Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

mahkemenin karşı davaya ilişkin hüküm bölümünde iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasına ilişkin 6 ve 7. bentlerinin, tedbir nafakası kısmından sonra gelen kısımlarının kaldırılmasına, davacı kadın ve müşterek çocuk Sıla için hakkaniyete uygun oranda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, çocukların velayetinin anneye verilmesine, davacı için aylık 200 TL tedbir, aylık 250 TL yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine, çocuklar için aylık 200'er TL tedbir nafakası, aylık 250'şer TL iştirak nafakası takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı için takdir edilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....

Yoksulluk nafakası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen ve mahkemenin 2016/956 Esas sayılı dosyasına sunulan 17/01/2017 tarihli boşanma protokolünde, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yoksulluk nafakası taleplerinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, davacı kadının bu beyanının feragat niteliğinde olduğu, bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların Karşıyaka 1.Aile Mahkemesi'nin 27/02/2017 tarihinde kesinleşen kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davacı kadının karşı taraftan tedbir, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, katkı payı, katılma alacağı, mal ve alacak, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan ettiği, mahkemece de açıkça talep edilmediği belirtildiğinden taraflar lehine tedbir, yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir....

Bu nedenle davalı davacı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca tazminatlar konusunda yeniden karar verilerek kadın lehine TMK 174/1- 2 maddesi kapsamında 25.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat, aylık 1.000 TL yoksulluk nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine, erkeğin kadın lehine takdir edilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin belirtilen gerekçeyle reddine karar vermek gerekmiştir....

Önemle belirtilmelidir ki, asgari ücretle çalışılıyor olması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu değildir. Aldığı ücret kendisini yoksulluktan kurtarmayacak ve insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlayamayacak düzeyde olan eş de, diğer koşulları varsa yoksulluk nafakası isteyebilir. O halde, yerel mahkemenin karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir. Dosyadaki tüm deliller incelenerek bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme uygun olup, nafaka miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 7.7.2010 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi....

    Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Bu durumda mahkemece alacaklı annenin müşterek çocuk için hüküm altına alınan ve reşit olduğu tarihe kadar devam eden iştirak nafakası birikmiş alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunduğu nazara alınarak, borçlunun şikayeti bu ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dayanak ilamın kesinleşmiş olduğundan bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasında, mahkemece kısmen kabulüne karar verilen miktar 2.400,00 TL olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davasına yönelik verilen karar kesindir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminatlar ve tedbir nafakası miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile asıl davaya ilişkin kurulan hüküm yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 07.04.2021 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

          Davacı-davalı kadın lehine boşanma davasında TMK m.169 gereğince hükmedilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona eren tedbir nafakası olup, ortada davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken hatalı değerlendirme sonucu tavzih talebinin kabulü ile davalı-davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiş ve tavzih kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen 05.04.2021 tarihli tavzih kararının yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10.03.2022 (Prş.)...

            Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....

              UYAP Entegrasyonu