Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada yer alan tapu kayıt örneğinden davacı malikin 26.05.2006 tarihinde dava konusu 3323 parsel sayılı taşınmazı üçüncü bir kişiye tapuda satış yolu ile temlik ettiği görülmektedir. HUMK.nun 186.maddesi uyarınca “dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfı nazar ederek müddeabihi temlik eden kimseye karşı dava eder…. dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder.” HUMK.m.186, daha çok davalının müddeabihi temlik etmiş olması halini düzenlemişe benzemektedir. Bu nedenle m.186’da davacının müddeabihi temlik etmiş olması halinin düzenlenmediği fikri savunulmaktadır. Fakat, m.186’daki “iki taraftan biri müddeabihi başkasına temlik ederse, diğer taraf muhayyerdir” denildiğinden, bu madde hükmünü imkan nisbetinde her iki taraf için de aynı şekilde uygulamak gerekir....

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temlik alacaklısı olduğu iddiasıyla 17.08.2011 tarihinde yerel mahkeme kararını temyiz eden ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği temyiz ve Yargıtay başvurma peşin harcının istek halinde temyiz eden temlik alan 3. kişi ...'ye geri verilmesine, 15.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davası da, dava dışı temlik alan .......... ile davalı ...’nin sulh olması nedeni ile feragat nedeni ile ret ile sonuçlanmıştır. Davacı, dava konusu alacağı, davalıya ödemekle borcundan kurtulmuş olmaktadır. Sebepsiz zenginleşme hükümlerinin somut olayda cereyan edebilmesi, davacının, dava konusu alacağı hem temlik alana, hem de temlik edene ödemiş olması şartına bağlıdır. Temlik sözleşmesi, dava dışı temlik alan ......ile, davalı ... arasında yapılmış olup, alacağın temlik hükümleri, bu kişiler arasında sonuç doğuracaktır. Tasarrufun iptali davası sırasında, dava konusu alacak temlik edilmiş olup, dava sonucunda da, davanın feregat nedeni ile redle sonuçlanmış olması (tarafların sulh olmaları) davacının dava dışı temlik alana da ödeme yapmış olduğu sonucunu doğurmaz. MK.md.... gereğince "Kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Davada, ispat yükü davacı tarafa aittir....

        Sulh Hukuk Mahkemesnin 2014/16 Tereke dosyası 754.000,00 TL bedel ile ...’a devir ve temlik edilmiştir. Alacağın temliki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 183. maddenin 1. fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiştir. Bu durumda, davacı temlik alanın temlik edenin temlik tarihi itibariyle borçlu davalıdan olan alacağını temliknameye dayalı olarak davalıdan istemekte haklı olacağı açıktır....

          Sulh Hukuk Mahkemesnin 2014/16 Tereke dosyası 754.000,00 TL bedel ile ...’a devir ve temlik edilmiştir. Alacağın temliki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 183. maddenin 1. fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiştir. Bu durumda, davacı temlik alanın temlik edenin temlik tarihi itibariyle borçlu davalıdan olan alacağını temliknameye dayalı olarak davalıdan istemekte haklı olacağı açıktır....

            Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....

              Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi (somut olaydaki gibi) bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur....

                Oysa temlik tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 167. maddesi hükmünce borçlunun temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da ileri sürebilir. Bu nedenle bir alacağın devri borçlunun hukuksal durumunu ağırlaştırmamalıdır. Ayrıca temlik bir edim karşılığında geçirilmiş ise, temlik eden bu alacağını temlik zamanında varlığını garantilemiş olur (BK.169.md). Temlik zamanında temlik edenin alacağının davalıda bulunması gerekir. Kısaca davalının, temlik eden ... A.Ş.'ye ödeyemeyeceği, başka anlatımla hakedişinden kesmesi gereken tutarları davacıya ödemesi beklenemez. Mahkemece temlik edenin, borçludan alacaklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin dayanakları ile dava dışı ......

                  İcra dosyasında davalı Ertuğrul Çalış'ın önceki vekilince 19/01/2021 tarihli dilekçesi ekinde temlik akdi ibraz edilmiştir. Bu temlik akdi, yazılı olarak yapılmış olup şekil şartı yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Fakat davalı takip alacaklısı Ertuğrul namına 22/01/2021 tarihinde Av. Gökce Gündoğdu tarafından yeni vekaletname ve dilekçe ibraz edilmiş olup temlik akdinden müvekkilinin haberi ve muvafakatı olmadığı gibi imzanın da müvekkilinden sadır olmadığını, keza temlik akdi ibraz eden vekilin 22/01/2021 tarihli azilname ile azledildiğini bildirmiştir....

                  Maddeleri gereği davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf temlik yasağı bulunan bir sözleşmeye dayanarak alacağı temlik almış olduğundan davanın reddine karar verilmesi talepleri saklı kalmak üzere bir an için davacının talepte bulunacağı düşünülse bile müvekkili temlik edene karşı ileri süreceği itirazları temlik alana karşı da ileri süreceğinden teminatın iadesi koşulları oluşmadığını, temlik edenin müvekkilinin dahil olduğu iş ortaklığından bir alacağı da kalmadığını, bu durum ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle davacının davasının reddi ile haksız talepleri nedeni ile %20 tazminatın ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu