin görüşüne katılamıyorum....
Vasiyetname ve vasiyetnamenin açılıp okunması kararı yönünden yapılan incelemede; a. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 50 nci maddesine göre; "(1) Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (2) Yabancı mahkemelerin ceza ilâmlarında yer alan kişisel haklarla ilgili hükümler hakkında da tenfiz kararı istenebilir." 51 inci maddesinde; "(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme Asliye Mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir."...
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile MÖHUK'nun 51. maddesinde yer alan "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir." şeklindeki hüküm gereğince görevli mahkemenin açıkça belirtildiğini, tanıma ve tenfiz davalarında mahkemenin, sadece tenfiz şartlarını incelediğini, diğer bir ifade ile tanıma ve tenfiz mahkemesinin içerik denetimi yapmadığını, dolayısı ile tanıma ve tenfiz davalarının asliye ticaret mahkemesi olarak ihtisas mahkemelerinde görülmesinin gerekmediğini, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, somut uyuşmazlık kapsamında, tanıma ve tenfiz davalarında aranan "Kararın Kesinleşmiş Olması" ön şartının yerine gelmediğini, dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olan deliller arasında Tunus Mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar bulunduğunu, ancak, davacının Tunus Mahkemelerinde kararların nasıl kesinleştiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi kesinleşme şerhini de dilekçesine eklemediğini, dava dilekçesi ekinde yer alan Tunus Cumhuriyeti Temyiz Mahkemesi tarafından...
Bilindiği üzere, tenfiz kararının verilmesi ile yabancı devlet mahkemesinde verilen ilam niteliğindeki kararların etkileri Türk hukukuna taşınacaktır. Bu kararın Türk hukukunda etki doğurması için usulüne uygun olarak tenfiz edilmesi gereklidir. Öncelikle belirtilmelidir ki, yabancı mahkeme tarafından verilmiş bulunan iflâs kararı, Türkiye’de tenfiz edilirken, belirlenen şartlar gerçekleşmiş olmalıdır. İflâs müessesesi, özellik arz eden bir işlemler birliği olduğuna göre tenfiz kararının alınması sonrasında iflâs kararının uygulanması hakkında işlemler sona ermemektedir. Tenfiz kararı sonrası, İİK’nda belirtilen iflâs usul kuralları uygulanacaktır. Buna göre iflâs masasının oluşturulması, iflâs idaresinin seçilmesi gibi iflâs usul hukuku müesseseleri devreye girecektir ve buna göre Tenfiz kararı verebilmek için kararın türk hukuk sistemine aykırı olmaması gerekir. İflas kararı İİK 43....
Bu kararın Türk hukukunda etki doğurması için usulüne uygun olarak tenfiz edilmesi gereklidir. Öncelikle belirtilmelidir ki, yabancı mahkeme tarafından verilmiş bulunan iflâs kararı, Türkiye’de tenfiz edilirken, belirlenen şartlar gerçekleşmiş olmalıdır. İflâs müessesesi, özellik arz eden bir işlemler birliği olduğuna göre tenfiz kararının alınması sonrasında iflâs kararının uygulanması hakkında işlemler sona ermemektedir. Tenfiz kararı sonrası, İİK’nda belirtilen iflâs usul kuralları uygulanacaktır. Buna göre iflâs masasının oluşturulması, iflâs idaresinin seçilmesi gibi iflâs usul hukuku müesseseleri devreye girecektir ve buna göre Tenfiz kararı verebilmek için kararın türk hukuk sistemine aykırı olmaması gerekir. İflas kararı İİK 43. Maddesi gereğince TTK hükümlerine göre ancak tacir kişiler hakkında verilebileceğinden ve davalının tacir olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine" karar verilmiştir....
uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması." koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda tenfiz kararının verileceği düzenlenmiştir....
CEVAP Borçlu cevap dilekçesinde; istinaf sisteminin sonradan yürürlüğe giren bir kanun yolu olduğunu ve bu kanun yolunun da tenfiz kararının kesinleşmesini engellediğini, dolayısıyla MÖHUK 57/2 maddesinin kapsamına hem temyiz hem de istinaf kanun yolunun girdiğinin açık olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 57/2. maddesi gereğince tenfiz kararının temyizinin onun yerine getirilmesini durduracağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerektiği, ilamlı takibe konu yapılan tanıma ve tenfiz ilamının takip tarihinde henüz kesinleşmediği, karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulduğu, kararın istinaf edilmesinin tenfiz kararının infazını kendiliğinden durduracağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK md:55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır. Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınmasında da aranır (5718 s. MÖHUK md:58)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma-Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ,,,'nın velayeti hakkında verilen tenfiz kararının, ,,,'nın karar tarihinden önce ergin olduğundan, hukuki sonuç doğurmayacağının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.04.05.2016(Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından tenfiz kararı verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.06.2015(Cuma)...