Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yüklenici şirket, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılan 2 numaralı bağımsız bölümü 15.08.2005 tarihinde alacağın temliki yoluyla davacıya temlik etmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki; alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç göstermeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Bu temlik işleminden sonra, aynı bağımsız bölüm yine alacağın temliki yoluyla 27.05.2008 tarihinde davacı tarafından davalı yüklenici şirkete temlik edilmiştir. Ancak, temlik işleminden önce tapunun diğer davalı ...’e devredildiği görülmektedir. 27.05.2008 tarihli temlik sözleşmesinin incelenmesinden; temlikin ivazlı yapıldığı, temlik bedelinden 15.000,00 Euro’nun Haziran 2008, 81.000,00 Euro’sunun ise Ağustos 2008 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....

    Şirketine, 1.250.000.TL’sini de davacıya temlik ettiğini, temlik tarihinde henüz alacağın doğmamış olduğunu, dava dışı ...Basın Yayın Ltd. Şti.'nin 50.000.TL'lik temlik miktarını düşmeden davacıya 1.250.000.TL temlik yapmasının doğru olmadığını, hak ediş alacakları doğdukça yasal kesintiler ve... Petrol Tld. Şti’ne yapılan temlik bedeli olan 50.000.TL tenzil edilerek davacıya ödeme yapıldığını, toplam hak ediş alacağının 1.152.307,50.TL olduğunu, kendi sorumluluklarının temlik edene ödemekle yükümlü oldukları miktarla sınırlı olduğunu, bu miktarın ödenmesi taahhüdünün olmadığını, olsa bile geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....

      Davalı tarafından temlik edenin hakedişleri kısmen davacı hesabına havale edilmişse de temlik edenin neden olduğu taşıma sözleşmesine aykırılık nedeniyle kesintiler yapılmış, böylece temlike konu alacağın bir kısmı davacıya ödenmemiştir. Davalı ile .... A.Ş. ve ... A.Ş. iş ortaklığı arasında düzenlenen hizmet alımlarına ait sözleşmenin “Cezalar ve Sözleşmenin Feshi” başlıklı 16. maddesinin 16.1.23. bendinde idare tarafından kesilecek cezanın toplam tutarının hiç bir durumda, sözleşme bedelinin %30’unu geçmeyeceği düzenlenmiş olup, davacı vekili, yapılan kesintilerin sözleşmenin bu hükmüne aykırı olduğunu, dolayısıyla haksız bulunduğundan davacıya temliknameye istinaden ödenmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Temlikname ile alacağı temlik alan temlik edenin yerini alır. Dolayısıyla söz konusu kesintiler sebebiyle alacağını alamayan davacı, temlik edenin davalı ile arasındaki sözleşme hükümlerine dayalı haklarını ileri sürebilir....

        Dava sırasında yürürlükte olan BK’nun 162. maddesi gereğince kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı menedilmiş olmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacaklı alacağını üçüncü şahsa temlik edebilir. HUMK’nun 186. maddesi gereğince de dava açıldıktan sonra her iki taraftan birinin müddeabihi başkasına temlik hakkı vardır. Tetkik konusu hadisede davacı dava konusu alacağını davadan sonra üçüncü şahsa temlik etmiş olmasına göre, temlik eden yerine bu şahsın (devralan üçüncü kişinin) davalının rızasını almadan müddeabihi devretmiş olan eski davacının yerine davayı takibe yetkili olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece yargılama sırasında müddeabihi temlik alan üçüncü kişi ... A.Ş. usulünce çağrılıp huzuruyla davaya devam edilmesi gerekirken HUMK’nun 186....

          Tekstil A.Ş.’den olan alacağını müvekkiline temlik ettiğini, bu durumun davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin cevabi ihtarname ile temlike konu borcunu diğer davalı ...’na temlik tarihinden önce tamamen ödendiğini bildirdiğini, davalı şirketin bunu kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek temlik edilen miktarın temlik borçlusu davalı şirketten avans faizi ile tahsiline, davalı şirketin temlik öncesi borcunu ödediğini ispat etmesi halinde temlik bedelinin temlik eden davalı ...’ndan avans faizi ile istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin borcunu temlik tarihinden önce davalı ...’na tamamen ödediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

            e temlik edilmesini davacının istediğini, temlik alacaklısının borcu temlik için 7.000,00 TL yatırmış olduğunu, ancak temlik senedine icra dosya borcu olan 9.553,12 TL nin yazılı olduğunu, davacının aradaki fark için diğer davalıya dava açma yolu varken kendilerine dava açmasının yanlış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davacının diğer davalıya dosya için 2.000,00 TL ödeme yaptığını bilmediğini, müvekkilinin dosya borcunu temlikte yazılı miktara göre temlik aldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              nin 32.904,30 TL'ni davacı şirkete temlik ettiği, davacı şirketin kendisine temlik edilen alacak için takip yaptığı, davalı ile alacağı temlik eden şirket arasında yapılan hizmet alımına dair sözleşmenin 12.3. maddesinde hak ediş ve alacakların idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir veya temlik edilemeyeceğinin düzenlendiği, tarafların sözleşmeyi imzaladıkları, davalının kamu kurumu niteliği de bulunduğundan adi şekilde yapılan sözleşmenin daha sonra düzenlendiğinin kabul edilemeyeceği, resmi kurumların alımlarının yapılış şekillerinin şekle tabi olduğu, yazılı sözleşmenin temlikten evvel mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalı tarafın yazılı muvafakatı olmadan temlik yapıldığı için temliğin davalıyı bağlamayacağı, bu nedenle temlik edene yapılan ödeme ile davalının borçtan kurtulacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                temlik işleminin iptalini talep etmiştir....

                  Yönetim A.Ş.' ye temlik edildiğini bildirmiş, temlik alan ... Yönetim A.Ş. vekili yargılamaya katılarak 24 Eylül 2014 tarihli temlik belgelerini sunmuş, temlik alan vekilinin katılımıyla yargılamaya devam olunmuştur. HMK' nın 125/1. maddesinde davanın açılmasından sonra davalı tarafın dava konusu üçüncü bir kişiye devrinde davacının yetkileri belirlenmiştir. Somut olayda davacı yanın temlike karşı itirazda bulunmadan, temlik alana karşı davaya devam ettiğinden hükmün temlik alan yönünden kurulması gerekir. Hal böyle olduğu halde mahkemece karar gerekçesinde temlik hususuna hiç değinilmeden ve karar başlığında da sadece temlik eden adı davalı olarak gösterilerek karar verilmesini usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile arasında arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu