Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davadaki istem; niteliği itibariyle, evlilik birliğinin devamı sırasında, tedbir nafakası istemine ilişkin olup; mahkemece, tedbiren iştirak nafakası şeklinde hüküm tesisi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci maddesindeki "tedbiren iştirak nafakasının" ifadesinin çıkartılarak yerine"tedbir nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6.60 TL.bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.11.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Müşterek Çocuğun Tedbiren :Anneye Teslimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca tedbir nafakası ve müşterek çocuğun anneye teslimine ilişkindir.Davacının tedbir nafakasına ilişkin talebi reddedilmiş, bu karar 14.09.2010 tarihinde davacı tarafından münhasıran tedbir nafakası yönünden temyiz edilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde; ... 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 27.12.2010 gün ve 2010/18673 - 21717 sayılı ilamı ile " hükmün davalı baba tarafından şahsi ilişki tesisi yönünden temyiz edildiği " gerekçesiyle ... 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Temyiz münhasıran reddedilen tedbir nafakasına ilişkin olup ,......

      Kadın için tedbir -yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının çalıştığı işinden istifa suretiyle ayrıldığı, davacının ise düzenli bir işinin olduğu anlaşılmakla kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Çocuklar için tedbir - iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuklar lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası ve Tedbiren Velayetin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde kendisi ve müşterek çocuklar için tedbir nafakası isteği ile birlikte müşterek çocukların velayetlerinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK.md.33). Toplanan delillerle taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği anlaşıldığına göre davacı kadının bu talebinin tedbiren velayetin düzenlemesine ilişkin olduğunun kabulü gerekir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine ve çocuk yararına hükmettiği iştirak nafakası ile miktarına ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın şahsi ilişki ve tedbir nafakası dışında usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının tedbir nafakasına ilişkin istinaf başvurusu dışında sair istinaf başvuruları ile davalı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddi gerekmiştir. 2- Mahkemenin 05/10/2020 tarihli ara kararı ile müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verildiği o tarihten itibaren çocuğun annenin...

        nın 182. maddesi gereğince davacı- karşı davalı anneye verilmesine, Velayeti davacı- karşı davalı anneye verilen çocuk ile davalı- karşı davacı baba arasında şahsi münasebet tesisine, Velayet ve kişisel ilişkiye ilişkin hükümlerin karar kesinleşinceye kadar da tedbiren aynen devamına, Müşterek çocuk Batuhan için 24/11/2020 tarihli duruşmada asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan aylık 750,00 TL nafakanın asıl dava tarihinden hükmün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilemsine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı- karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine, Davacı karşı davalı kadının tedbir nafakası isteminin kısmen kabulü ile asıl dava tarihi olan 29/05/2020 tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı...

        nın velayetinin anneye verilmesine, davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası verilmesine ilişkin hüküm davalı koca tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce karar onanmıştır. Davalı koca süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Velayeti anneye verilen Aybetül Tuğba 10.10.2003 doğumlu olup idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda velayet davasına bakan hakim tarafından görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. ( YHGK. 2011/2-884 esas, 2012/197 karar ve YHGK. 2011/2-547 esas, 2011/695 karar sayılı kararları) Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Geçici Velayet ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "geçici velayet" ve "tedbir nafakası" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kadına verilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2013 (Çrş.)...

            Kabule göre de; İlk Derece Mahkemesi tarafından boşanma davasına yönelik olarak velayet ve nafaka yönünden asıl davada karar verildiğinden birleşen dava ve karşı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Davacı kadın tarafından 01/03/2018 tarihinde açılan dava tedbiren velayet ve TMK 197 maddesine dayalı olarak kadın ve çocuk için talep edilen nafakadan ibarettir. Boşanma davasının açılması halinde TMK 169 maddesi gereğince hakimin gerekli tedbirleri alacağı düzenlenmiş olup, bu kapsamda boşanma davasında kadın ve çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle asıl davada talep olmamasına rağmen yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi hatalı olduğu gibi boşanma davalarında da velayet ve nafaka yönünden asıl davada karar verildiğinden birleşen dava ve karşı davada karar verilmesine yer olmadığına şeklinde verilen karar da hatalı olmuştur....

            korktuklarını söylemeleri hep birlikte değerlendirildiğinde velayetin anneye verilmesinin doğru ve yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocukların ihtiyaçları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında çocuklar için tedbir-iştirak nafakası verilmesinin doğru ve yerinde olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin ise HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu