Öte yandan;Talep eden tarafından sunulan ve İsviçre Ülkesinin vize başvurularında talep ettiği belgelere ait listede "çocuğun birlikte seyahat etmediği ebeveyn tarafından verilen muvafakatname"şeklinde bir belge yer almakta olup boşanma halinde de velayet verilmeyen diğer ebeveynin muvafakati gerekip gerekmediğine ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır.Nitekim boşanma hali için istenen belgeler aynı listede farklı maddeler halinde yer almaktadır.Talep eden tarafından vize başvurusunun bu sebeple reddedildiğine ilişkin bilgi ve belge de sunulmamıştır.O halde mahkemece dosya içeriğine uygun yeterli gerekçe ile belirtilen şekilde hüküm tesis edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı,talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece, velayet konusunda idrak çağında bulunan 2004 doğumlu ortak çocuk ... bizzat dinlenip, eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması, ebeveynlerden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Ortak çocuğun, davalı babanın yanında yaşaması nedeniyle 27.05.2015 tarihli oturumda verilen ara karar ile tedbiren velayetin babaya verilmesine karar verildiği, çocuğun halen baba yanında kaldığı anlaşılmaktadır. Dava süresince ortak çocuğun bakımı, infak ve iaşesi babası tarafından karşılanmıştır. Hal böyle olunca ortak çocuk dava süresince baba yanında kaldığı halde, bu yön gözetilmeden dava tarihinden itibaren çocuk için davacı anne yararına tedbir nafakasına hükmolunması doğru görülmemiştir....
aydınlığa kavuşacağı üzere velayetin değiştirilerek müvekkiline verilmesi çocuğun üstün yararına olacağını beyanla , küçük Muhammed Talha Yarım'ın velayet hakkının dava tarihinden itibaren tedbiren dava sonucunda da kesin olarak anneden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2018/750 E.- 2021/584 K.sayılı ilamının istinaf incelemesinin Dairemizin 2021/1457 e.- 2022/1764 K.sayılı ilamı ile yapıldığı, davalı-k.davacı erkeğin boşanma kararına karşı istinaf talebinde velayet konusunda bir itirazının bulunmadığı, yine kendisinin açmış olduğu ve kabul edilen boşanma kararına istinafının bulunmadığı, bu nedenle velayet kararının kesinleştiği, bu sebeple yerel mahkemece henüz velayet kararının kesinleşmediği gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğu görülmüştür. Ayrıca, kısa kararda, müşterek çocuk Beren ile ilgili hem velayet hem 5395 sayılı yasa kapsamında karar verilmesine rağmen, velayeti dava konusu edilen müşterek çocuk Kadir Eren hakkında velayet ve koruma kararı kapsamında bir karar verilmediği, buna rağmen mahekmece kısa kararla çelişki oluşturacak şekilde, gerekçeli kararın hüküm kısmında Kadir Eren hakkında karar verdiği, kısa karar ile hüküm arasında çelişki oluşturduğu görülmüştür....
gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ davalı kadın vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı kadın tarafından açılmış TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma istemine ilişkindir. Birleşen dava; davalı/ davacı erkek tarafından açılmış tedbiren velayet istemine ilişkindir....
gerekçesi ile; "1- Davacı Nuray Elaldı'nın hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının ayrı ayrı REDDİNE, 2- Talep durumuna göre tedbir nafakası taktirine yer olmadığına, 3- Davalı birleşen dosya davacısının tedbiren velayet davasından vazgeçmesi sebebiyle davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ davalı kadın vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ davalı kadın tarafından açılmış TMK 162, 163 ve 166 maddeleri gereğince boşanma istemine ilişkindir. Birleşen dava; davalı/ davacı erkek tarafından açılmış tedbiren velayet istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/309 Esas sayılı dosyası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanma davası açıldığını, boşanma kararının Samsun Bölge Adliye Mahkemesinde kaldırıldığını, tarafların açtıkları davaların boşanma yönünden ayrı ayrı reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin de boşanmayı istediğini, ancak verilen istinaf kararı nedeniyle gelinen aşamada boşanma şartlarının yasal olarak oluşmadığını, tarafların anlaşmalı boşanma yada kanunda belirtilen sürenin dolması şartı ile boşanma davası açabileceklerini, karşı davalarının konusunu geçici velâyetin değiştirilerek müvekkile verilmesi talebine ilişkin olduğunu, müvekkilinin Sinop Gençlik Spor İl Müdürlüğünde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, oturduğu evin iki oda bir salona sahip olduğunu, çocukların ayrı ayrı odalarının bulunduğunu , ortak çocukların kız çocuğu olmaları ve yaşlarının küçük olması nedeniyle anne sevgisine ilgi ve bakımına muhtaç olduklarını, bu nedenlerle asıl...
Somut olayda; davacı tarafça velayetin değiştirilmesi talep edilmiş, davalı taraf ise boşanma davasında velayetin kendisine verildiğini, ancak davacıdan kaynaklı sebeplerle çocukla görüşemediğini savunmuştur. "...Mahkemece, 2007 doğumlu müşterek çocuk Kasım'ın velayeti, çocuğun dört yıldır babasının yanında kaldığı ve bulunduğu ortama alıştığı, babanın velayet görevini kötüye kullandığına ilişkin delil olmadığı ve velayetinin babaya verilmesinin çocuğun menfaatine olduğu gerekçesi ile anneden alınarak babaya verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden: davalı anne tarafından 11.09.2009 tarihinde açılan boşanma davası sırasında müşterek çocuğun baba yanında olduğu belirtilerek tedbiren velayetinin istendiği, boşanma davasını gören mahkemece 14/09/2009 tarihli tensip tutanağı ile çocuğun velayetinin tedbiren anneye verildiği, davalının bu ara karar gereğince Konya 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının boşanma davası ve fer'ileri, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadının eşya alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece yargılama aşamasında 22.08.2013 tarihli ara karar ile müşterek çocuğun velayeti tedbiren annesine bırakılmış, 09.10.2013 tarihli ara kararı ile de çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan; re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka- Tedbiren Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm her ne kadar nafakayla birlikte tedbiren velayet talebine ilişkin olduğu görülmekte ise de; mahkemece verilen ilk hüküm Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/19403 esas ve 2016/1232 karar sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere önceden 3. Hukuk Dairesi tarafından temyiz incelemesine tabi tutulmuştur. İnceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarihli 263 sayılı kararının 2. maddesi ve 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarih 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3....