Müşterek çocuklar Büşra ve Burak'ın yaşları, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, velayet hususundaki beyanları, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, mahkememizce müşterek çocukların velayetlerinin tedbiren babaya verilmesine, müşterek çocuklar ile anne arasında aşağıda belirtilen şekilde tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
Dosyanın yapılan ön incelemesi neticesinde, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-davacı erkek tarafından hem asıl ve karşı boşanma davası hem de birleşen velayet davasına yönelik olarak istinaf edildiği, asıl ve karşı boşanma davasılarına yönelik istinaf için istinaf karar harcının alındığı ancak birleşen velayet davasına yönelik istinafı için istinaf karar harcının alınmadığı anlaşılmıştır. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir....
Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi uyarınca nafaka ve tedbiren velayet düzenlemesi yapılması talebini içeren davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, davalı-davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek, davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadının birleşen nafaka ve velayet davalarının kısmen kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. madddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarından ... ve Yusuf'un velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 300’er Türk lirası iştirak nafakasına, ortak çocuk Fadime’nin velayetinin ise davalı babaya verilmesine, davalı-davacı kadın için aylık 230 Türk lirası tedbir nafakasına, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı-davalı erkek yararına 3.000 TL manevi tazminat verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Tedbiren Velayet ve Şahsi İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından tazminat ve nafaka miktarı yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kocanın tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı (kadın) yararına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbiren Velayet Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 06.07.2017 gün ve 3126-8565 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Tedbiren Velayet Düzenlenmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 11.01.2021 gün ve 2020/6057 - 2021/24 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesinde açılıp 2011/112 Esas sayılı dosyada derdest olan boşanma davasında sanıkla çocuk arasında şahsi ilişki tesisine ilişkin verilen 29.09.2011 tarihli ara karara istinaden çocuğu alıp süresinde teslim etmeyen sanıkla ilgili kamu davası açıldığı anlaşıldığından, mahkemece velayetin eşlerden birisine tedbiren verildiğine ilişkin bir ara kararı olmaksızın sadece şahsi ilişki kurulmasına yönelik ara kararın atılı suçun oluşumu için yeterli olmadığı gözetilerek, mahkemesinden söz konusu dosyanın aslı veya tasdikli suretinin temin edilip suç tarihi itibariyle velayet hakkının sanıktan alındığına ilişkin mahkeme kararı olup olmadığı araştırıldıktan sonra neticesine hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.04.2018 tarihinde oybirliğiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Tedbiren Velayet Düzenlemesi-Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 16.03.2015 gün ve 20460-4564 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Davacı erkeğin karar düzeltme isteği bu yönden yerinde görülerek, kabulü ile, Dairemizin 12.04.2018 tarih, 2016/16119 esas ve 2018/4993 karar sayılı onama ilamının velayet yönünden kaldırılmasına, hükmün yukarıda gösterilen sebeple ortak çocuğun velayeti yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/1-4 maddesi gereğince davacı erkeğin karar düzeltme isteğinin yukarıda gösterilen sebeple velayet yönünden KABULÜNE, Dairemizin 12.04.2018 tarih 2016/16119 esas ve 2018/4993 karar sayılı ilamının velayetin onanmasına ilişkin hükmünün KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple velayet yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre iştirak nafakasının incelenmesine yer olmadığına, davacı erkeğin diğer karar düzeltme istemlerinin ise yukarıda 1 bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2019 (Pzt. )...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin E.2012/38 sayılı boşanma dosyasında ortak çocuk 2003 doğumlu Batuhan ile baba arasında tedbiren kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulü ile baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında görülen ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 12.2012/38 sayılı boşanma davasında ortak çocuk 2003 doğumlu ... ile baba arasında tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, boşanma davasının reddedildiği ve ret kararının karar düzeltme yoluna gidilmeden 14.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı anne boşanma davasında kurulan tedbiren kişisel ilişki kararı ile ilgili olarak temyiz yasa yoluna başvurma hakkına sahip olduğuna göre eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....