Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı vekili de cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı kadının geç saatlere kadar yattığını, çocuk ile yeterince ilgilenmediğini, geçimsizlikte davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu, pasaport ihtiyacı olmadan Suriye'ye kaçabileceğini, müşterek çocuğun velayetinin tedbiren ve kesin olarak müvekkiline verilmesini, tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 50.000,00- TL. manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından 05/11/2020 tarihli ara kararı ile; Müşterek çocuğun tedbiren velayet hakkının davalı babadan alınarak, davacı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00- TL. tedbir nafakasına hükmedilmiştir....

Davalı-b.davacı vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline rencide edici söz ve davranışlarda bulunduğunu, güven sarsıcı davranışlar sergileyen davalının tam kusurlu olduğunu, davalının velayet hakkını kötüye kullanarak müşterek çocuklar ile davacı babanın görüşmesini engellemesinden kaynaklanan geçimsizliğin evlilik birliğini temelinden sarstığını,bu haliyle sürdürülmesinde taraflar ve müşterek çocuklar için korunmaya değer yarar kalmadığını beyanla boşanmalarına, müşterek çocukların velayet hakkının müvekkillerine tevdiine, nafaka ve tazminat taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortak çocuğun üstün yararı ve eldeki davanın boşanma kararından dört gün sonra açılmış olduğu hususları gözetildiğinde, taraflar arasında velayetin değiştirilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre velayet hakkının davalıdan alınarak davacıya verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir. 12. Bilindiği üzere velayet ile ilgili düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 335 ila 351. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Velayet: kavram olarak, küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların gerek kişiliklerinin gerek mallarının korunması ve onların temsili konusunda kanunun ana babaya yüklediği ödevler ile bu ödevlerin gereği olan hakların tümünü ifade eder. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır....

    Aile Mahkemesinin 28/09/2016 Tarih ve 2016/720 Esas ve Karar 2016/780 Sayılı kararı ile boşandıklarını, iş bu davada müşterek çocukları olan T8 isimli 7 yaşındaki çocuklarının velayetinin anlaşmalı boşanma protokolü gereği baba T5 'ye verildiğini, müşterek çocuğun dava dilekçesinde izah ettiği nedenlerle, davalının hakkında bir çok dava, suç duyurusu bulunması velayet görevinin başkalarına devretmesi, çocuğunu istismar ederek başkalarından para alması, çocuğuna hakaret ve darp etmeleri ve başkalarının yanında kalmasına izin vermesi velayet hakkını kullanamayacak durumda olan davalı babadan dava sonuna kadar tedbiren alınarak ve velayetin nezi ile velayetin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Annenin velayet hakkını kötüye kullandığına dair dosyada bir delil yoktur. Çocuğun yaşı, velayet hakkının kötüye kullandığının tespiti halinin her zaman davaya konu edileceği de gözetildiğinde davalının bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine; Dosya kapsamı ve özellikle toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirildiğinde; Davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, davacı yönünden TMK m. 166/1 şartların gerçekleştiği, davacının boşanma davası açmakta haklı olduğu, bu nedenle mahkemenin davacının boşanma davasın kabul etmesinin TMK m. 166/1 uygun olduğu anlaşılmıştır....

    Ayrıca dava dilekçesinin incelenmesinde Osman Ayaz Göç'ün tedbiren geçici velayetinin müvekkiline verilmesine, yargılama neticesinde ise velayetin babaya verilmesini talep etmiştir. Tarafların Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2017/573 esas, 2018/935 karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verildiği ve velayetin anneye bırakıldığı ancak kararın halen kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacı boşanma davasında, dayanılmayan bir sebebe dayanarak velayetin değiştirilmesini talep ettiğine göre, dayanılan maddi hadise göz önüne alınarak velayet ile ilgili önceki kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve bu davada isnat edilen iddialara yönelik davalıya da dava dilekçesinin tebliği sağlanarak gösterdikleri taktirde taraf delillerinin toplanıp, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi hatalı olup, mahkeme ilamının kaldırılmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat, ortak çocuklardan Mervenur'un velayet düzenlemesi ve bu çocuk yararına hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ortak çocuklardan Mervenur’un yargılama sırasında uzunca bir süre davalı baba yanında bulunduğu, eldeki dava dosyası ile birleşen ... 16. Aile Mahkemesinin 2018/311 esas sayılı dava dosyasında verilen 18.04.2018 tarihli ara kararla çocuğun velayetinin tedbiren davacı anneye bırakıldığı yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır....

      davası açtığını, hakkaniyete aykırı olarak açılan tedbir nafakası ve velayet davasının reddine karar verilmesini, boşanma davası sonuçlanıncaya kadar müşterek çocukların velayetinin ortak olarak devamının sağlanmasını talep etmiştir....

      Asıl dava, TMK'nun 166/1- 2 m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet taleplerine ilişkindir. Birleşen dava, ortak çocukların tedbiren babaya verilmesi talebine ilişkindir....

      Davacı kadın yönünden boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası da yoktur. bu haliyle davacı kadın tarafından dava açıldığı tarih itibariyle kadının kanunen devam eden bir nafakası mevcut değildir. Nafaka artırım talebinin reddine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı kadının kendisi yönünden verilen ret kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların boşanma kararı 20.11.2018 tarihinde kesinleşmiş, boşanma dosyasında verilen kararın istinaf ve temyizi sonrasında verilen bozma kararı kapsamında velayet yönünden yargılamaya devam edildiği, 16.03.2021 tarihinde çocuğun tedbiren velayetinin babaya verildiği gibi öncesinde de babanın koruma kararı talebi üzerine 22.12.2020 tarihinde annenin çocuğa yaklaşmamasına dair 6284 sayılı Yasa kapsamında koruma kararı verildiği dikkate alındığında 22.12.2020 tarihinden itibaren çocuğun fiilen baba yanında yaşadığı anlaşılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu