İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı koca vekili tarafından; kusur tespiti, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafakalar, velayet yönünden karar istinaf edilmiştir. Davalı kadın tarafından ise; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakaların miktarı, kişisel ilişkinin süresi yönünden istinaf edilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK md. 298/2)....
Somut olayda, boşanma kararı ile velayeti babaya verilen müşterek çocuklar İpek 05/05/2007, Elif 09/08/2005 ve Mehmet Hüseyin ise 06/05/2010 doğumludur. Taraflar arasında Bodrum Aile Mahkemesi'nin 16/10/2018 tarih ve 2018/744 E. 2018/853 K. sayılı ilamı ile görülen anlaşmalı boşanma davası tarihinde eldeki dava ise 03.09.2019 tarihinde açılmıştır. Davacı; boşanma kararından sonra çocukların kendisi ile yaşamaya devam ettiğini, davalının maddi- manevi ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, velayet görevlerini yerine getiremediğini iddia etmiş davalı ise cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiş ise de duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uzmanlar tarafından müşterek çocuklar ve davacı, davalı ile yapılan görüşme sonucunda düzenlenen 25.06.2019 ve 10.09.2020 07.09.2018 tarihli raporlar düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası ve Tedbiren Velayet Düzenlemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, nafakaların miktarı yönünden, davalı tarafından, kabul edilen tedbir nafakası davası, kadının hüküm kurulmayan tedbiren velayet isteği ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğine (Av.As.Ücr.Trf.m.9/2) göre davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları ve davacının nafakaların miktarına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olup, tarafların tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
Boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddi ve manevi tazminat isteyebilir (TMK md.174/1,2). Maddi ve manevi tazminat talepleri boşanma davasının fer’isi olup ilk derece mahkemesince kocanın boşanma davası reddedilmiştir. Davalı-k.davacı kadın terditli olarak açtığı davada kocanın boşanma davasının reddini, çocuğun tedbiren velayetini ve TMK’nın 197. maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmedilmesini, boşanmaya hükmedilmesi halinde lehine maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kocanın boşanma davası reddedildiğinden kadının boşanma davasının fer’isi olan maddi ve manevi tazminat talebinin değerlendirilmemesi isabetli olup davacı-k.davalı koca ve davalı-k.davacı kadının bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin reddi cihetine gidilmiştir....
davacı babaya verilmesine, boşanma davasına ilişkin İstanbul 12....
Davacı-karşı davalı ile müşterek çocuk arasında ilkin 22/04/2021 tarihli celse 5 nolu ara karar ile tedbiren kişisel ilişki düzenlenmiş, daha sonra ise 04/10/2021 tarihli ara karar ile kişisel ilişki yeniden düzenlenmiştir. Her şeyden önce dava neticesinde elde edilecek sonuç gibi ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı-karşı davalının tedbir olarak velayet talebi yerinde değildir. Tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi talebi yönünden ise; müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı anne arasında yukarıda belirtildiği üzere kişisel ilişki düzenlemelerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin değiştirilmesini gerektiren ivedi bir durum ileri sürülmediği gibi böyle bir durumda mevcut değildir. Davacı-karşı davalının ihtiyati tedbir isteminin reddi gerekmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili de cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı kadının geç saatlere kadar yattığını, çocuk ile yeterince ilgilenmediğini, geçimsizlikte davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu, pasaport ihtiyacı olmadan Suriye'ye kaçabileceğini, müşterek çocuğun velayetinin tedbiren ve kesin olarak müvekkiline verilmesini, tarafların boşanmalarına müvekkili lehine 50.000,00- TL. manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından 05/11/2020 tarihli ara kararı ile; Müşterek çocuğun tedbiren velayet hakkının davalı babadan alınarak, davacı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00- TL. tedbir nafakasına hükmedilmiştir....
Davalı-b.davacı vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline rencide edici söz ve davranışlarda bulunduğunu, güven sarsıcı davranışlar sergileyen davalının tam kusurlu olduğunu, davalının velayet hakkını kötüye kullanarak müşterek çocuklar ile davacı babanın görüşmesini engellemesinden kaynaklanan geçimsizliğin evlilik birliğini temelinden sarstığını,bu haliyle sürdürülmesinde taraflar ve müşterek çocuklar için korunmaya değer yarar kalmadığını beyanla boşanmalarına, müşterek çocukların velayet hakkının müvekkillerine tevdiine, nafaka ve tazminat taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
Annenin velayet hakkını kötüye kullandığına dair dosyada bir delil yoktur. Çocuğun yaşı, velayet hakkının kötüye kullandığının tespiti halinin her zaman davaya konu edileceği de gözetildiğinde davalının bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine; Dosya kapsamı ve özellikle toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirildiğinde; Davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, davacı yönünden TMK m. 166/1 şartların gerçekleştiği, davacının boşanma davası açmakta haklı olduğu, bu nedenle mahkemenin davacının boşanma davasın kabul etmesinin TMK m. 166/1 uygun olduğu anlaşılmıştır....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ortak çocuğun üstün yararı ve eldeki davanın boşanma kararından dört gün sonra açılmış olduğu hususları gözetildiğinde, taraflar arasında velayetin değiştirilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre velayet hakkının davalıdan alınarak davacıya verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir. 12. Bilindiği üzere velayet ile ilgili düzenlemeler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 335 ila 351. maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır. Velayet: kavram olarak, küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların gerek kişiliklerinin gerek mallarının korunması ve onların temsili konusunda kanunun ana babaya yüklediği ödevler ile bu ödevlerin gereği olan hakların tümünü ifade eder. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır....