Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı-davalı kadının, kendisi için aylık 1.500.00 TL yıllık toplam 18.000,00 TL tutarındaki tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı kadının tedbir nafakası davasına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, boşanma davasının reddi ve tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....

      Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarihli, 2021/1442 Esas, 2021/1723 Karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve davacı-karşı davalı erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, hükmün yeniden tesisine karar verilmiş, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi, davacı-davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasının kabulü yönünden temyiz itirazının incelemesinde; 6100 HMK'nın 362....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin reddedilen boşanma davasında kusur belirlemesi ve reddedilen bağımsız tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri Kırk Bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....

            Somut olayda, davacı-davalı kadının, kendisi için ve ortak çocuklar yararına olmak üzere, toplam 21.600 TL yıllık tutardaki tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-davalı kadının tedbir nafakası davasına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Sonrası Açılan Tazminat-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından boşanma kararının kesinleşmesi sonrası yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmamış olması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve katkı payı talepli olarak dava açılmış ve mahkemece görevsizlik kararı ve bu kararın akabinde de, süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından bahisle, davanın açılmamış sayılması kararı verilmiştir....

                Davacı vekili dava dilekçesinde, velayeti davacı anneye verilen çocuklar için iştirak nafakası talep edilmiştir. Davalı vekili cevabında, boşanma sırasında davacının iştirak nafakası istemediğini, bu nedenle nafaka talep edemeyeceğini beyan etmiştir. Mahkemece; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, davacının boşanmayı elde etmek için iştirak nafakası istemediğini ve boşanmanın üzerinden çok kısa zaman geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık durumunda, velayeti kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Anlaşmalı boşanmada iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu talep gündeme getirilebilir....

                  Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların, 20.11.2007 tarihli kararla boşandıklarını, kararın kesinleştiğini; ancak, nafaka ve tazminat talepleri yönünden davanın devam ettiğini; davacının, davalıdan daha az kusurlu bulunduğunu; ev kadını olup geliri bulunmadığından, aylık 300 TL yoksulluk nafakası bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; "Her ne kadar boşanma davasından sonra da yoksulluk nafakası istenebilir ise de bu ancak davanın reddini isteyen taraf için geçerli olacağı; karşı dava açarak boşanmayı isteyen ve bu davadan tedbir nafakası da talep eden davacının boşanma kararı verildikten sonra artık bu karara dayanarak yoksulluk nafakası isteyemeyeceği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle" davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

                    Somut olayda, davacı-karşı davalı kadının kendi ve ortak çocuk yararına olmak üzere aylık 600 TL (yıllık 7.200 TL) tutarındaki tedbir nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkeğin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu