Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 28.09.2017 tarihli dilekçesindeki feragat beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere karar düzeltme talebinin kabulü, Dairemizin 07/03/2017 tarihli kararının kaldırılması ve hükmün iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve kadın yararına takdir edilen tazminatlara yönelik olarak bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 07.03.2017 tarih, 2015/23099 Esas ve 2017/2441 karar sayılı kararının kaldırılmasına ve hükmün iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden feragat konusunda bir karar verilmek üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre karar düzeltme talep nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm "davacı-davalı kadına yoksulluk nafakası verilmemesi gerektiği yönünde ve ziynet alacağı davasına yönelik" bozulmuştur. Bozmadan sonra kurulan hükümle, davacı-davalı kadının tedbir nafakası talebinin de reddine hükmedilmiştir. Oysa ki tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin tedbir nafakası hakkında yeniden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası ve kendi lehine takdir edilen manevi tazminatın mikktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı ... 10.11.2015 tarihli dilekçesiyle manevi tazminat talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu yön gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı yararına takdir edilen manevi tazminat yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı ... Kılıç 10.11.2015 tarihli dilekçesiyle tedbir nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası yönünden bozulması gerekmiştir....

        Dava tedbir nafakası istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ile müşterek çocuk lehine 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Mahkemece karar kesinleştikten sonra eş için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası nitelendirmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu hususun düzeltilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasından “karar kesinleştikten sonra nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, cümlesinin çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 33.45 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; davacı tarafından ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak kendisi ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talep edilmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından talep edilen nafaka niteliği itibari ile tedbir nafakası olup, mahkemece müşterek çocuk ... için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....

            Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ikinci bendinde yazılı “yardım nafakası” ifadesinin çıkartılarak yerine “tedbir nafakası” ifadesi yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya, 70.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadına takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hükmü temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Av...., 02.03.2016 tarihli dilekçeyle kusur belirlemesine yönelik temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin kusur belirlemesine yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı vekili Av. ..., 02.03.2016 tarihli dilekçesiyle maddi-manevi tazmiant ve tedbir nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat ve tedbir nafakası yönünden bozulması gerekmiştir....

                Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, talep bulunmadığından yoksulluk nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken (boşanma kararının kesinleşmesi ile sona eren) tedbir nafakası hakkında talep bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması (HUMK m. 438/7) gerekmiştir. SONUÇ: Temyize konu hükmün yukarıda gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının üçüncü bendinden "tedbir nafakası" sözcüklerinin çıkarılmasına, yerine "yoksulluk nafakası" sözcüklerinin yazılmasına, mahkeme kararının bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2016 (Pzt.)...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden verilen karar verilmesine yer olmadığına dair karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ön inceleme duruşması yapılmadan ön inceleme aşamasının tamamlandığından bahsedilemez. Somut olayda davalı kadın, 20.06.2014 tarihli ön inceleme duruşmasından önce 07.04.2014 havale tarihli dilekçesiyle yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır....

                    ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 13/08/2015 Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davadaki istem: mahiyeti itibariyle iştirak nafakası niteliğindedir. Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde iştirak nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir....

                      UYAP Entegrasyonu