Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı davasının reddine karar verilmemesi ve tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m/341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek...

    Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, anılan alacakların icra takibine konulabilmeleri için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için, eklentiler yönünden ayrıca kararın kesinleşmesi gerekmez....

      Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda; davalı, babasından yardım nafakası talep eden davacı oğulun 05.06.2012 tarihli duruşmada; "...şu anda bir işe girdim, ancak dava açtığımızda okuyordum. İşsizdim bu nedenle, yardım nafakası davasını açtık. 08 Mayıs 2012 tarihinde işe girdim. Bu nedenle bu aradaki mesafe açısından avukatımın beyanlarına katılıyorum. Bu süre için yardım nafakası talebinde bulundum..." dediği anlaşılmaktadır.Mahkemece; "davanın kısmi kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturularak, açıkça işe girdiği tarihe kadar yardım nafakası istediğini beyan eden davacının talebinin aşılarak, HMK. 26.maddesine aykırı hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

        Aile Mahkemesi'nin 22.03.2012 tarih 2010/66 Esas 2012/209 sayılı Kararı, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nce iştirak nafakası yönünden onanmış, yoksulluk nafakası fahiş bulunarak bu nafaka yönünden bozulmuştur. İİK'nun 40. maddesi gereğince bozma ilamıyla artık yoksulluk nafakası yönünden takibe devam olunamaz. Yoksulluk nafakası yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, aksine gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminatın az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir....

            Aile Mahkemesinin 2009/903 Esas sayılı ilamının incelenmesinde; tarafların anlaşmalı boşanma talebinde bulunduğu, mahkemece tarafların boşanmasına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden 09.02.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı annenin boşanma davası duruşmasında yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı kadının boşanma davasında yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

              Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, iştirak nafakası ile lehine hükmedilen tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı, velâyet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanma davasında, dava veya cevap dilekçesiyle ya da tahkikat sırasında karar verilinceye kadar talep edilebilen yoksulluk nafakası, boşanmanın eki niteliğinde olup, boşanmaya karar verilmesi halinde sonuca bağlanması zorunlu ve boşanmadan sonrası için geçerli bir talep niteliğindedir. Boşanma davası, bozmaya uyularak reddedildiğine göre, artık yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Bu husus gözetilmeden boşanma davası reddedilen davacı lehine tedbir nafakası dışında ayrıca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesince iştirak nafakası miktarına ilişkin kararı istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, davalı erkeğin iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar, yoksulluk nafakası, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı - karşı davacı kadın 5.10.2006 tarihli dilekçeyle davadan ve temyiz talebinden vazgeçmiştir. Hüküm kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebilir. Tarafların boşanmalarına dair karar temyiz edilmeksizin 9.9.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu nedenle feragat boşanma hükmü açısından hukuki sonuç doğurmayacaktır. Davadan feragat, davanın ferilerini de kapsar. Karşı davacı tazminatlar yoksulluk nafakası ve avukatlık ücreti haklarından da vazgeçmiş sayılır. O halde maddi , manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve avukatlık ücreti istemleri yönünden feragat konusunda bir karar vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu